Bu haftaki köşemde sizlere, eskiden popüler bir meslek olan hayvancılık ya da halk arasında bilinen ismiyle ‘Çoban’lıktan bahsedeceğim. Kıbrıslı Türklerin ekonomik imkanlarının kısıtlı olduğu günlerde, köylerde yaşayanlar çocuklarını çok fazla okutmazlardı. Onun yerine çocuklar çok küçük yaşlardan baba mesleği olan hayvancılığa yönlendirilirdi. Eskilerin tabiriyle “bayramı seyranı, gecesi gündüzü” olmayan bu mesleği icra edenlerin sayısı da gün geçtikce azalıyor.
Gerek ekonomik getirisinin azalması gerekse yeni neslin bu mesleğe hiç ilgisi olmaması hayvancılığın günden güne azalmasına sebep oluyor.
Bu hafta köşeme konuk edeceğim Vasfi Altındağlıer, 80 yaşında… Hayvancılık yanında uzun yıllar kasaplık da yapan Altındağlıer, Geçitkale köyünün tanınmış simalarından.
KIBRIS: Bize kendinizden bahseder misiniz?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Ben 7 Ağustos 1930 tarihinde Gadalyonda’da doğdum. Babam hayvancılıkla uğraşırdı bu meslek bize babamdan kaldı. 1858 yılında Gadalyonda’dan göçmen olduktan sonra Koççat köyüne yerleştik, oradan da 1974 yılında Geçitkale’ye göçmen geldik. Hala burada ikamet etmekteyim. 9 çocuk babasıyım.
KIBRIS: Bu mesleğe nasıl başladınız?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Ben 8 yaşından itibaren çobancılık mesleğine başladım. Kasaplık mesleğine ise 16 yaşında başladım. Eskiden babamın hayvanları vardı. O zaman okul yoktu. Gadalyonda’da Maşara ormanlarının eteğinde çiftliğimiz vardı. Orda babamla birlikte çobancılığa başladım. 72 yıldır çobancılık mesleğini 64 yıldır da kasaplık mesleğini yürütmekteyim. Tabii şimdi oğullarıma devrettim.
“Çobanın Cumartesi pazarı, tatili yoktur”
KIBRIS: Eskiden çobanlık mesleği nasıldı?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Eskiden sabahtan kalkıp ovaya dağa giderdik, hayvanlarımızı orda beklerdik. Akşama kadar mecburduk ovalarda kalmaya.
Çobanın cumartesi pazarı yoktu,tatili, ya da izin günleri de yoktu. Eskiden çok zordu çobancılık mesleği.
Eski çobanlık mesleği ile şimdiki çobanlık arasında çok farklılıklar vardır. Eskiden hayvanlar mandıralarda yedirilmezdi. Ovalarda dağlarda beslenirdi. Ama şimdi herkes evde yemler. Zaten artık bu mesleğida yürüten kalmadı. Ben hatırlarım sabah 6’da uyanırdım, annem dağarcığımı hazırlardı. Dağarcığımda ekmeğim, suyum ve yemeğim vardı.
“Bana fışkı kokusu vurmazsa yaşayamam”
Eskiden hayvanları kova ile kuyulardan ip ile su çekerek sulardık. Elektirik yoktu o zaman. Şimdi her şey hazır ve çok güzel herkesin su deposu var. Şimdi her şey çok kolaylaştı. Ama artık be mesleği yapan artık yok. Bu meslek giderek ölmüş durumdadır. Bana mandıra fışkısı (gübre) kokusu vurmazsa yaşayamam.
KIBRIS: Hayvanların boynuna taktığınız zil ve çanlardan da bahseder misiniz?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Hayvanları beklerken, hayvanlar ovada kaybolmasın diye mutlaka takardık. Bakın burda elimdeki çanlar 100 seneliktir. Dedemden kalma zil ve çandır. Hâlâ daha saklarım benim için çok büyük önemi ve hatırası var. Şimdi artık çan da yapmazlar.
“İnşallah torunum bu mesleği devam ettirecek”
KIBRIS: 64 yıl kasaplık mesleğini de yürüttünüz bu meslekle ilgili neler söylemek istersiniz?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Eski kasaplık şimdiki kasaplığa hiç benzemez. Eskiden kasaplar hayvanları “gabal” dediğimiz yani guduru göz gararıynan alırdı. Her köyün hayvanının okkası değişirdi. Bunu kasapların hepsi bilmezdi. Hayvanı gördüğün zaman göz kararı okkasını kestirmezsen yürütemezdin kasaplığı. Şimdi hayvanlar kilo üzerinden tartılarak alınır. Artık herkes kasaplığı yapabilir.
Kasaplar eskisi gibi satış yapamıyor, eskideki işler kalmadı. Her şey hazır marketlerde. Kimse kasaba gidip özel et ya da kıyma almaz. Bu duruma da ben çok üzülürüm. Yıllarca kasaplık yaptım bu duruma getirdim. Şimdi oğluma bıraktım. İnşallah oğlumdan sonra da kasaplık mesleğini öğrettiğim torunum Vasfi Altındağlıer bu mesleği yürütecek.
KIBRIS: Hayvancılığın ne gibi sorunları var?
Vasfi ALTINDAĞLIER: Eskiden hayvanlarda hastalık yoktu ama şimdi hastalıklar çoğaldı. Bir dönem hayvanlarımıza burusella hastalığı tuttu ve çok sayıda hayvanımızı aldılar. Ve mağdur kaldık. Halimizi soran olmadı.
Kaynak : Kıbrıs Gazetesi – 30 Ekim 2010
Bir Yorum
sedat bekdas
yıllardır cıvtcılık cobanlık yaptım