Son yıllarda sermayenin denizden ve karadan adeta kuşatmaya aldığı Karaburunlular, aylardır seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Balık çiftlikleri, rüzgar santralleri, geniş arazi yağmaları yüzünden yaşam alanları gittikçe daralan ve birçok çevre sorunu ile yüz yüze kalan yarımada halkı, önceki gün de İzmir İl Çevre Müdürlüğü önünde eylemdeydiler. Sorunlarını yazdıkları döviz ve pankartlarla Müdürlük bahçesinde toplanan Karaburunlular adına konuşan Kent Konseyinden Hüsnü Dilli, yaşam alanlarını talana ve çevresel felaketlere açan faaliyetlerin, ÇED raporlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığından çıktığını hatırlatarak, “Onun için buradayız. Denizimize kurulan balık çiftlikleri kıyıları katletmeye devam ediyor.
Yayla köyünden Mustafa Şenbahar, rüzgar santrallerinin köylerini nasıl yaşanmaz hale getirdiğini anlattı şöyle anlattı: “Şu anda binlerce çam orman idaresi eliyle sökülüyor. Başbakan çevrecileri sorunların çözümü için kendisiyle ortaklık yapmaya çağırdı. İşte geldik. Çöz bizim sorunumuzu.
ACIMIZDAN ÖLÜYORUZ
Necla Arıcı-Çoban: Yayla köyünden geliyorum. Keçicilikle geçiniyoruz. Bizim hiç toprağımız yok. On tırnağımızla kazanıyoruz. Biz acımızdan ölüyoruz. Bizim sesimizi duysun Ankara’dan. Biz göz yaşlarına boğuluyoruz. Rüzgar enerjisini kurdu bütün hayvanlarımız ölüyor. Zeytin alanlarını niye verdi, neden kiraladı insanlara. Biz hırsızlık mı yapalım. Duysun Başbakan Ankara’dan bizim sesimizi. Tunus’tan konuşuyor, iki çapulcu diye. Biz de çocuklarımızı okutmak isterdik. Ben de isterdim yavrumu bir memur yapmak. Benim eşim de isterdi gelip İzmir de bir işte çalışmak. Ben 10 tırnağımla kazıyorum. Hakkımızı biz kimden arayacağız.
Kaynak : Evrensel – 13 Haziran 2013