Haziran ayındaki KCK operasyonlarından tutuklanan KESK’e bağlı Tarım Orkam-Sen Genel Başkanı Metin Vuranok, Sincan F tipi hapishanesinden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na sesleniyor
AKP hükümeti son 11 yıllık icraatlarını değerlendirdiği kongresinin hazırlığına, bütün Bakanlarına o zamana kadar yapılan icraatlarında ne kadar başarılı olduklarını basına ve kamuoyuna anlattırarak başladı.
Kongre öncesinde icracı Bakanlıkların tamamı basının karşısına geçerek, AKP’nin ne kadar başarılı olduğunu, ülkeyi ne kadar iyi yönettiğini, deyim yerinde ise Türkiye’nin başına gelen en iyi hükümetin AKP hükümeti olduğunu ve bu durumun bir şans olduğunu anlattılar.
Ancak biz yaşama halkla birlikte halkın içinden bakanlar, bu açıklamaların neye tekabül ettiğini, toplumsal algının nasıl manüple edilmeye çalışıldığını bir kez daha gördük şahit olduk.
Sayın Bakanlarımızın tamamının yaptığı açıklamalara dair bir algımız elbette var. Bu açıklamaların ne anlama geldiğini kendi işkolu alanımız olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı’nın yaptığı açıklamaları anlaşılır bir dilde çevirmeye çalışarak kamuoyu ile paylaşacağız.
Sayın Bakanımız yaptığı basın açıklamasında, ülkemizi son 3 yıldır özellikle meşgul eden hayvancılık alanına ilişkin söylediklerinin altını çizerek, bu alanda ne kadar ileri gittiğimizi, geçen yıla oranla gerek canlı hayvan sayısında, genel kırmızı et üretimi konusunda ne kadar başarılı olunduğunu anlattı. AKP hükümetinin bu alandaki başarısını sayısal verilerle ve yüzdelik rakamlarla anlattı.
Biz de bu verileri ve yüzdeleri TÜİK verileri üzerinden sizlere anlaşılabilir bir hale getirmeye çalıştık.
1-Büyükbaş hayvan sayısında 2011 yılında bir önceki yıla göre %9’luk bir artış meydana gelmiştir. Ki doğrudur. Ancak bu göreceli doğruda iki temel unsura dikkat çekmek gerekir.
a) AKP Hükümetinin iş başına geldiği 2001 yılından bu yana Türkiye nüfusu ne kadar artmıştır? Büyük baş hayvan sayısındaki bu artışın nüfusa oranı nedir?
b) Dış ülkelerden alınan canlı hayvan sayısı ne kadardır?Alınan bu büyükbaş hayvanların üretilen kırmız et rekoltesine katkısı ne kadar olmuştur.
2-Bir önceki yıla ve 11 yıllık icraat dönemine ilişkin, küçükbaş hayvan (koyun-keçi) sayılarında %10’nun üzerinde bir artış olduğu ifade edilmektedir. Ki bu da bir önceki yılla kıyaslandığında doğrudur. Ancak 11 yıllık AKP hükümeti dönemine bakıldığında bu veriler doğruları yansıtmamaktadır.
2002 yılında 31.953.800 olan küçükbaş hayvan sayısı (TÜİK verisidir) 2009 yılında 26.877.793’e kadar gerilemiştir. 2011 yıl sonu itibari ile de bu rakam 32.309.518’e çıkmıştır.
Bu durumda başta temel aldığımız 2 soruyu yineliyoruz.
a) Bu rakamlar kamuoyuna deklere edilirken AKP hükümetinin 11 yıllık icraatı içinde mi ele alınmıştır? 11 yıllık icraat içinde ele alınmış ise 2009 yılındaki (26.877.793) bu ciddi sayısal düşüşün sorumlusu ya da sorumluları kimdir? Sorumlular hakkında herhangi bir işlem yapılmışmıdır?
b) Bu veriler kamuoyu ile paylaşılır iken; Türkiye nüfus artış oranları da dikkate alınarak mı iyileşme olduğu ifade edilmiştir? Yabancı ülkelerden 2 yıldır alınarak kırmızı et üretimi yapılan büyükbaş hayvan sayısı ve et üretiminin büyükbaş hayvan eti ile karşılanmasının bir etkisi varmıdır?
Sadece yukarıda saymış olduğumuz veriler, halkımızla doğru temelde paylaşılmış olsa büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayıları ve üretilen kırmızı et rekolteleri konusunda halkımız doğru bilgilendirilmiş olacaktır.
AKP hükümetinin 11 yıllık icraatı döneminde Gıda Tarım ve Hayvancılık alanına ilişkin yaptığı en iyi iş (yetersiz de olsa) 2006 yılında çıkardıkları kanunla, alanın desteklemesi için Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) % 1’inden az olmamak üzere pay ayrılması olmuştur.
Bu çalışma doğru temelde değerlendirilse ve öngörülen %1’lik kısım dahi ayrılmış olsa belki alanımıza ilişkin daha verimli bir çalışma yapılmış olurdu. Fakat TÜİK verilerini takip ettiğimizde kanunen destekler için ayrılması gereken pay, en fazla % 0.82 seviyelerinde kalmıştır.
Gayri Safi Milli Hasıla 2000-2010 yılları arasında %50 büyürken tarıma ayrılan pay aynı kalmış ve bu konuda kanuni zorunluluk dahi yerine getirilmemiştir.
AKP hükümetine ve Sayın Bakanımıza soruyoruz; GSMH’den ayrılarak destekler için kullanması gereken % 1’lik pay neden ve hangi gerekçelerle kullanılmamıştır?
Kendi döneminizde çıkarmış olduğunuz kanuna uymamanın cezası, yaptırımı nedir?
Yukarıda dile getirdiğimiz konulara ilişkin AKP hükümetinden ve Sayın Bakanımızdan halk adına cevap bekliyoruz.
Hükümetten ve Sayın Bakandan bizlere cevap geleceğini düşünmüyoruz, çünkü bu doğrulara verilecek cevaplarının olmadığını biliyoruz.
Biz sendikacılara verilecek cevapların sürgün, soruşturma, tehdit ve cezaevleri olduğunu biliyoruz. Çünkü yaşıyoruz.
Yaşadığımız müddetçe de F tipi cezaevlerine hepimizi doldursalar da; hükümetin ve bakanlarının yanlışlarını, manüplasyon girişimlerini teşhir edecek ve doğruları halkımızla paylaşmaya devam edeceğiz.
Metin Vuranok
Tarım Orkam-Sen
Genel Başkanı
Sincan 1 Nolu F Tipi Ceza ve Tutuk Evi
Kaynak : Sendika.org – 23 Ekim 2012