Çiftçi-Sen, et ithalatı ve yaşanan “et krizine” ilişkin bir bildiri yayınladı. “Türkiye hayvan yetiştiricilerinden esirgenen destekler şimdi yabancı ülke hayvan yetiştiricileri ile yerli ve yabancı şirketlerin kasasına gitmesine seyirci mi kalacağız?” ifadelerine yer verilen bildiri şöyle:
Türkiye 1980’lerde hayvan varlığı ve çeşitliliği ile övünen, kendine yettiği gibi fazlasını satabilen bir ülke iken, bugün yiyecek et bulunamayan bir hale düşürülmüştür.
1980’lerde varolan “Et ve Balık Kurumunu yok etmeyin” diyen hayvan yetiştiricileri ve tarım örgütlerine, “devlet et mi satacak?”, SEK’i satmayın denildiğinde “devlet süt mü satacak?”, TİGEM’lerden vazgeçmeyin denildiğinde, “devlet çiftçilik mi yapacak?” diyenlere Çiftçi Sendikaları olarak şimdi soruyoruz; peki, devlet et mi satın alacak, hem de dışarıdan! Size ve bu politikalarınıza “pes” demiyoruz!
1980’de hayvan sayımız 84 milyon idi. Şimdilerde 38 milyonlara kadar geriledi. Uygulanan hayvancılık politikaları hayvan sayısını azaltıyor dediğimizde televizyonlarda gözümüzün içine bakarak Tarım Bakanı; “hayvan sayımız azalıyor ama verimliliğimiz artıyor” diyor, bir dizi rakamlarla istatistikler sıralıyordu. Hayvancılıkta verimlilik artıyorduysa (kalkas ağırlığımız artıyorduysa) şimdi niye et sıkıntısı çekiyoruz.?
Et ve Balık Kurumuna piyasayı düzenleyecek miktarda et aldırmayan, piyasayı hayvan yetiştiricileri ve tüketiciler lehine düzenlemeyen Bakanlık et sıkıntısı ortaya çıktığında Et ve Balık Kurumu’na şimdi et ithali niye yaptırıyor, bunu başarımı sayacağız?
Geçen yıl sütün fiyatı 36 kuruş, et fiyatı 9 lira iken de Et ve Balık Kurumu vardı Bakanlık çiftçilerin lehine fiyatlara niye müdahale etmedi. Çiftçinin sütü 80 kuruşa, eti 18 liraya çıkınca neden müdahale ediyor? Çiftçilere bu duyguları yaşatmaya hükümetin ne hakkı var?
Türkiye hayvan yetiştiricilerinden esirgenen destekler şimdi yabancı ülke hayvan yetiştiricileri ile yerli ve yabancı şirketlerin kasasına gitmesine seyirci mi kalacağız?
Bugüne kadar uygulanan yanlış hayvancılık politikası ile milyonlarca hayvan yetiştiricisi iflas ettirildi. Bu yıl süt ve et fiyatı geçen yıla oranla maliyetin altında değil de maliyetin biraz üzerinde fiyat gerçekleşince niye hemen ithalat yapılıyor?
Tarım ve hayvancılık bir bütün olarak ele alınması gerekirken, “maksatlı” olarak birbirinden ayrıldı. Küçük çiftçinin yetiştirdiği sığır, koyun, keçi, mandalarından elde ettiği ete ve süte uygulanan yanlış fiyat politikalarıyla “adeta engel” olundu. Mera alanları bir yandan daraltılırken, diğer yandan verimsizleşmesine seyirci kalındı. Yem, veteriner hizmetleri vs. girdiler pahalılaştırıldı, ulaşılamaz hale getirildi. Şimdi de “et pahalı” denilerek et ithal etme yoluna gidiliyor?
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu olarak diyoruz ki;
* Hayır! Et ithali çözüm değildir.
* Et ve Balık Kurumu (EBK) et ithal işiyle uğraşacağına/uğraştırılacağına asıl işi olan küçük üreticiden et alıp tüketiciye ucuz ve sağlıklı et pazarlamaya dönmelidir.
* Hükümet şirket yanlısı politikalarını terk etmeli. Küçük üreticiye gerekli mali destek vermeli. Küçük üreticilerin ana girdileri sübvanse edilmelidir.
* Hayvan ve mera ıslahına yeterli destek ayrılmalı, hız verilmeli..
Abdullah AYSU
Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu
Genel Başkanı