Gıdaları mikrop ve bakterilerden uzak tutmak için tuz ve şekerle koruma yöntemi vücudun sistemini bozuyor. İç Hastalıkları Uzmanı Nafiz Karagözoğlu, ‘Yaş pastayı bile tuzlu satıyorlar. Hazır gıda diyabetin en büyük sebebi’ diyor…
Pankreasın yeterli insülin üretememesi sebebiyle oluşan ama birçok organı etkileyen, vücudun tüm çalışma düzenini bozan ve ömür boyu devam eden bir hastalık diyabet… Bulaşıcı değil, ancak bebek, yaşlı, kadın, erkek demeden hızla yayılıyor. Dünyada yılda yaklaşık 4 milyon kişi bu yüzden hayatını kaybediyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu yılsonu itibariyle diyabetli hasta sayısı 285 milyon olacak. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nafiz Karagözoğlu, Türkiye’de 10 milyon hastanın yaşadığı diyabetin beslenmeyle arasında çok önemli bir ilişki olduğuna dikkat çekiyor. Yediğimiz her şeyin kan şekerimizi yükselttiğini ifade eden Karagözoğlu’na göre sürekli ve hızlı yükseliş zincirleme trafik kazası gibi tüm sistemi bozuyor. İşte Karagözoğlu’nun diyabete karşı koruyucu mönüsü ve yemek tarifleri…
– Yediğimiz her besin kan şekerini yükseltir mi?
Evet, ne yersek yiyelim, kan şekeri yükselir. Gıda diye yuttuğumuz her şey önce mide, bağırsaktan geçer; sonra emilir, karaciğere gelir. Ardından karaciğerde glikoza dönüşür… Ne yerseniz yiyin, tüm gıdalar glikoza dönüştürülerek kana verilir. Kan, diğer hücrelere damarların içinden seyahat ediyor. İnsülinlerle hücrelerin içine sokuluyor. Eğer hızlı emilirse diğer sistemlerin çalışma sistemini bozuyor. Vücudun kan şekerini belli bir hız ve dengede alması gerek.
ÇOK YEME!
– Beslenme düzenindeki hangi hatalar kan şekerini hızlı yükseltiyor?
En önemlisi hazır gıdaların hayatımıza girmesi. Ambalajlı içeceklerin çoğu glikoz barındırır. Yani bir şerbet… Dil tomurcuklarımızı hızlı uyardığı için haz duygumuzu besliyor; kolay bulunabilecek şekilde ambalajlandığı için çok tüketiliyor. Bunları içtiğinizde kan glikoz hızı, vücudun alışkın olduğu hızın üzerinde yükseliyor. Şekeri hayatımızdan çıkarmamız gerek. Yediğiniz yemeğin miktarı da önemli. Çok yemek de kan şekerini yükseltir.
BASIYORLAR TUZU, ŞEKERİ!
– Peki, hangi besin türlerini çıkaralım hayatımızdan?
Kolay emilebilen karbonhidrat grubunu, nişastalı gıdaları önermiyoruz. Sofranızdan pirinç, un, şekeri kaldırın. İlk insan, avcı ve toplayıcı. Avı bulma periyodu haftada 1-2… O yüzden, haftada bir ya da iki kere et grubu tüketin. Ayrıca şu ağaçta meyve çıkmış mı, şu ot bitmiş mi diye bakılıyor; onlar tüketiliyordu… Hazır gıda teknolojileri, soğutma, market sistemleri yoktu. İnsanın yiyeceklere ulaşmak için harcadığı efor, beden sağlığıyla ilgili sonuçları da beraberinde üretiyordu. Ama günümüzde insan çalışmıyor; hareketsiz, her şeyi hazır buluyor. Özellikle de gıdaları.
– Hazır gıdaları neden eleştiriyorsunuz?
Her hazır gıdanın içinde, gıda koruyucu tuzlar ya da şekerler var. O gıda paketin içinde bu sayede, mikroplar tarafından çürütülemez halde tutulur. O yoğunluktaki tuz veya şekerde virüs, bakteri yaşamıyor. Ama vücudumuzu nasıl etkiliyor? Raflarda envai çeşit gıda var. Hepsi tuzlu. Yaş pasta etiketine bakın, içinde tuz var. Ama tatlı tadı daha baskın, tuzlu tadı daha az. Beden bunlara alışkın değil. Sonra bir bakıyoruz ki hastanın kan şekeri dengesi bozulmuş!
– Kan şekerini hangi besinler dengeler?
Fasulye, mercimek, nohut gibi kuru baklagiller, bulgur gibi tam tahıllı besinleri öneriyoruz. Ayrıca tam tahıllıysa ekmek, zeytinyağı ve köyden gelen doğal tereyağını tüketebilirsiniz. Tuzsuz zeytin, yumurta, peynir, yoğurt, süt, ceviz gibi protein içeren besinleri almalısınız. Lif içeren sebzeler, tarçın gibi baharatları da unutmamalısınız. Meyveyi de içeriğindeki şeker sebebiyle porsiyonuna dikkat ederek tüketebilirsiniz.
MARKETTE AVLANIN
– Ayrıca neler yapılmasını öneriyorsunuz?
Tembellikten kurtulacağız. Eskiden yokluktan avcı, toplayıcıydık. Şimdi çoklukta avcı, toplayıcı olmak zorundayız. Bakkalda, pazarda, markette avlanacağız. İnceleyeceğiz, araştıracağız uygun besini alacağız. ‘Doğru gıda nedir?’ öğrenmek zorundayız. Pişirme tekniklerini de öğrenmeliyiz. Bunlar için gayret sarf edilmediğinde diyabet gibi hastalıkların artması maalesef önlenemeyecek. Ya nefis ya nefes.
Kaynak : Gazeteler. com – 12 Ocak 2013