Çiftçi Sendikaları Konfederayonu’nun üyesi olan Hububat Üreticileri Sendikası Hububat SEN Konya’da şube açtı. Konya Şube Başkanı Ahmet İnci 8 Mayıs’ta yaptığı yaptığı basın açıklamasıyla çiftçileri örgütlenmeye çağırdı.
Basın açıklaması:
Tarıma elverişli ve geniş topraklara sahip Konya’mız Türkiye genelinde hububatın %12 sini üretir. Konya bu yapısı ile Türkiye’nin tarımsal üretimle geçimini sağlayan en kalabalık nüfusa sahip ilimizdir.
Türkiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu Konya Hububat-Sen şubesi olarak sayın Konya çiftçisinin huzurundayız.
Çiftçiler ne yaşıyor? Nasıl yaşıyor? Çiftçilere neler yaşatılıyor? Çiftçilere kim(ler) ne yaşatıyor? Çiftçilerin yaşamını karartanlar, isteksizleştirenler, mesleğini terke zorlayan kimler? Bu kimlere, destek olanlar kimler?
Türkiye’de 1980’den bu yana IMF ve Dünya Bankası; “Tarıma yapılan destekleri azaltın, tarımsal kredi faizlerini yükseltin, destekleme yapan kuruluşları özelleştirin” dedi. Hükümetler ise, IMF ve Dünya Bankası’nın bu isteklerini harfiyen yerine getirdi, getirmeye de devam ediyor
Kamudaki Tarım Bakanlığı Kurmay Genel Müdürlükleri’nin dağıtılması/kapatılmasıyla başlayan, IMF ve Dünya Bankası yaptırımları; suyu, toprağı çiftçiler ile devletin ortak korumasından çıkarttı, şirketlerin kâr amaçlı uygulamalarına açık hale getirdi.
Özelleştirilen kamu iktisadi teşebbüslerinden sonra 1980’lerde 80 milyon olan hayvan sayımız şimdilerde 41 milyona kadar geriledi. İhracatçısı olduğumuz hayvansal ürünlerde ithalatçı olduk. Hayvan yetiştiriciliğinden geçimini sağlayan birçok aile artık geçinemiyor, hayvan yetiştiriciliğini terk etmek zorunda kaldı.
Yine IMF ve Dünya Bankası’nın arzusuyla çıkarılan Şeker Yasası sonrası 175 bin üretici şeker pancarı üretimini bırakmak zorunda kaldı. Şeker pancarı üretimi 18 milyon tondan, 11 milyon tona kadar geriledi. Buradan boşalan alanlara Cargill gibi çok uluslu şeker şirketleri girdi. Hükumetler, IMF ve Dünya Bankası isteklerine uyarak TEKEL yasasını da çıkarttı. TEKEL tütün ve üzüm alımından vazgeçti. 583 bin tütün üreticisinin sayısı 180 binlere kadar geriledi. Tütün üretimi 208 bin tondan 80 bin tona düştü. TEKEL’den boşalan yerleri Philip Morris, JTİ, Amerikan Tobacco gibi uluslararası sigara şirketleri aldı. Üzüm yetiştiricileri de zor durumda.
Çiftçilere ait Tarım Satış Kooperatifleri Yasası da Dünya Bankası isteğiyle değiştirildi. Çiftçilerin üretimden pazara olan bu örgütlenmeleri dağıtılarak birer piyasa aktörü haline getirildi, şirketleştirildi.
En son olarak Tohum Yasası’nı çıkardı hükumet. Hükumetin çıkardığı Tohum Yasası ile çiftçilerin ürettiği tohumları satmalarına engel getirildi. Çiftçiler, tohum şirketlerinden tohum temin etmek zorunda bırakıldı. Kısacası Türkiye’de tarım şirketleşiyor. Çiftçiler yoksullaşıyor ve sömürülüyor. Uygulanan ve adına Yapısal Uyum Programları denilen tarımın şirketleştirilmesi politikaları sonucunda, şu anda her elli saniyede bir, bir çiftçi çiftçiliği terk etmek zorunda kalıyor.
Değerli basın mensupları ve üreticiler, tarım ile uğraşan ve geçimini tarım ile sağlayan çiftçilerimiz her sene biraz daha fakirleşmiş ve yoksullaştırılmıştır. Tarlasını işleyemeyecek duruma gelmiştir. Bölgemiz Konya’da yaptığımız araştırmalarda merkez üç ilçenin Ziraat Odalarının tespitine ve bazı muhtarların ile üretici köylülerden öğrendiğimize göre 2007 yılında Konya’da 2000 çiftçi tarımı terk etmiştir. Bu sayı her sene biraz daha artmaktadır. Tarım girdileri yükselirken ürün taban fiyatları dahada aşağı çekilmiştir. Konya Borsası’nın her gün yayınladığı bültenlerde buğday ve arpa fiyatları düşerken, girdi fiyatları olan mazot, gübre, tarımsal ilaçlar ve elektrik fiyatları artmaktadır. Çiftçimiz hükumetler tarafından ihmal edilmiştir. Hatta gözünüzü toprak doyursun diyenler, çiftçinin gözünün mazot, gübre, tarımsal ilaçlar ve elektrik fiyatları nedeni ile korktuğunu iyi bilmelidir.
Bu güne kadar üzerinde ‘ofis çiftçinin kara gün dostudur’. yazan TMO’leri çıkarılan yönetmelikle kademeli olarak 2018 yılından sonra 80 tonun altında üretim yapan çiftçilerden mahsul almayacak. Peki kimlerden alacak.
Değerli Konya çiftçileri ve üreticileri yukarıda sıraladığımız sorunların yaratıcısı yeni liberal politikalardır. Bu sorunların çözümü ise bütün üreticilerin ortak mücadelesinde yatmaktadır.
Bu amaçla Hububat-Sen Konya şubesi olarak bütün Konya üretici ve çiftçisini örgütlemeyi hedefledik. Çünkü sorunlarımızı ancak birlikte çözebileceğimize inanıyoruz.
Bu amaçla da bütün Konya üretici ve çiftçisini Hububat-Sen Konya şubesinde örgütlenmeye çağırıyoruz.
Türkiye Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu
Hububat-Sen Konya Şube Başkanı
Ahmet İNCİ
Bir Yorum
aytekin
çiftçiyi bitirmek için döviz kurlarını bile aşağıda tutuyorlar 6 ,7 sene evvel dolar 1800 lira seviyesindeydi mazot 1050 lira gübre ise 260,270 lira tonu idi hatta bir bardak çay o zaman 5 kuruşdu şimdi ise bir lira çoğu yerde yani çiftçinin malı para etmiyor kahvecinin çayı 20 misli artabiliyor bu nasıl bi iş bunu bile göremiyorlar yetkililer