Çiftçi Sendikaları Konfererasyonu Genel Başkanı ve Hububat Sen Genel Başkanı Abdullah Aysu buğdayın referans fiyatını açıkladı. Aysu, “Bilindiği gibi bu üretim sezonunda gübreye, mazota, enerjiye ve ilaca %100’e yakın zam geldi. Buğdayın fiyatı yaşanılan koşullar göz önüne alınarak belirlendiğinde yani maliyet + %25 kâr + insanca yaşam payı eklendiğinde 1 kg buğdayın fiyatı en az 99,5 Ykr olmalıdır.” dedi.
BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye’de hububat üretimi nereye gidiyor?
Türkiye’nin hep büyüdüğü masalları anlatılıyor hükümet tarafından. Bu ninnilerle biz çiftçileri uyutmaya çalışıyorlar. Oysa Türkiye tarımı üretici olan çiftçiden ve tüketici olan halktan yana yönetilmediğini bizim bildiğimiz gibi dünya alem de biliyor. Türkiye tarımı üretici olan çiftçiden, tüketici olan halkın çıkarına değil bir avuç para babası şirket sahiplerin çıkarına yönetildiği gün gibi ortada. Bu nedenle Çiftçi Sendikaları olarak bizler hükümete “Türkiye’de hububat üretimi nereye gidiyor” diye soruyoruz…
• Dünya tahıl üretimi 2005–2006 yıllarında düştü. Dünya üretim düşüşüne bağlı olarak 2005–2006 yılında dünya buğday stokları azaldı ve fiyatı yükseldi. Dünyada bunlar yaşanırken Tarım Bakanlığı 2005–2006 yıllarında TMO depolarındaki 1 milyon ton buğdaya ihracat izni verdi ve sattı.
“Bu yıl buğday üretimimiz fazla o zaman fazlamızı hemen satalım” doğru bir politika değildir. Bir sonraki yılın üretim miktarını görmeden, yeni ürünü ihtiyat olarak stoklamadan eski stoku devlet elden çıkaramaz. Stok yönetimi 2-3 yılda bir gözden geçirilir, değerlendirilir.
Peki, Tarım Bakanlığı ne yaptı? Türkiye 2006 yılı ekmeklik buğdayını yeni üretim sezonunun üretim miktarını görmeden stoktaki buğdayın tonunu 136 dolardan dışarıya sattı, ihraç etti. Oysa bir ülkenin buğday stoku hem ülke hem de yurttaşı için sigortadır. Sigortasız (kaskosuz) yapılan kazanın faturası insanın ocağına incir ağacı diker. 2007 yılında kuraklık yaşanınca Türkiye bu buğday ithal etmek zorunda kaldı. Çünkü ülkenin ve yurttaşının sigortasını (kaskosunu) Tarım Bakanlığı bilerek yaptırmamıştı. 2007 yılı kurak geçince ve verim düşünce de ülkesinin ve yurttaşının kaskosunu yaptırmayan Tarım Bakanlığı yüzünden Kasım-Aralık ayında dışardan tonuna 390-400 dolar verip buğday satın almak zorunda kaldık.
Bütün bu olumsuzluklardan ders almamışa benziyor hükümet. Şimdi de buğday alım fiyatını açıklamıyor. Ülke ve yurttaşları için sigorta görevi görecek oranda stok da yapmıyor. Yurttaşların gıda sigortasının yapılmasını şirketlere bırakarak kuzuyu kurda teslim ediyor.
Süne tahlillleri, geçmişte “Çiftçinin Karagün Dostu” denilen ve halen silolarının üzerinde bu yazı bulunan TMO’nun elemanları veya Tarım Bakanlığı’nın diğer elemanları tarafından yapılmıyor. Buğdayı alacak olan Ticaret Borsasındaki tüccarlar tarafından tek taraflı olarak yapılıyor. Fiyatın belirlenmesinde olmayan Tarım Bakanlığı süne tahlilinde de aktif olarak yer almıyor. Dolayısıyla tüccar tek başına buğdayın fiyatını belirliyor. Tarım Bakanlığı çiftçiyi yalnız bırakıyor, yani burada da kuzuyu kurda korumasız teslim ediyor. Adeta “buyur kendine bu kuzulardan güzel bir ziyafet çek” diyor.
Bilindiği gibi bu üretim sezonunda gübreye, mazota, enerjiye ve ilaca %100’e yakın zam geldi. Buğdayın fiyatı yaşanılan koşullar göz önüne alınarak belirlendiğinde yani maliyet + %25 kâr + insanca yaşam payı eklendiğinde 1 kg buğdayın fiyatı en az 99,5 Ykr olmalıdır.
Ayrıca bu fiyat üzerinden TMO yeterli alım yaparak üretici ve tüketici lehine piyasayı düzenlemeli ve alımların parasını peşin ödemelidir.
Başbakan ve Tarım Bakanı; “fiyatların düşmemesi için hububat alım fiyatlarını açıklamıyoruz” diyor. Bunları söyleyerek tarlalarımızdaki kargaları bile güldürmeyi başarıyorlar. Fiyatların düşmemesi için fiyat açıklamayan Tarım Bakanlığı ithal ettiği buğdayı hasat döneminde iç piyasada buğdayın tonu 550-600 YTL’den satılmaktayken ithal buğdayın tonunu 500 YTL’den satışa sunarak zaten buğday fiyatını düşürmüş olmuyor mu?
• Üretiminde dünya birincisi olduğumuz fındıkta iki başlılık devam ediyor. Asli görevi hububat alımı ve satımı olan TMO, buğday stoku yapmıyor, buğday fiyatını bile açıklamazken stoğunda 300 bin ton fındık bulundurabiliyor. Bu fındığı ne satıyor, ne yağa dönüştürüyor. Tarımsal ihracatın üçte birini tek başına karşılayan ülkeye döviz kazandıran fındığa TMO’nun müdahalesinden bu yana fındık üreticileri hiçbir zaman fındığını maliyetin üzerinde bir fiyata satamamıştır. Ayrıca TMO’nun alımından bu yana sadece çiftçi değil hazine de 1.5- 2 miyar YTL zarara uğratıldı.
Hububat Üreticileri Sendikası olarak diyoruz ki; TMO asli görevine dönmeli, hububat piyasasını üretici ve tüketici lehine düzenlemelidir. TMO, buğday fiyatını maliyet + %25kâr + insanca yaşam payı eklendiğinde ortaya çıkan 99,5 YKR taban fiyatı üzerinden yeterli ve peşin alım yapmalıdır.Abdullah Aysu
Hububat Üreticileri Sendikası
Genel Başkanı