Derelerin Kardeşliği Platformunun Kurucu Başkanı Rizeli Avukat Remzi Kazmaz, Tabiat ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısının Meclis gündemine sevk edildiğini söyledi. Kazmaz, yasa ile birlikte su, hava ve toprağın uluslararası şirketlerin denetimine açıldığını belirtti.
‘Yani Meclis’te hazırlanmakta olan bu yıkım yasası ile insanlığın- doğanın-kültürümüzün idam fermanı hazırlanıyor. Bu yasa ile birlikte Su, Hava, Toprak uluslararası şirketlerin denetimine açıldı. Yaşamımızda yer alan Kültür ve Doğa varlıkları bu yasa sayesinde ranta çevrilip alınıp-satılacak. Her türlü yasal ve hukuki engelleri ortadan kaldıran bu yasa ile elimizi kolumuzu bağlayacaklar.’
Yasa Ne Kaybettiriyor?
‘Yasa 2000 yılından bu yana biliniyordu. İkizdere’nin SİT olayı fırsat bilinip jet hızıyla Meclise sunuldu. Bu yasa ile birlikte yıllarca AY ve Yasalarla koruma altına alınan uluslar arası öneme sahip Doğal ve Kültürel Varlıklarımızın üzerindeki korumalar Kamu yararı bahane edilerek kaldırılıyor. Bu yasa yasallaşırsa hazine arazileri meralar, ormanlar ve su havzaları SİT Alanları-Milli Parklar kullanıma açılacaktır.
Bu yasa ile; Taslak tüm biyoçeşitliliğin ve doğal alanların koruma- kullanma dengesine göre sürdürülebilirliğini kapsamaktadır. Böylece sadece doğal alanlar değil biyoçeşitlilik de kullanma ilkesi nedeniyle ticarileştirilecek. Bu yasa ile tüm tabiat kararları, doğal alanlar, kimlerin ve nasıl kullanılacağı ile ilgili karar verme yetkisi Çevre ve Orman Bakanlığı’na verilecektir.
Maden İşlemesine Kolaylık!
‘Ayrıca ormanlarımızın ve madenlerimizin şirketlerin kullanımına sokulmasının yolunu daha güçlü bir şekilde açılacaktır. Madde 37. Su Kullanma Hakkı Sözleşmesi imzalamış veya HES için Lisans almış tüm şirketlerin önünde engel olarak oluşan havza koruma statüleri kaldırılacaktır.
Bu unutulmamalıdır; bu tasarı ve doğal, tarihi ve kültürel varlıkların ticarileştirilmesi için yapılan tüm uygulamalar, Türkiye’nin taraf olduğu, Bern Sözleşmesi Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Alanlarını Koruma Sözleşmesi (l982-Türkiye 1984 de imzaladı), Dünya Mirası Sözleşmesi: Dünya Kültürel ve Yaban Mirasının Korunması (l983 Türkiye katılımı), Ramsar Sulak Alanlar Sözleşmesi (l971-Türkiye l994) gibi uluslararası anlaşmalara da aykırıdır.’
Sağlıksız koşullar içinde oluşacak bu yasa taslağının hakkımıza hiçbir faydası yoktur. Hazırlık aşamasında yapılan yanlışlar yetmezmiş gibi uygulamada özerk kurumlar olması gerekirken direkt bakanlığa bağlı yapılanma ile siyasete ve yönetime bağlı kurallar kuruldu.
Kaynak : Taka Gazete – 23 Aralık 2010