Uygulama safhasındaki 1700 adet (yazıyla bin yedi yüz) ‘dere tipi Hidroelektrik Santral (HES) projesinin, 600’ü (yazıyla altı yüz) güzelim Karadeniz bölgesindedir. Yüzlerce santrala yol veren ve ana hedef olrak da dünyada bir eşi daha olmayan Doğu Karadeniz bölgesinin vadi ve dere yataklarını seçen hükümetin insafsız tutumu, bir derenin ölümüne neden oldu. Gözleri aydın olsun.
Bölgeden gelen son haberlere göre; endemik bitki ve canlı çeşidi açısından dünyanın en zengin 200 vadisinden biri olan Rize’deki İkizdere Vadisi’nde canlı yaşamı çok ciddi bir tehdit altında. Bölgedeki hidroelektrik santrali daha deneme üretimine geçer geçmez derenin neredeyse 10 kilometre uzunluğunda bir kısmı kurudu. Yapanların da ocağı kurusun!
Bugün basına da yansıyan bu çevre felaketine karşın, yalnızca İkizdere üzerine 26 hidroelektrik santrali daha kurulması planlanıyor. Niyet köylüye, dere alalarına, çamlara, köknarlara, meşelere ve gürgenlere; endemik bütün canlılara karşı paranın iktidar savaşını sürdürmek… Yoksa, hayatı öldürmek pahasına yapılan yüzlerce HES üzerinden toplanacak elektrik enerjisinin miktarı; Türkiye üretiminin yüzde 2’sini bile bulmuyor… Oysa sadece enterkonekte sistemden çalınan ve kaybolan enerji miktarı yüzde 30 olarak hesaplanıyor…
İKİZDERE… TIKIZDERE…
Hükümetin kirli enerjiye destek politikasının sonucu Sanko adlı şirket 4 yıl önce Rize’deki ünlü İkizdere Vadisi’nde 95 megawatlık hidroelektrik santrali (HES) inşasına başlamıştı. Vadide 26 HES’in daha kurulacağı haberi duyarlı tüm Rizelileri ayağa kaldırmıştı.
2007’den bu yana İkizdere Derneği’nin, Derelerin Kardeşliği Platformu ve Karadeniz İsyandadır inisiyatifinin ısrarla sürdürdüğü kamuoyu oluşturma ve hukuki mücadelelere rağmen İkizdere Vadisi’ndeki ilk hidroelektrik santrali (HES) deneme üretimine başladı. Dere suyunun Santrala verilmek üzere tünele alınmasıyla birlikte derenin 8.5 kilometrelik bölümü tamamen kurudu.
Bugün cılız bir su akan derede geçen yıl bu zamanlar rafting yapılıyordu. Eğer öngörüldüğü gibi 26 HES daha üretime geçerse toplam 64 kilometrelik vadide dere suyunun tamamı kuruyabilir.
Bölgede daha önce de deneme üretimine geçen HES nedeniyle Güneysu’daki Gürgen deresi de kurumuştu.
‘VADİNİN SONU OLACAK’
Bölgedeki mücadelenin önderlerinden, ‘Derelerin Kardeşliği Platformu’ dönem sözcüsü Ömer Şan bu konuda şunları söylüyor: “Son günlerde etkili olan yağışlar sonucu derenin debisi yükselmesine rağmen santraldan bırakılan suyun azlığı, derenin adeta kurumuş gibi görünmesine neden oluyor. Çünkü dereye firmanın taahhüt ettiği gibi saniyede 2.8 metreküp su bırakılmıyor. Bırakılan su en fazla saniyede 500 ya da 600 litredir. Derenin kuruması, yaşamı ve bölge iklimini de olumsuz etkiliyor. Bu suda balığın veya diğer canlıların yaşaması ise mümkün değil…”
Tam da bu nedenle ve bugünlerde Karadeniz İsyandadır Platformu üyeleri ve destekleyen halk, Hopa’dan Batı Karadeniz’e doğru iki hafta sürecek bir uzun yürüyüşe başlıyor. Vadi vadi köylere uzanacak bu gezide gerçekler konuşulacak ve yeni eylemlilikler gündeme gelecek…
İkizdere’nin hali son uyarıdır. Bu cinayete seyirci kalmak aymazlıktır. 11 Temmuz günü tarihinde başlayacak Karadeniz Yaşam Yolculuğu’na sahip çıkalım, destek olalım ve katılalım…
05 Temmuz 2010/ turnusol