Kelepir şirket alıp, bekletip satanlar. Yeni şirket kurup marka yaratıp iyi fiyat bulunca devredenler. Ekonomi masterı yapmışlar. Doktora vermişler. Sabancı’nın, Koç’un, Doğuş’un CEO’su olmuş olanlar.
Sayın Mustafa Koç.
Sayın Güler Sabancı.
Sayın Ferit Şahenk.
TOBB’un, MÜSİAD’ın, TUSKON’un başkanları. Ekonomiden sorumlu bakan Ali Babacan. TEKEL’in 17 fabrikasını satan Özelleştirme İdaresi’nin o günkü başkanı Metin Kilci. Gazetelerde “ekonomi yazıları” yazan eski DPT’ciler, Merkez Bankacılar, Hazine’ciler, Özelleştirme İdaresi Başkan yardımcıları. Köşesi olan ekonomi profesörleri. Holding ve banka sahiplerinin masalarında şarap içmeyi ve holding başkanın her dediğini büyük gerçekmiş gibi yazmayı gazetecilik görevi haline getirmiş ekonomi servisi müdürleri.
Hepiniz şu soruyu sorun:
TEKEL Libya’da olsaydı.
Kaddafi, böyle satar mıydı?.
TEKEL Mısır’da olsaydı.
Mübarek, böyle yapar mıydı?
Xxx
İlk alıcı yerli 3 müteahhit şirketin (Limak-Nurol-Özaltın) 3 sahibiydi. 17 fabrikayı depolarında 150 milyon dolarlık hammadde ve satışa hazır içki stoklarıyla hepsi içinde 292 milyon dolara aldılar. Etiket boyutunu, kapak rengini, şişenin biçimini değiştirme dışında tek kuruş ekstra harcama, yatırım, yenileme yapmadılar ve 2 yıl sonra paradan para kazanan Amerikan fon şirketine (Texas Pasific Group) 810 milyon dolara sattılar. Amerikan fon şirketi de etiket, kapak, şişe biçimi değiştirme dışında hiçbir yenilik yapmadı. 810 milyon dolara aldıkları TEKEL’in içki bölümündeki 17 fabrikayı, İngiliz viski şirketine (Diageo) 2 milyar 100 milyon dolara devretti.
İlk alıcılar yerli işadamıydı.
Acaba onlar aracı mıydı?
Yani TEKEL’in içki bölümünün devletin mülkiyetinden çıkartılıp yabancıya satılması öyle planlandı ki, ilk yerli alıcılar “aracı komisyonlarını kapacaklar” sonra da Amerika merkezli fon şirketine devredeceklerdi.
Soruyu yazının başına yazdım.
Kaddafi bile bunu yapar mıydı?
Mubarek bile böyle satar mıydı?
Xxx
Sorunun cevabını bulabilmeniz için destek çıkayım. Ayrıntılı bilgi yazayım. TEKEL’in o yıllarda üretimden ve yatırımlardan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerim Yanık’ı isteyen gazeteci, isteyen TV kanalı bulabilir.
Her türlü ayrıntıyı sorabilir.
Özelleştirme İdaresi ile Maliye Bakanlığı, TEKEL’in içki bölümünü 2004 yılında saltığa çıkartmadan önce bütün fabrikaları yenilenmişti. Dıyarbakır, Tekirdağ, Bilecik, Nevşehir, Elazığ toplam 17 fabrika en yeni teknoloji ile devletin elindeyken donatılmıştı. Bu yenileme yatırımlarının müteahhitliğini ise, ne ilginç tesadüftür ki, ilk alıcı olan bu 3 mütteahhit firma yapmıştı.
Fabrikalar gelinlik kız olmuştu.
Bir tekini bile (örneğin Bilecik fabrikası) 100 milyon dolara elini öpene satabilecek değerdeydi. 17 fabrikanın; piyasayı ele geçirmiş, içki sevenin beğenisini kazanmış; Yeni Rakı, Kulüp Rakı, Altındağ Rakı, Tekirdağ Rakı, Binboğa Votka, Buzbağ Şarap markalarını sorunsuz üretiyor ve müşterisi hazır problemsiz pazarlayıp satıyordu. .
Xxx
2 bin işçi çalışıyordu.
Özelleştirme İdaresi, yeni alıcıya yük olmasın diye 2 bin TEKEL işçisinin 2 bininin de kıdem tazminatlarını ödemiş ve tazminat yükü sıfırlamıştı.
Fabrikalar yenilenmiş.
Gelinlik kız olmuştu.
İşçilerin kıdemi sıfırlanmış.
İstediğini işten at.
İstediğini çalıştır yapılmıştı.
Ayrıca 17 fabrikanın depolarına 100 milyon dolar değerinde; kuru üzüm-üzüm alkolü-şişe-etiket-anason hammaddesi bulunuyor, TEKEL’in 81 ildeki satış depolarında ise 35 milyon dolarlık şişelenmiş içime hazır rakı kolileri vardı.
Hepsi 292 milyon dolara satıldı.
Xxx
Şimdi lütfen şu ayrıntıya da dikkat edin.
Özelleştirme İdaresi TEKEL’i bu anlattığım güzel koşullarda teklif usülü ile satışa çıkardığında Sabancı Gurubu ve Tahinci oğlu Gurubu da alıcı oldular, gelip fabrikaları gezdiler, çok beğendiler ve en az 800-900 milyon dolar edeceği lafları bile edildi. Nedense bu iki gurup da almaktan vazgeçti ve 3 müteahhide 292 milyon dolara gitti. Müteahhitten para fonu Amerikalı’ya, Amerikalı’dan da viski şirketi İngiliz’e aktarılarak yerli TEKEL özelleştirme adı altında yabancılaştırıldı. Bu viskici şirket, vergi kaçakçılığından mahkum olmuş bir firma. Onu da “torba yasayla” affettiler. Yarın yazacağım.
Bugün soruma cevap isterim.
Kasap Kaddafi bile böyle satar mıydı?
Diktatör Mubarek böyle yapar mıydı?
tr.necatidogru.com/index.php?- 24. 02. 2011
Bir Yorum
tülay
hani lisede insanın çok yakın arkadaşları olur, herşeyini paylaştığı. sonra yollar birbir ayrılır, herkes bir yana savrulur, biraz da kendi insiyatifiyle. sonra bir bakarsınız, lisede kanki olduğunuz çıtıpıtı arkadaşınız Tekel’i yutan şirkette kendilerince iyi bir poziyonda karşınıza çıkar, bir yanda eski dostluğunuz, bir yanda ilkeleriniz, öylece kalırsınız… bir daha böyle parçalanmamak için daha sıkı sarılırsınız mücadeleye…