Doğu Karadeniz tarımının motor gücünü oluşturan çay ve fındık tarımı bugünlerde neoliberal dönüşüm sürecinin son virajına girdi. Devlet çay ve fındık üretiminden tamamen çekilerek üreticileri sermayenin insafına terk ediyor. Bugüne kadar Çaykur ve Fiskobirlik aracılığıyla çay ve fındık üretimi desteklenmişti. AKP iktidarı her iki kurumun da tarımsal üretim alanından tasfiye sürecini hızlandıran yeni projeler açıkladı. AKP’nin projeleri hayata geçerse üreticilerin topraksızlaşma ve işçileşme süreci hızlanacak. GSMH içindeki gelir düzeyi zaten Türkiye ortalamasının altında olan bölge insanı daha da yoksullaşacak.
Karadeniz uşağını sermayenin uşağı haline getirecek projelere göre yaklaşık 3 yıldır Fiskobirlik’in yerine fındık alımı yapan TMO bu yıl alım yapmayacak. Fındık fiyatı Vadeli İşlem Borsası’nda (VOB) belirlenecek. Çay alımları için de Çay Borsası kurulabilmesi için Ulusal Çay Konseyi vasıtasıyla çalışmalar hızlandırıldı. Bunun için öncelikli olarak Çaykur özelleştirilecek.
Şu an bölgede yaklaşık 200 bin çay üreticisi ve 320 bin fındık üreticisi var. Yaklaşık 3 milyon insan geçimini çay ve fındık üretimiyle sağlıyor. Bu durum çay ve fındık alımıyla uğraşan sermaye açısından avantaj yaratıyor. VOB’lar sayesinde üreticiden daha ucuza ve daha esnek alımlar yapılabilecek. Çünkü her iki üründe de üretici sayısı çok ve örgütsüz, alıcı sayısı ise az ve kartel biçiminde örgütlü. AKP’nin planladığı senaryo; piyasaya gelen ürünleri, alıcılar daha ucuza ve daha uzun vadeli ödeme planlarıyla almak isteyecek, ürünlerine sahip çıkacak kurumları olmayan üreticiler de elleri mahkum alıcıların isteklerini kabul edecek.
Çay üretiminde dönüşüm tarımsal havzalar projesiyle hızlandırılacak. Desteklenecek 16 ürün içine alınan çay üretimi yalnızca 3 havzada yapılacak. Yani sadece ihracata yönelik model çerçevesinde belli bölgeler -ki bu bölgeler de çayın veriminin yüksek olduğu daha yüksek bölgeler- de belli çeşitler de gerçekleştirilecek. Son iki kalkınma planında geçen çay ürününün çeşitlendirilmesi ve bu sene deneme üretimi yapılan organik ve beyaz çay üretimi süreci hızlandırılacak. Üreticiler sözleşmeli çiftçiler haline getirilerek, sadece havza içinde kendilerinden istendiği kadar ürün üretecek. Binlerce çay üreticisinin üretimden tasfiyesinin yanında kalan üreticiler de bu yolla işçileştirilecek. Üretim sürecindeki karar aşamalarının hiç birinde yer alamayacaklar.
Fındıkta ise dönüşümün ilk aşaması bizzat Başbakan Erdoğan tarafından açıklandı. TMO artık fındık alımı yapmayacak. Fındık alımında VOB uygulaması başlayacak. Başbakan tarafından açıklanan strateji çerçevesinde, ruhsatlı 406 bin hektar alan dışında fındık üretimi desteklenmeyecek. Yani düz ve sulak alanlarda fındık üretimi yasaklanarak, fındığını sökenlere para ödenecek. Ve en önemli nokta bu yıl fındığa para ödenmeyecek. Devletin yapacağı alımlarda ödemeler 2010 yılında başlıyor. Ürününü toplayan üreticiler eylül ayında paralarını ceplerine koymak istiyorsa taban fiyatın bile altında özel sektöre fındıklarını satmaya mahkumlar.
AKP iktidarı çay ve fındık üretimine dair bu kararları alırken üreticileri dikkate almadı. Tamamen tarımdaki neoliberal dönüşüm süreci kapsamında sermayenin istekleri doğrultusunda bir strateji belirledi. Ekmek paraları ellerinden alınan ve topraksızlaştırılarak işçileştirilmek istenen Karadeniz uşaklarının tepkileri giderek artıyor. Savaş yardakçılığına karşı ‘Karadeniz uşağı Amerikan uşağı olmayacak’ diyerek tüm Karadeniz’i köy köy gezen Karadeniz’in asi ve inatçı uşakları bu kez sermayenin uşağı olmamak için AKP’nin kurduğu çarka yine çomak sokacaktır.
25 Temmuz 2009 – sendika.org