Haber : Mehmet Polat-Orman ve Su İşleri Bakanlığının Antalya’nın Kaş, Akseki ve Kumluca ilçelerinde yerel yöneticileri bilgilendirmek amacıyla “Hidroelektrik enerji, HES inşaatları, genel enerji ve HES şirketleri” başlığı altında düzenlediği toplantılardan ilki, 30 Kasım Çarşamba Günü saat 14.00’te Kaş Belediye Düğün Salonunda yapıldı. Toplantıya Kaş’a bağlı köy muhtarları ve Kaş belediye başkanının yanı sıra Ova, Kınık, Gömbe, Yeşilyurt belde belediye başkanları da katıldılar. Çağrılı olmamalarına rağmen Fethiye Kaş sınırını oluşturan Eşen Çayı üzerindeki HES projelerinden etkilenen Fethiye’ye bağlı bazı köy muhtarları da toplantıyı izlediler.
Kaymakamlıklar aracılığıyla yerel yöneticilere davetiye yollanarak yapılan toplantı, halka kapalıydı. Ancak önceden Antalya’daki HES karşıtlarının yaptığı basın açıklaması ve yerel yöneticilerin daveti üzerine, çevre sorunlarına duyarlı yurttaşların yanı sıra Kaş Çevre Platformu ve Fethiye Saklıkent Koruma Platformu üyeleri de toplantıda yer aldı.
Yaklaşık 4 saat süren toplantıya DSİ Genel Müdür Yardımcısı Ali Şahin, DSİ Genel Müdürlüğünden Nedret Ünal, Antalya Bölge Müdür Yardımcısı Hayrullah Coşkun, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından Erdal Şallı, Doğa ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünden Zeynep Tuba Tefek katıldılar. İlk sunumu yapan Zeynep Tuba Tüfek HES’lerin gerekliliği ve enerji üretimindeki yeri hakkındaki anlatımlarından, toplantının yöredeki yerel yöneticileri bilgilendirmekten çok HES yapılmasına karşı çıkmamaları için ikna etme amacı taşıdığı açıkça görüldü. Ard
ndan Çevre Mühendisi Erdal Şallı’nın ÇED (Çevresel Etki Değerlendirme) süreçleriyle ilgili anlatımları bu kanaati pekiştirdi. Katılımcılar benzer bir toplantının aynı yerde yine DSİ bölge müdürlüğü tarafından çevredeki yerel yöneticileri ikna etmek amacıyla 16 Martı 2011 tarihinde de düzenlendiğini hatırladılar. O zaman da buna benzer konular anlatılmış ve karşılıklı tartışmalar sonucu ikna edici olamamıştı. Bu toplantıda da aynı konuların tekrar edilmesi üzerine katılımcılar anlatımların kısa kesilmesini ve sadede gelinmesini istediler.
Zeynep Tuba Tefek’in sunumunda gösterilen Trabzon Solaklı havzasındaki HES projeleri sonrası çevrede oluşacak tahribatın nasıl giderileceğine ilişkin sanal resimler, salonda gülüşmelere yol açtı. Katılımcılar hiçbir HES havzasında bu tür güzel manzaralı görüntü olmadığını, tam tersine çevrede giderilemez zararlar yaşandığını vurguladılar. Bu sırada Tefek’in “su akar Türk bakar diye bir atasözümüz var” demesi de tepki aldı. Salonda benzeri tepkilerin artması üzerine sunumlara son verildi ve katılımcıların konuşmalarına geçildi.
Katılımcıların en çok rahatsızlık duyduğu konu, tarafsız davranması gereken kamu görevlilerinin sürekli suların HES şirketlerine verilmesini savunmaları ve projeleri kabul ettirmek doğrultusunda konuşmaları oldu. Kamu görevlilerinin projelere ilişkin en küçük bir olumsuz ifade kullanmayışı dikkat çekiciydi. Fethiye Saklıkent, Kaş Kıbrıs Deresi ve Gömbe çevresindeki köy muhtarları sırayla söz alarak projelere karşı olduklarını, anlatılanların gerçekleri yansıtmadığını, suların HES şirketlerine verilmesini istemediklerini belirttiler. Yöreye HES yapılması durumunda tarımın büyük zarar göreceğini vurgulayan muhtarlar, HESlerin doğal dengeyi bozacağını söylediler. Böylece bakanlığın HES karşıtlarını ikna için düzenlediği bir toplantı daha amacına ulaşamadan sona erdi.
