KESK Araştırma Departmanı (KESK-AR), 4 kişilik bir aile için 2012 yılı Kasım ayına ait açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı.
Buna göre, 4 kişilik ailenin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcaması olan açlık sınırı, Kasım ayında 1101 TL oldu. Açlık sınırının tüketim harcamasına dağıtılması ile elde edilen yoksulluk sınırı ise 3481 TL’ye yükseldi. Eylül ayında açlık sınırı 1060 TL, yoksulluk sınırı da 3351 TL idi. Açlık ve yoksulluk sınırı Eylül ayına göre Kasım ayında yüzde 4 artış gösterdi.
Araştırmaya göre, en fazla artan harcamalar arasında giyim ve ayakkabı harcamaları yer aldı. Emekçilerin bütçesinde en büyük harcama payı ise gıda harcamalarına ayrılıyor. Bu sıralamayı, konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar izlerken, eğitim ve sağlık harcamaları da emekçinin bütçesindeki payını giderek arttırıyor.
EMEKÇİLER EN ÇOK GIDAYA PARA HARCIYOR
KESK-AR’ın raporunda, önümüzdeki süreçte küresel likitide bolluğunun ve uygulanan para politikasının etkisi ile enflasyonun yeniden tırmanışa geçmesinin beklendiği belirtilirken, “Mevcut politikaların sürdürülmesi halinde gelecek dönem daha fazla bir nüfus açlık sınırının altında yaşamaya mahkum olacak, yoksullaşanların sayısı ciddi bir oranda artacak” denildi.
TÜİK’İN ENFLASYON RAKAMI HALKIN ENFLASYONUNU YANSITMIYOR
Raporda, TÜİK raporlarının gerçeği yansıtmadığı da belirtildi. Raporda, “AKP hükümetinin kamuoyuna sunduğu açıklamalara paralel TÜİK tarafından açıklanan verilere göre işsizlik azalıyor, reel ücretler artıyor, enflasyon bir sorun olmaktan çıkıyor, yani kısaca herkesin yaşam koşullarından memnun olduğu bir pembe tablo çiziliyor. Türkiye’de yaşayan emekçilerin, yaşadığı koşullar günden güne zorlaşıyor, emekçiler her gün biraz daha yoksulluğa hatta açlık sınırının altında bir refah seviyesine doğru itiliyor. Reel ücretler geriliyor, enflasyon yine yüksek seyrediyor, zam üzerine zam yapılıyor, kısaca hayat pahalılığı karşısında refah kayıpları sürekli artıyor, giderek yoksullaşan kesimden sürekli zenginleşen dar kesime bir gelir transferinin süreklileştirilmesini sağlayacak politikalar hızlıca hayata geçiriliyor” denildi.
“AÇIKLANAN ENFLASYON HALKIN ENFLASYONUNU YANSITMIYOR”
Enflasyonun hesaplamasında gelir gruplarının dikkate alınmadığına dikkat çekilirken, “Açıklanan enflasyon halkın enflasyonunu yansıtmıyor” denildi.
Enflasyona bağlı belirlenen ücret zamlarında da bu gerçeği yansıtmayan oranların dikkate alındığı, emekçilerin yine hayat pahalılığı karşısında yenik duruma düşürüldüğü ifade edildi.
TÜİK’İN YOKSULLUK ORANI DA MİZANSEN
Raporda, TÜİK’ün dün açıkladığı yoksulluk oranı ve yoksulluğun azaldığına dair yorumların da gerçek dışı olduğu kaydedildi. Raporda, “TÜİK söz konusu hesaplama yönetiminde ülkede en fakirden başlayarak en zengine kadar üst üste dizilen gelirlerin en ortasındaki gelir rakamını ‘medyan gelir’ olarak kabul ediyor. Bu en ortadaki gelir rakamının yüzde 50’sinin, ‘yarısının’ altında geliri olanlar göreceli olarak ‘yoksul’ sayılıyor. Gelir adaletsizliğinin uçurumlaştığı ülkemizde yoksulluk hesaplamalarında bir bireyin sağlıklı beslenmek için yapması gereken minimum aylık gıda harcamasının tüketim harcamasına dağılımı incelenmeli, izlenecek yöntemde bu inceleme dikkate alınmalıdır. Bu gerçeklerin göz ardı edilerek geliştirilen yöntemler sadece mizansen niteliğinde kalmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Kaynak : Emekdünyası – 5 Aralık 2012