Kuzey Kıbrıs’ta yeterli hayvan üretimi olmadığı ve fiyatların yükseldiği gerekçesiyle yurt dışından et ithaline izin verilmesi sonrasında, ortalığı sarsacak bazı sahtekarlıkların meydana geldiği bildirildi.
KIBRIS’ın elde etttiği bilgilere göre; ‘daha çok miktarlarda ithalat izni’ almak isteyen bazı kişiler, Veteriner Dairesi’ni ‘bir şekilde’ uyutarak yalan beyanlarda bulundular. Tarım Bakanlığı, alınan ihbarlar üzerine, polisten yardım alarak kapsamlı bir soruşturma başlattı.
KIBRIS muhabirinin görüşüne başvurduğu Tarım ve Orman Bakanı Zorlu Töre, yolsuzluk iddialarını yalanlamazken, polis soruşturmasının tamamlanması sonrasında kamuoyuna açıklamalarda bulunacağını söyledi.
Elde edilen bilgilere göre, et ithal etmek isteyenlere, KKTC’de yetiştirdiği ve kestiği hayvan sayısının yüzde 40’ı oranında izin veriliyor. İthal etin tatlı karına aldanan bazı kişiler ise, iki yıl önce kesilen hayvanları da yeni kesilmiş gibi gösterip, izin hakkını artırıyor.
Güvenilir bir kaynak, yolsuzluk iddiasını şöyle izah ediyor:
“Veteriner Dairesi, ülkede hayvan sayısını belirlemek ve teşviklerde kullanmak amacıyla numaralama sistemi uyguluyor. Böylece doğan her hayvanın kulağına bir numara veriliyor. Hayvan kesime gittiğinde ise bu numara kayıtlardan düşüyor. Numarayı veren de, kayıtlarını tutan da Veteriner Dairesidir.”
Numaralar kayıpta
Veteriner Dairesi’nden temin edilen numaraların bir süreden beri kayıpta olduğu, ya da denetimsiz bırakıldığı belirtilirken, olayla ilgili olarak bazı memurların sorgulandığı bildirildi. Tarım Bakanlığı’nın talebi üzerine harekete geçen polisin de, Veteriner Dairesi’ndeki bilgisayara el koyduğu haber verildi.
İsminin açıklanmasını istemeyen ‘güvenilir bir kaynak’, polisin, son günlerde yüzden fazla kişiyi sorguladığı ve bu konunun giderek derinleştiğini söyledi. Soruşturma ilerledikçe, yeni ihbarların gündeme geldiğini anlatan yetkili “polisin her an tutuklamalarda bulunması bekleniyor” dedi.
Naimoğluları: Tehdit alıyorum
Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları da, Veteriner Dairesi’nden bazı kişilerin et ithalindeki yolsuzluklara yardımcı olduğunu iddia ederek, Tarım Bakanlığı’nın konuyla ilgili soruşturma başlattığını iddia etti.
Naimoğluları, et ithali yapan bazı firmaların kesim yapmadığı halde iki yıl önce ölmüş veya kayıt dışı kalmış ineklerin kulak numaralarını kullanarak, hayvan kesmiş gibi beyanda bulunduklarını ve ithal izni aldıklarını belirtirken, Veteriner Dairesi’nin bazı çalışanların, polis soruşturması sonrasında zora gireceğini öne sürdü.
Naimoğluları, yolsuzlukları gündeme getirdiği için tehdit telefonları aldığını belirterek “Bizi susturamazlar. Biz ülkede rantın olmaması için uğraşıyoruz” dedi.
Bir TIR ürüne el konuldu
Et ithalinde yaşanan yolsuzluklar tartışılırken, önceki gün Gazimağusa limanına gelen bir TIR dolusu sosis, salam maddesinin ülkeye girişline izin verilmediği bildirildi. KIBRIS’ın elde ettiği bilgilere göre, çoğunun ambalajı patlamış, üzerlerinde son kullanma tarihi bulunmayan et ürünü, Kuzey Kıbrıs’taki bir firma tarafından sosis ve salam yapılarak, piyasaya sürülmek amacıyla ithal edilmişti.
Beyarmudu’nda kuzu derileri
Polis, bir yandan et ithalindeki yolsuzlukları ortaya çıkarmak için araştırma yaparken, dün Beyarmudu bölgesinde, 17 adet kuzu derisi buldu. Kuzuların, kaçak yollardan güneyden getirildiği ve ovada derilerinin yüzüldüğü tahmin ediliyor.
Naimoğluları maliyeti 10 TL olan kuzu etinin kilosunun kasapta 24 TL, markette ise 40 TL’ye satıldığını belirtti
“Fiyatlara kâr ekliyorlar”
Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğluları etin pahalılığıyla ilgili durumun sisteme bağlı olduğunu belirterek, temel gıda maddesi et ve sütte fiyat dengesi sağlanamadığını söyledi.
Naimoğluları etin pahalı olmasını engelleyebilmek için yetkili kişilerin kontrol mekanizmasını çalıştırması gerektiğine işaret ederek, et ürünlerinin halka daha uygun fiyata ulaşabilmesi için üreticiye destek verilmesinin önemine değindi.
Naimoğluları Güney Kıbrıs ve KKTC’de canlı kuzu etinin kilosunun 5 euro (10 TL) olduğunu ancak Güney’de kuzunun satış fiyatının 10 euro (20 TL) iken Kuzey’de 20 euro (40 TL) olduğunu belirtti.
Kuzu et veya pirzolanın marketlerde 40 TL’ye kadar satıldığına işaret eden Naimoğluları kasabın da marketin de fiyatların üzerine kâr koyduğundan dert yandı.
Naimoğluları ülkede kontrol mekanizması olmadığının altını çizerek, bir kasapta kuzu eti kilosu 24 TL’ye satılırken, bir markette 38-40 TL’ye varan satış rakamlarına sahip olduğunu belirtti.
Hayvan üreticisinin temel gıda maddesi arpaya yüzde 30 zam yapıldığını anımsatan Naimoğluları üreticinin bu durumda besiciliği nasıl yapacağını sordu.
Naimoğluları arpa fiyatının yükselmesinin yanı sıra üreticinin tek geliri olan süt fiyatının da azaltıldığını belirterek, doğrudan gelir desteğinin kaldırıldığını, alt yapı için uzun vadeli kredi verilmediğini söyledi.
Hükümetin aldığı bu kararlarla “günübirlik politika yaptığını” savunan Naimoğluları üreticinin cebinden alarak politika üretilemeyeceğini söyledi.
“İthal et 16 TL değil, 24-26 TL’ye satılıyor”
Güney Kıbrıs’tan Kuzeye et ithali yapılıp, yapılmadığıyla ilgili bir soruya da “gelmez dersek doğru değildir” cevabını veren Naimoğluları ülkeye 10 ay önce ithal et izni verdiklerini ancak durumun amacından saptığını belirtti.
Söz konusu uygulamayı ülkeye Güney’den kaçak et gelmesini engellemek için yaptıklarını ifade eden Naimoğluları şöyle devam etti:
“Güney’de verim dışı kalmış inekler, halkın tercih etmediği kıymalar ucuzdur. Bunlar 6-7 euroya satın alınabilir.
Güney’de hükümet üreticiye verim dışı inekleri kesin, bu fiyata piyasaya sunalım diyerek destek verir. Biz de ucuz olduğu için bu kıymayı yıllarca ülkeye çektik. Bunu engellemek için de ülkeye ithal et getirilmesini önerdik ve 10 ay önce bu ithal et iznini verdik. Amacımız, kaçakçılığı önlemek, fiyat istikrarını sağlamak, restorancıya turizmciye katkı sağlamaktı ama bunu yapamadık.
İzin verilirken önce üreticiyi sonra da tüketici korumak istedik. Kasaplara gidildiğinde ithal ve yerli et ayrı ayrı dururdu. Çünkü ithal etin tüketim süresi 15 gündür. İlk günlerde tüketici ithal eti bulurdu ama sonra ithal et getirenler piyasadan hayvan almamaya başladı ve ithal eti yerli et fiyatına satmaya başladı.
Yetkilileri bu konuda uyardık”.
Hollanda’dan gelen ithal etin alım fiyatı 3.5 euro, KKTC’ye maliyetinin ise 9 TL (kemikli) olduğunu belirten Naimoğluları etin kemiksiz maliyetinin ise 11 TL, bakanlığın belirlediği satış fiyatının da 16 TL olduğunu söyledi.
Naimoğluları ülkede 16 TL’ye hiçbir zaman et bulunmadığının da altını çizdi. İthal etin piyasaya girmesiyle üreticiden hayvan alınmadığını ve ithal etin 24-26 TL’ye satıldığını vurgulayan Naimoğluları piyasanın ithal etle dolduğunu ancak yerli üreticinin hayvanlarının elinde kaldığını belirtti.
50 bin sığır, 230 bin küçük baş hayvan var
2008-2009 yıllarında yaşanan kuraklık nedeniyle ülkedeki toplam 60 bin sığır sayısının 46 bine düştüğünü ifade eden Naimoğluları üreticinin bu dönemde sıkıntı çektiğinden hayvanların bir kısmını azaltmak zorunda kaldığını belirtti.
Naimoğluları şu an sığır sayısının 50 bine yükseldiğini de söyledi.
Satışa hazır yüzlerce hayvan bulunduğunu da sözlerine ekleyen Naimoğluları konuyla ilgili Tarım Bakanlığı’nı bilgilendirdiğini belirtti.
Naimoğluları ülkede şu an 230 bin civarında küçük baş hayvan bulunduğunu ifade etti.
Belediye ve bakanlıkların kontrol mekanizması kurarak denetim yapmaları gerektiğini belirten Naimoğluları ithal et mührü olmayan eti kimsenin almamasıyla ilgili yasal bir zorunluluk getirilmesi, olması halinde, alan ve satana ceza uygulanması gerektiğini kaydetti.
Kasaplar, aşırı kâr iddialarını reddediyor
“Elektrik parasını ödeyemiyoruz”
Ali CANSU
Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları’nın, “kasapların etin kilosunu hayvancıdan 10 TL’den alıp, vatandaşa 40 TL’ye sattığı” yönündeki açıklamasına, kasaplardan sert tepki geldi.
Lefkoşa’da konuştuğumuz kasaplar işlerin çok düştüğünü bu yüzden elektrik borcu ile yanlarında çalıştırdıkları adamların maaşlarını dahi ödeyemediklerini iddia ettiler.
Kasaplar, Birlik Başkanı’nı canlı yayına davet ederek, “Herkesin önünde bir hayvan keselim ve kilo kilo dağıtalım. Bakalım kim kâr eder. Kasaplar mı Hayvancılar mı?” dediler.
Akbıçak Kasap’ın sahiplerinden Ahmet Akbıçak, vatandaşların neredeyse et satın almadığını belirterek, Hayvancılar Birliği Başkanı’nın açıklamasını talihsizlik olarak niteledi. Akbıçak, satış yapamadıkları için kasapların buzdolaplarının etlerle dolu olduğunu da ileri sürdü.
Ahmet Akbıçak, “Biz, yanımızda çalışanların maaşlarını dahi ödeyemez duruma geldik. Bir de bize aşırı kâr yaptığımız söyleniyor. Ayıp. İsterlerse gelip görsünler. Ayda üç buçuk milyara dayanan elektrik borcumuzu bile ödeyemez duruma geldik. Bir danayı kilosu 8, kuzuyu da 12.5 TL’ye hayvancıdan alıyoruz. Bizim yüzde 5’in üzerinde satışımız yoktur. Yapılan açıklamalar asılsızdır” dedi.
Kermeoğlu Et Pazarı sahibi Mehmet Kermeoğlu ise her şeyin ortaya çıkması ve halkın gerçekleri görmesi için Hayvancılar Birliği Başkanı’nı canlı televizyon yayınına katılmaya davet etti. Kermeoğlu, “Canlı yayında bir hayvanı keselim ve kilo kilo dağıtalım bakalım bir hayvandan kaç TL kâr ederiz ortaya çıksın. Orada bir Vergi Dairesi yetkilisi de gelsin ve her şey belli olsun. Kim yalan söyler kim söylemez ortaya çıksın. Yıllardır bunları çekeriz. Artık yeter” dedi.
Sanayi Odası, fon konularak kasaplık et ithalatının serbest bırakılmasını önerdi:
Mevcut uygulama suiistimale açık
Kıbrıs Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı Ali Çıralı, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın et ithalatı konusundaki açıklamaları üzerine, söz konusu uygulamadan vazgeçilerek, hayvancılığı koruma maksadıyla kasaplık et ithaline fon konmasını ve et ithalatının serbest bırakmasını önerdi.
Çıralı yaptığı yazılı açıklamada, yıllardır uygulanan hayvancılık politikalarının göreve gelen tarım bakanlarının kişisel görüşleri doğrultusunda şekillendiğini ve bir devamlılık göstermediğini belirterek, bu politikaların genellikle ekonomik vizyondan yoksun olarak şekillendiğini kaydetti.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın halen uygulamakta olduğu; kontrollü, sınırlı ve belirli zamanlarda verilen et ithal izinlerinin piyasayı düzenlemekten uzak olduğunu, bilakis, piyasada sürekliliği ve fiyat istikrarı oluşmasını engellediği görüşünü dile getiren Çıralı, “bu uygulama, kaçakçılığa ve suiistimale açık olduğu gibi, imtiyazlı et ithalatçıları yaratmaktadır” dedi.
Açıklamasında, “KTSO, hayvancılık sektörünün korunması ve piyasasının düzenlenmesi ve istikrarlı fiyatların oluşması için kasaplık et ithalatına fon konularak et ithalatının serbest bırakılmasını önermektedir. Turizm ve eğitim adası olan ülkemizde ucuz et alternatifi de yaratılmalıdır” ifadelerine yer veren Çıralı, buna göre; hayvancılığın desteklenmesi ve sektörün yeniden yapılanması amacıyla kullanılacak özel bir fon kurulması gerektiğini söyledi.
Kasaplık ithal ete %20-30 oranında bir fon konulması, ithalat anında alınan fonun doğrudan hayvancılığı geliştirme fonuna aktarılması gerektiğini vurgulayan Çıralı, eti hammadde olarak işleyen tüm sanayi kuruluşlarına ihtiyaçları oranında fonsuz sanayi tipi et ithal etme olanağı sağlanması gerektiğini belirtti.
Çıralı, ülkede süt hayvanı besiciliği yanında, et hayvanı besiciliğine de önem ve gerekli desteğin verilmesi gerektiğine işaret etti.
Kaynak: Kıbrıs Gazetesi