Önce TARİŞ’i bitirerek, zeytin üretimine ve çiftçisine darbe vuran AKP, şimdi de Mart 2011’de yürürlüğe koyduğu 2/b yasasıyla zeytinciliği tamamen bitirmek istiyor. Yasa ilk olarak Kırıklar 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi çevresinde bulunan zeytin tarlalarını vuruyor. Kırıklar Köyü’ne bağlı tarlaların 2/b kapsamında satışa çıkartılması gerekçesi ile İzmir Valiliği ve Tapu Kadastro Müdürlüğü İzmir 2. İdari Mahkemesi’nde tarla sahiplerine dava açtı.
6831 Sayılı Orman Kanunu’nun, 1981 yılından önce orman vasfını kaybetmiş 470 bin hektar arazi ile 2,5 milyon kişinin yaşadığı 400 bin binanın sahiplerine satışını öngören hükmünü içeren 2/b maddesi Kırıklar Köyü’nü vurdu. Kırıklar F Tipi Kapalı Cezaevi yapımında kullanılacak ormanlık alanın sit alandan çıkmasının ardından, çevrede bulunan tarlaların hazine arazisi olduğu gerekçesi ile köylülere zeytin üretimin durdurulması gerektiği belirtilen bildiriler gönderildi. Yapılan bu uygulamaya ihtiraz eden tarla sahiplerine İzmir Valiliği ve Tapu Kadastro Müdürlüğü, İzmir 2. İdari Mahkemesi’nde dava açtı. Sit alanından çıkan arazilerin devlet hazinesi bünyesinde satışa çıkartılacağını duyan köylüler de yapılan bu uygulamalara karşı yeni bir mahkeme açmaya karar verdiklerini belirttiler.
Kırıklar Köyü sakinlerinden çiftçi Sedat Güleç, dedesinden kalan ve tapusu dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından verilen tarlasının hazine arazisi olmadığını ama buna karşılık valiliğin tarlasını da hazine kapsamına aldığını söyledi. Güleç, şöyle konuştu:
“AKP’nin 2/b yasası ile birlikte bir gün köy muhtarı bize geldi dedi ki, ‘Cezaevi kurulduktan sonra yanında bulunan arazilerin hepsi, sit alanından çıkmış. Buralarda orman kalmamış. Bunun için arazilerimiz, yeni bir yasaya göre hazine arazisiymiş.’ Aradan fazla zaman geçmeden bize dava açıldı. Zeytin tarlamızın hazine mali olduğu gerekçesi ile ekin almanın durdurulması istendi. Bunun için Tapu Kadastro’ya gittim. Burada da aynı şeyi söylediler. Ben ihtiraz edince, bana dava açılacağını söylediler. Fazla zaman geçmeden bana dava açıldı. Davam devam ediyor. AKP’nin bu davranışı tamamen, burada bulunan bu verimli arazileri, kendi yandaşlarına vermektir. Buna müsaade etmeyeceğim, bunun için sonuna kadar, hakkımı savunacağım.”
AKP 7 YILDA ZEYTİNCİLİĞİ BİTİRDİ
Zeytinciliğin bittiğini ve verdikleri emeklerin karşılığını alamadıklarını belirten Güleç, AKP’nin 7 yıllık iktidarlığı döneminde çiftçiliğin bittiğini, tarlalara yapılan masrafların çiftçiyi borçlandırdığını ifade etti. Bütün ailesinin zeytincilik yaparak geçindiğini dile getiren Güleç, “Yedi yıl önce bir zeytin tarlası bile 5 kişilik bir aileye yetecek kadar gelir veriyordu. Ama AKP iktidarı döneminde bunların tamamı kalktı. Zeytin fiyatı ve zeytinyağı litresi 7 yıl önce nasılsa hala aynı fiyatta olduğunu söyleyebiliriz” dedi. Beş yıl önce zeytinyağının litresini 400 TL’ye sattığını bu fiyatın halen aynı olduğunu belirten Güleç, “Ancak gelin görün ki, mazot ve gübre parası neredeyse 5-6 kat artmıştır. Hükümetin 7 yılda yaptığı tek şey var, oda çiftçiyi bitirmek. Binlerce çiftçi benle aynı sıkıntıyı yaşıyor. Bu gidişle artık çiftçilik yapamayacağız. Ülkedeki işsizlik sayısına bizde dahil olacağız. Belki başbakan bizim için de çılgın bir proje üretir” diye kaydetti.
TARİŞ’İN KAPATILMASI ÇİFTÇİYİ BİTİRDİ
İzmir’de ürün alma kotalarını düşüren ve çiftçileri özel firmalara yönlendiren TARİŞ’in kapatılması ile birlikte binlerce işçi ve çiftçi gibi mağdur olan Güleç, TARİŞ’in biran önce eski haline dönmesini istedi. Güleç, şöyle devam etti:
“Eskiden ürünlerimizi topladıktan sonra TARİŞ’e götürüyorduk. Ürettiğimiz zeytinleri gerçek fiyatına satıyorduk. AKP döneminde ise gün geçtikçe uygulamalar değişti. AKP önce çiftçiye TARİŞ’i kötüledi, daha sonrada kapatma aşamasına getirdi. Son iki yılda nerdeyse ürünlerimizi hiç yerine alıyor ve paramızı taksitler halinde veriyordu. Benim taksitlerim hala devam ediyor. TARİŞ’in kapatılması ile birlikte ürünlerimizin çoğu elimizde kaldı. Bunun için yok fiyatına tüccarlara satmak zorunda kaldık. Bu yıl yine öyle, ürünlerimizi tüccarlar gelip alıyor. Tabi hepsi bir birleri ile anlaşmalı. Ucuza alıyorlar. Bizim bütün emeklerimiz de boşa gidiyor. Birilerinin artık buna son demesi gerekir.”
Kaynak : haberlink – 15 Mayıs 2011