Çumra Ziraat Odası Başkanı Süleyman Akbaş’ın beyanatlarına karşı Konya Şeker bir açıklama yaptı. Herhangi bir polemiğe girmeyeceğini açıklayan Konya Şeker’in Akbaş’ın beyanatlarına yer veren Sun Tv ye gönderdiği yazılı açıklama şöyle:
21-22 Şubat tarihlerinde televizyonunuzun ana haber bülteninde bir meslek kuruluşu başkanının kişisel bir husumeti de dillendirdiği açıklamalara yer verilmiştir. Söz konusu haberlerde ve zata ait açıklamalarda başka bir konu gerekçe gösterilerek davet edilen bazı üretici kardeşlerimizin, masum ve bizce halisane soru ve talepleri sanki kurumumuz ve kurumumuz yöneticilerine tepki varmış gibi kurgulanmış ve gerçeği yansıtmamasına rağmen bir protesto eylemi olarak takdim edilmiş, kurumumuz idarecilerinin kullanmadığı ifadeler, söylemediği sözler söylenmiş gibi belirtilerek hakaretamiz sözlerle bir tartışma varmış gibi cevaplar verilmiştir. Televizyonunuzda geniş şekilde yer verilen mesnetsiz iddia ve gerçeklerle örtüşmeyen ifadeleri içeren beyanlar konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi amacıyla kurumumuzun açıklama yapma zorunluluğu doğmuştur. Türkiye’nin ilk yerel televizyonu olma ünvanına sahip Televizyonunuzun habercilik anlayışı ve yayın ilkelerinin de cevap hakkına saygı esaslı olduğuna inanıyor ve amacımızın tartışma ve polemik oluşturmak olmadığını ve seviyesiz bir tartışmanın içinde yer almak ve devam ettirmek niyetini taşımadığımızı belirterek, konu ile ilgili aşağıda yer alan ilk ve son açıklamamıza haberin kaynağını teşkil edenlerle ilgili hukuki haklarımız saklı kalmak kaydıyla, aynı saat ve yayın diliminde yer verilmesini rica ediyoruz.
Kurumumuzun ve kurumumuz yöneticilerinin Türk tarımına ve tarımsal sanayisi ile Konya’ya ve Konya ekonomisi ile üreticilerine yaptıkları hizmetleri, ispata ihtiyacı yoktur. Bunun takdiri üretici ve kamuoyuna aittir. Son 11 yıl içerisinde ülkemiz reel sektöründe kurumumuzun aldığı mesafenin, sadece Çumra’da değil Konya’nın dört bir yanında faaliyete geçirdiği yatırımlarla oluşturduğu istihdam ve tarımsal üretim hacminin artmasını sağlayarak üreticinin refah düzeyinin yükselmesine yaptığı katkının, tarım sanayi entegrasyonunu sağlayarak tarımsal üretimde sürekliliği sağlayan ve tarım sektörünün rekabet gücünü yükselten uygulamalarının, piyasa regülasyonunu sağlayarak ürün ve tarımsal ekipmanlarda çiftçi lehine oluşturulan avantajlı ortamın kurumumuzla rekabet eden uluslararası sermaye kuruluşları veya değişik sektörlerdeki rakiplerimiz yerine, bu hizmetlerin doğrudan muhatabı üreticilerimizi temsil ettiğini zanneden bir makam sahibi tarafından, çiftçinin fukaralık günlerindeki hataların tekrarlanmasını da talep ederek, eleştirmesinin şaşkınlığını ve üzüntüsünü yaşıyoruz. Hiç kimsenin kişisel husumetlerine ve hesaplarına bulundukları makamları ve üreticilerimizi alet etmemesini tavsiye ediyoruz. Temsil ettikleri kurumlara ve üyelerine saygımız ve hürmetimiz sonsuz muhabbetimiz bakidir, ancak şahsi husumetlerine tutsak olan bu zata, varlık sebebi çiftçi gelirlerini arttırmak ve faaliyet alanı tarım ve tarımsal sanayi ile üreticinin ürününü katma değerli ürün haline getirmek olan bir üretici kooperatifinin kurumu ile nasıl diyalog kurulacağını, aynı amaç için nasıl birlikte çalışılabileceğini öncelikle öğrenmesi gerektiğini hatırlatırız. Ancak, henüz makamlarını hazmedemeyenlere, şark kurnazlığı ile hareket edenlere bu makamların doğru ve teyit edilmiş bilgilerle konuşmayı gerektirdiğini özellikle hatırlatırız.
Bu çerçevede;
1- Üreticilerimizi başka bir bahane ile davet ederek, provakatif amaçlı konuşmalarla galeyana getirmeye çalışarak, karanlık maksatlarının figüranı yapmaya kimsenin hakkı yoktur.
2- Haber bülteninize de yansıyan abartılı katılım ve protesto söylemlerinin gerçekle ilgisinin olmadığına, tüm hemşehrilerimiz ve bizzat elinizdeki görüntüler şahittir.
3- Şark kurnazlığı ile düzenlenen kumpasın ispatı ise kurulan kürsüler ve ses düzenleridir.
4- Üreticilerimizin masumane beklenti ve talepleri bu şahıslar için kendi husumet ve hesaplarında kullanacakları araçtır, kurumumuz için ise o beklenti ve talepleri karşılamak, üreticilerin sorunlarını çözmek hem bir görev hem de bir amaçtır, varlık sebebidir.
5- Kurumumuzun hiçbir yetkilisinin veya görevlisinin “zırvalayan, saçmalayan bir avuç çiftçi”, “çapulcu”, “zağır, zuğur” ifadesi olmamıştır, zaten bu üslubun bizim kurumumuzun tarzı ve tercihi olamayacağının takdiri kamuoyuna aittir. Makamı ne olursa olsun bütün arkadaşlarımız bu hafifliği ve saygısızlığı yaptığı taktirde bizim kurumumuz ile yola devam edemeyeceğini bilir. Bizde, çiftçi ile olumsuz bir kelime yan yana gelemez, çünkü biz bizatihi çiftçi kuruluşuyuz. Ancak o sözlerin ve benzerlerinin hangi ağızlarda tekerlemeye döndüğünü, o üslubun kime ait olduğunu tüm üreticilerimiz ve kamuoyu bizzat haber bültenlerinizde izledi, gördü. Bize ait olmayan ve kim söylerse söylesin şiddetle telin edeceğimiz söylenmemiş sözleri, kullanılmamış ifadeleri söylenmiş gibi anlatarak, en hafif tabiriyle uydurarak cevaplamak, kurnazlıktan öte müfteriliktir.
6- Çiftçinin kimin karşısında kimin yanında olduğunu başkasından öğrenmeye ihtiyacı yoktur. Farkında olmayanlara çiftçinin kendisini ifade ettiği, iradesini sergilediği genel kurullara bakmalarını tavsiye ederiz.
7- Benimsemediğimiz ve tasvip etmediğimiz bir üslubu tarz-ı siyaset edinmiş zat ile Kurumumuz yöneticileri veya yetkilileri ne doğrudan ne de ikinci şahıslar vasıtasıyla irtibat kurmaya çalışmamıştır. Bu da uydurma bir beyandır. Yalan ve iftirayı benimseyenleri, terbiye sınırını aşanları muhatap kabul etmediğimiz Konya kamuoyunun malumudur.
8- Konya Şeker’in bugüne kadar yaptığı her yatırım fizibıldır ve batan, yarım kalan hiçbir yatırımımız yoktur. Makam sahipleri doğru rakamlarla konuşmakla ve sayı saymayı bilmekle mesuldür. 250.000 ton çikolata imha ettiler demek için önce sayı saymayı bilmek gerekir. O kadar çikolatayı Türkiye bir senede ancak tüketiyor ve bizim çikolata da iade oranımız sektör liderleriyle aşağı yukarı aynıdır. Etanol geleceğin yakıtıdır ve hem diğer sektörlere hem de enerji sektörüne üretimimiz ve satışımız vardır.
9- Makam sahipleri, dedikodu ile konuşmaz, konuşamaz, öyle duyuyoruz diyerek angusların öldüğünü kimse hele hele iştigal alanı ziraat olan bir kuruluşun başkanı söyleyemez. Tamamı sigortalı olan ve öyle olsa bile hiçbir şekilde kurumun zararına sebebiyet vermeyecek bu yatırımda o kadar uzun yola, geldikleri ve adaptasyon süreci geçirdikleri, değişik iklime rağmen kaybettiğimiz büyükbaş sayısı binde birler seviyesindedir ve bu dünya ortalamasının altındadır. Kaldı ki, anlayamadığımız bir husus da angusları desteklemediğini, onların öldüğünü ifade eden zatın bunların kendisi de dahil köylüye dağıtılmasını talep etmesidir. Bu zat takip etmemiş olabilir ancak biz Taşağıl Çiftliğinin inşaatına başladığımız günden beri şunu tekrarladık; biz burayı damızlık çiftliği olarak kurduk. Damızlık çiftliğinin anlamını herkes bilir, bu hayvanlar üreyecek, çoğalacak ve sonraki gayemizi de defalarca söyledik; bu hayvanlar bölge çiftçisine kazandırılmak üzere getirilmiştir. Angusların sonuçta belli bir üretim döngüsü sağlandıktan sonra köylünün ahırında yerini alacağı daha açık nasıl söylenebilir? AB süreci ve hayvancılık kotası ile ilgili beyan ise şaşkınlığımızı katlamıştır. Türkiye henüz AB ile hayvancılık müzakerelerine başlamamıştır. Müzakerelerde ülkemizdeki kayıtlı üretim dikkate alınacak ve bu üretim miktarı ne kadar yüksek olursa ülkemiz o kadar çok kotaya sahip olacaktır. Ülke toplam kotası da kayıtlı üretimine göre bölgelere dağıtılacaktır, bu yatırımın Konya hayvancılığının kotasını arttıracağını hesap edemeyenlerin bilgilerini gözden geçirmesini, derslerine iyi çalışmasını ya da bilgi kaynaklarının art niyetli olup olmadığını iyi süzmelerini tavsiye ederiz. Aksi taktirde iyi niyetlerinden şüphe etmeye hem bizim hem de tüm üreticilerimizin hakkı vardır. Danabank’ın bir model proje olduğunu, amacının da verimliliği arttırmayı ve kayıtlı süt üretimi gerçekleştirerek AB sürecinde ülkemizin süt kotasında daha çok kazanım elde etmesini sağlamayı hedeflediğini sağır sultan bile duydu, işi ziraat olan bir makam sahibinin duymamış olması ve gayesini anlamamış olması manidardır. Danabank’ta iddia edildiği gibi üç yıldır zarar yazan bir tane bile üretici hayvanı yoktur. İşi ziraat olanlar bilir ve bilmesi gerekir ki tarımsal üretim ile hayvancılık çiftçinin birbirini destekleyen faaliyetleridir ve bir çiftçi kuruluşuna niye hayvancılık yapıyorsun demek, hele hele hayvancılığı en çok destekleyen şeker sanayinde faaliyet gösteren bir kuruluşa hayvancılıktan çekil demek işin tabiatına aykırıdır. Kamu şeker fabrikaları dahil birkaç istisnası hariç her şeker fabrikasının bir hayvancılık faaliyetinin olduğunu sektörden habersiz olanlara duyurmak isteriz.
10- Bir yıldır yayınlamadığımız dergiyi eline alarak ucuz kahramanlık yapmanın ne üretici de ne kamuoyunda bir karşılığı yoktur. Şekerspor yüzlerce çocuğumuzu sokaktan kurtarıyor, bunu hiç hesaba katmayan bu zatın çocuklarımıza göstereceği adres var mı? Kaldı ki, ifade edilen rakamları harcasak daha üst liglerde olacağımızı ve Şekerspor’un gelirleriyle giderlerinin üç aşağı beş yukarı başa baş olduğunu sayı saymayı bilmeyenlere hatırlatmak isteriz. Ne dergi ne de başka bir mecrada böyle bir harcama kalemi de, ifade ettikleri miktarın zerresi kadarı da yoktur. Konya Şeker’in uluslararası mecralarda temsilini sağlayan, küresel rakipleri ile mücadelesinde ve dış ticaretinde işbirliği zemini hazırlayan ve bazı firmaların davet edilebilmek için milyonlarca doları gözden çıkarmaya hazır olduğu ve tüm dünyada saygınlığı ve etkinliği olan bir organizasyonda Konya Şeker’in temsil edilmesinden duyulan rahatsızlığı da anlamış değiliz. Bilgi sahibi olmadan fikir serdedenlere hatırlatırız ki, davet edilen üyelerin toplantı için para ödemesi söz konusu değildir ve o organizasyon vesilesiyle ucuz benzetme ve imalarla kurnazlık yapmaya çalışmanın, iftira atmaya kalkmanın utancı da bu zata aittir.
11- Konya Şeker üreticisi diğer şeker fabrikalarının üreticisine göre her yıl daha fazla pancar bedeli aldığını biliyor. Pancar bedelinin yüzde yetmişini daha ürünü teslim etmeden avans olarak aldığını, mazot, gübre, gıda maddeleri ve nakliye bedelleriyle ekstradan desteklendiğini de biliyor. Üç beş sene öncesine kadar para etmeyen küspesini fabrikaya düne göre 8-9 kat yüksek bedelle satabildiğini de biliyor. Konya Şeker hariç hiçbir şeker fabrikasında üreticiden alınan küspenin bu kadar para etmediğini, hatta alınmadığını da biliyor. Kuru küspenin de paketli küspenin de Konya’dan çok uzaktaki bölgelere satıldığını da biliyor. Kurumumuzun çöpe giden bir değeri, bir ürünü yaptığı yatırımla kıymetlendirdiğini ve o yatırımlar sonucu küspeden para kazanmaya başladıklarını da biliyor. Sanayi tipi patatesinin Seydibey Tesislerinin devreye girmesiyle %33 değerlediğini, damla sulama sistemlerinin Panplast’ın kurulmasıyla yarı yarıya ucuzladığını da biliyor. Her fabrikanın kurulmasıyla ürettiği tarımsal ürünün arttığını ve çeşitlendiğini de biliyor ve en önemlisi 5-10 sene öncesine göre cebine girenin hesabını herkesten iyi yapıyor. Konya Şeker’e en son atılabilecek iftiranın üreticinin hakkına saygı göstermemek olabileceğini hatırlatır, müfterileri üreticilerimizin vicdanına havele ederiz.
12- Konya Şeker’in üreticiyi tefecinin elinden kurtardığının bile farkında olmayan bu zata hatırlatmak isteriz ki, kurumumuzun üreticiye verdiği başta akaryakıt desteği, gübre, gıda maddeleri ve ayni ve nakdi avans miktarlarıyla yarışabilecek sadece bölgemizde değil ülkemizde bir tane kurum veya işletme yoktur. Bu zat bilmeyebilir ancak ihtiyaç duyan üretici gayet iyi biliyor ki, bugün ülkemizin dev şirketleri bile bizim üreticimizin temlik kredisi alırken kullandığı faiz oranından kredi kullanamıyor.
13- Konya Şeker’de kimin hangi görevde faydalı olacağının objektif kriterleri vardır, kimsenin kişisel husumeti var diye kuruma faydalı olacak arkadaşlarımızı feda etmeyiz. Kurumumuz uzaydan adam getirmiyor, her tesisimizde öncelik o tesisin yer aldığı bölgede işin niteliklerine sahip evlatlarımızındır. Ancak kimse istedi veya memnun olsun diye de mesleki formasyon gerektiren yatırımları ehil olmayan ellere teslim etmeyiz.
14- Biz bazıları rahatsız oluyor diye yatırım yapmaktan vazgeçecek değiliz. Her fabrikanın tarlada daha çok üretme imkanı verdiğini, ürüne talep garantisi oluşturarak fiyatını arttırdığını ziraat odası başkanlığı yaptığını zanneden bir zat bilmeyebilir, ancak üretici de kamuoyu da biliyor. İstemezük tavrı birkaç asır geride kaldı. Kimseyle yılda kaç fabrika yapacağımızın veya kaç yılda bir fabrika yapacağımızın pazarlığına oturacak değiliz. Konya’ya ve üreticiye fayda sağlayacak her fabrikayı yapacağız. Önce üreticinin hakkının ödendiğini, kalanın har vurup harman savrulmak yerine yatırımda kullanıldığını tüm üreticilerimiz ve kamuoyu biliyor. Sektörde üreticisine hiçbir zaman tek kuruş borcu olmayan ve üreticisinin alnının teri kurumadan hakkını veren tek kurumun Konya Şeker olduğunu da herkes biliyor. Ancak bilemediğimiz şu; bu yatırımlardan, Konya, Konyalı ve üretici memnunken hangi yatırımımız bu zatı rahatsız etti.
15- Konya’daki tüm üreticilerimiz gayet iyi bilir ki, Konya Şeker’in en hassas olduğu konu kotalardır. Bu hem üreticilerimizin adaletli bir şekilde bir iktisadi faaliyetten eşit şekilde faydalanması hem şeker pancarı üretiminin bölgemizde verimli şekilde devam edebilmesi, hem de fabrikalarımıza gelen hammaddenin niteliğinin korunarak işletme verimliliğinin üst seviyede tutulması açısından önemlidir. Yani kota ve münavebe hem işletme hem üretici hem de tarım arazilerimizin sağlığı açısından bizim için en önemli husustur. O nedenle biz kotada hassasız, toprağın sağlığı açısından hassasız, verim açısından hassasız, adaletli üretim açısından hassasız. Kimsenin ayrıcalığı, kimsenin iltiması yok. Bunu iddia ederek birileri kendi lehlerine sonuç alacağını sanıyorsa büyük bir yanılgı içindedirler. Kaldı ki, Çumra Şeker’in de faaliyete geçmesinden sonra bölgemize kullandırılan toplam pancar kotası artmış ve artan kota da üreticilere önceki kotaları nispetinde dağıtılmış ve herkesin kotası artmıştır. Üreticilerimiz beş altı sene önce kullanabildikleri kota ile şimdiki kota miktarını ve başka bölgelerdeki durumu gayet iyi bilmektedirler.
16- Her şey bir yana doğru rakamlarla konuşmayan, üslubu ve hakaretamiz tavırlarıyla temsil ettiği meslek kuruluşuyla, tamamen bir üretici kuruluşu olan Türkiye’nin en büyük tarımsal sanayi kuruluşu arasındaki köprüleri yıkmaya çalışan ve tarımsal sanayi tesisi kurmayın diyen bu zatın ülke ve bölge tarımı için ne gibi maliyetlerin ortaya çıkacağını da hesaplamış olması gerekir. Kendisine öncelikle, Ziraat Odalarının görevlerinin ve niçin kurulduğunun yazıldığı Kanun, Tüzük ve Yönetmelikleri okumasını tavsiye ederiz. Orada kurmayın dediği işletmeleri kurma hedeflerinin kendisine verildiğini ve daha bilmediği pek çok vazifesinin olduğunu görecektir. Orada kişisel husumetlerin çözüm yerinin bulunduğu makamlar olmadığını ve o makamların buna alet edilemeyeceğini de görecektir. Ancak, en önemlisi orada şunu görecektir temsil ettiği kuruma Kanun ile verilen pek çok görevin bila bedel kurumumuz tarafından yapıldığını, pek çok hizmetin çiftçiye kurumumuz tarafından ulaştırıldığını görecektir. Mevzuatta yazılmayan hususların ötesinde Türk çiftçisinin daha çok üretmesi ve daha çok kazanmasını, ülke tarımının gelişmiş ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye gelmesini kendisine görev edinmiş ve tüm yatırımlarını onun için yapan ve bu hedefine emin adımlarla ilerlerken üreticisine de hem ekim öncesi destekleriyle hem de ürün fiyat politikasını hep ülke ortalamasının üstünde belirleyerek destek olan kurumumuzu hedef alan bu zatın üslubuna biz inmeyeceğiz. Türkiye’nin en büyük tarımsal sanayi kuruluşu ile iştigal alanı ziraat olan bir meslek kuruluşumuzu işbirliği imkânından mahrum bırakmaya çalışan bu zatın üslup ve tevatür uydurmalarla yıkmaya çalıştığı köprü asla yıkılmayacaktır. Biz dün olduğu gibi gelecekte de iştigal alanı tarım olan her kurum ve kişi ile aynı gaye için işbirliği yapmaya devam edeceğiz. Bir kişi istemedi diye yatırım yapmaktan vazgeçmeyeceğiz, ülke tarımına yatırım yapmaya devam edeceğiz. Üreticimize desteğimiz, üretime desteğimiz sonsuza kadar devam edecek. Kişisel husumet ve hesaplarını bulunduğu makamın arkasına gizleyerek yalan ve uydurmalarla konuşmanın aslında üreticiye zarar vereceğini bilmiyorsa bu ayıp ona yeter, biliyor da yapıyorsa pancar üreticisine ve tarımsal üretim potansiyelimize asıl ihanet bunun ta kendisidir.
Tevatür ve gerçeklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan beyanların sahibi bu zatı vicdanıyla baş başa bırakıyor, tüm bu uydurma bilgilerle verilen beyanlar ve kumpaslarla ilgili gerçekleri kamuoyunun, hemşehrilerimizin ve üreticilerimizin bilgisine arz ediyoruz.
Konya Şeker
San. ve Tic. A.Ş.
Kaynak : Haber50 – 28 Şubat 2011