Birleşmiş Milletler bu yılı dünyada kooperatifçilik yılı olarak ilan etti. Kooperatifçiliğin bilindiği gibi birçok türü var, yaygın uygulandığı alanların başında kırsal alandaki tarımsal kooperatifçilik gelmektedir. Bu yazımda tarımsal kooperatifçiliğe değinmek istiyorum…
Dünyada çiftçilik yapanların çoğunluğu kendi aile bireyleriyle, emekleriyle çalışır. Dışardan işçi çalıştırmaz ya da çok kısa ve az işçi çalıştırarak üretimi gerçekleştirirler. Böyle üretim yapanlar da; küçük köylü işletmeleri, küçük aile çiftçiliği veya bilge köy tarımcıları diye adlandırılırlar.
Dünyanın diğer ülkelerinde de, Türkiye’nin köylerinde de böyle çalışan çiftçi sayısı çok fazladır. Türkiye’deki çiftçiliğin %90’ınına yakını böyledir. Hollanda, Almanya, Danimarka, Yunanistan, İspanya, İtalya’nın köylerindeki çiftçilerin (ülkelere göre değişiklik gösterse de) yaklaşık, %80-90’ını Türkiye benzeridir.(1)
Tarım kooperatiflerinin önemi de tam bu noktada ortaya çıkmaktadır. Tarım kooperatifleri küçük ölçekte üretim yapan köylüler için küçük ölçekte üretim yapan köylüler de tarım kooperatifleri için önemlidir. Çünkü hiçbir zaman ne tarım satış kooperatifleri, ne tarım kredi kooperatifleri ne köy kalınma kooperatifleri ve de diğer tüm tarım kooperatifleri büyük işletmeler yani büyük toprak sahipleri veya şirketler için kurulmazlar.
Kooperatiflerden amaç; küçük köylü üretimi yapan çiftçilerin kendilerini kooperatifleri aracılığıyla tüccar, sanayici ve büyük toprak sahiplerine karşı savunmaları, korumalarıdır. Başka bir deyişle kooperatifler küçük üreticilerin kendilerini vurguncu tüccara karşı savundukları kalkanlarıdır. Küçük ve orta ölçekte üretim yapan köylüler durumlarını, duruşlarını kooperatiflerde sağlamlaştırırlar. Hatta kooperatiflerin küçük çiftçilere sağladığı olanaklarla yeni küçük çiftçilerin doğmasına/ortaya çıkmasına bile neden olurlar.
Şimdilerde çiftçiliğin ortadan kalkması onların yerini tarım şirketlerinin alması için IMF ile Dünya Bankası ve Avrupa Birliği Ortak tarım Politikası (AB-OTP) azgelişmiş ülkelere yaptırımlarda bulunmaktadırlar. Kooperatiflerin tarım şirketlerine karşı, üretimden pazarlamaya çiftçilerin çıkarına oluşturduğu zincirin halkalarını kırmaya çalışmaktadırlar. Bunun adına da “tarım reformu”, “tarımda yeniden yapılanma” diyorlar. Oysa aslında çiftçileri iflas ettirecek programları, borçlandırdıkları azgelişmiş ülke hükümetlerine uygulattırıyorlar, Türkiye benzeri…
Evet, kooperatif vurguncu kapitalist sektöre karşı bireyleri birleştirerek ekonomik yönden kendilerini korumalarını sağlar. Kooperatif ortağı çiftçilerin sahip oldukları mülklerini ellerinden almaz. Ortakların özel mülklerini koruyarak, onları ortak bir amaç için bir araya getirir birleştirir. Bireylerin ekonomik bağımsızlığını güçlendirir, özgürlüklerini arttırır.
Bu anlamda kooperatifler, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren bütün ülkelerin ekonomik, sosyal kalkınmasında önemli roller üstlendi. Kooperatifler hala, vurgunculara karşı önemini yani şirketlere karşı alternatif olma özelliğini korumaktadır.
Kooperatifler, gelişmiş ve gelişmemiş ülkelerin hemen tamamında az veya çok ekonomik ve sosyal bir hareket olarak kabul görmektedir. Dünyamızda demokrasi, barış ve ekolojinin korunmasına büyük katkılar koyan bir araç görevi görmektedirler.
Ülkesinin siyasal ve ekonomik bağımsızlığını önemseyen liderler, kooperatifçiliği geniş çapta uyguluyorlar. Kooperatifçiliği sekteye uğratacak, geriletecek her türlü iç ve dış saldırılara karşı ülkesini seven çiftçiler ile iyi liderler birlikte karşı koyuyor, direniyorlar. Venezüella, Bolivya ve Küba liderleri gibi…
Çünkü onlar, şirketlerin çıkarına olan “endüstriyel tarımcılığın” yerine, çiftçilerin ve ülkelerinin çıkarına olan bilge köylü tarımcılığının dayanışma, bilgelik ve bilgi paylaşmacılığını kooperatifçilik aracılığıyla gerçekleştireceğine inanıyorlar. Bunun için tarımları ile tarımcılarını kooperatiflerde bir araya getirerek, bütünleştiriyorlar. İyi liderler, gelişmede hızlı ve doğru ekonomik büyümeyle toplumsal ve sosyal adaleti, demokrasiyi bir arada gerçekleştirmek için kooperatifçiliği öne çıkarıyorlar. Kooperatifçiliğe destek veriyorlar.
Tarımın şirketleşmesinden yana olanlar, küçük aile çiftçiliğini büyük tarım işletmelerine göre ülke için sakıncalı diye anlatıyorlar. Oysa küçük aile çiftçiliği büyük tarım işletmelerine göre daha üstün olduğu bir gerçektir. Bu durum dünya üzerinde kanıtlanmıştır da. Ayrıca küçük aile çiftçiliği ülkelerin de yararınadır.
Küçük aile çiftçiliğinin büyük işletmelere göre üstünlükleri ve ülkeye olan yararlarını kısaca şöyle sıralayabiliriz:
- Genellikle dışarıdan işçi alıp çalıştırmaz, dolayısıyla işçi işveren çelişkisinin yaşanmadığı bir alandır. Küçük aile çiftçiliğinde, çiftçi; hem yöneten hem de işçidir. Başka bir deyişle küçük aile çiftçiliği hem üreten hem de yönetendir.
- Küçük aile çiftçiliğinde iş verimliliği yüksektir. Bir çiftçinin kendi toprağında bir saat çalışması sonucu elde edeceği randıman, bir ortakçının veya gündelikçinin aynı süre çalışması sonucunda sağlayacağı randımandan daha fazla olur. Bir ekonomiste göre, aynı sürede gündelikçinin çalışmada sağladığı randıman bir, ortakçının iki, toprağın sahibi olan çiftçinin üç olur demektedir.(2) Ayrıca ABD’de yapılan bir araştırma 2 hektarlık bir alanda üretim yapan çok küçük bir çiftliğin hektarda 15.104 ABD Doları çıktı e 2902 ABD Doları net gelir elde ettiğini, 15.581 hektarda üretim yapan bir çiftliğin ise hektarda 249 ABD doları çıktı ve 52 ABD Doları net gelir elde ettiğini ortaya koymaktadır.(3)
- Küçük aile çiftçiliği yapan köylüler, ülkenin sosyal güvenliği için sigorta görevi görür. Köylülerin gereksinimleri sınırlı ama bünyeleri yorucu işlere uygundur.
- Bünyeleri yorucu işe dayanıklı olan köylüler, yaptığı işten kendisinin ve çocuklarının yararlanacağını hesap ederek fazla çalışır, daha fazla üretmek için çırpınır. Toprağı her tür melanetten korur. Toprağı ve suyu gözü gibi sakınır, kirletmez, kirlettirmez. Ailesini rahat geçindirmek amacıyla topraktan daha fazla verim elde etme yolarını araştırır, bunun için de, her şeyi dener. Bu sayede kayalıklar, kumluklar toprağın sahibi köylüler tarafından verimli topraklar haline dönüştürülmüştür.
- Küçük aile çiftçiliği yapan köylülükte tasarruf yapma kültürü vardır. Köylülerin bu tasarruf kültürü ülkenin ulusal tasarrufunu besler.
- Belki de en önemlisi küçük aile çiftçiliği yapanların üretim sürecinde doğayla uyumluluğu ve ürettiği ürün endüstriyel tarım yapan şirket tarımcılarınınkine göre daha sağlıklı ve kaliteli, büyük işletmelere oranla dekar başına verimleri daha yüksek olur.
- Küçük aile çiftçiliğinin yukarıda saydığımız üstünlüklerini korumak için ve küresel kapitalizmi yaşadığımız ve çiftçilere karşı son zamanlarda açmış oldukları yok etme savaşı karşısında yaşayabilmek/tutunabilmek yani küçük aile çiftçiliğinin varlığını sürdürebilmesi için kooperatiflere ihtiyaç vardır. Çünkü kooperatifler; küçük aile çiftçiliğinin sahip olduğu üstünlüklere bir de büyük işletmenin sağladığı üstünlükleri ekleyen/ekleyebilecek bir örgütlenme tarzıdır.
Bir kredi kooperatifi de banka gibi kredi verir, bir tüketici kooperatifi de müşterilerine mal satar. O halde kooperatiflerin bu kuruluşlardan farkı nedir. Bir kredi kooperatifi ile banka arasında nasıl bir fark vardır? Tüketici kooperatifini bakkaldan, marketlerden ayıran yan nedir?
Kooperatifi, bir araya gelerek birbirine yardım etme, yardımlaşma diye tanımlayabiliriz. Fakat her bir araya geliş, kooperatif midir? Değildir! Örneğin, 50–100 kişinin ya da daha fazla veya az kişinin bir araya gelerek kurdukları bir market amaçlı şirkete kooperatif diyebilir miyiz? Diyemeyiz!
Kooperatif, şirket ve bankalardan farklıdır. Ama dışardan bakarak bu kooperatif, bu banka, bu şirket diye de hemen bir çırpıda ayırt edebilir miyiz? Edemeyiz.
Kooperatifleri şirket ve bankalardan ayıran, farklı kılan nedir, nelerdir? Bunları anlamak için bazı sorular sorup, sorduğumuz sorulara doğru cevaplar vermek durumundayız. O halde kooperatifin ne olduğu, hangi amaca hizmet etmesi için kurulduğunu anlamak için sorularımızı soralım ve buradan başlayalım kooperatifçiliği konuşmaya ve tartışmaya…
Şirketin amaçları ile kooperatifin amaçları nelerdir?
Şirketin amacı; hissedarlarının (ortaklarının) koydukları sermayeye en fazla kârı sağlamaktır.
Kooperatiflerin amacı ise; ortaklarını aracı tüccara ve sanayiciye karşı korumak, bu aracıların cebine gidecek olan kârı, ortaklarının cebinde tutmak bu yolla ortaklarını tüccar ve sanayiciye sömürtmeden kazancını arttırmaktır.
Şirketi kim, kooperatifi kimler yönetir? Şirket ve kooperatiflerde kimin/kimlerin söz ve karar hakkı vardır?
Şirketlerde; en çok sermaye koyanın sözü geçer. Kararları o alır. Şirketi de en çok sermayeyi koyan yönetir. Hisse olarak sermayesi arttıkça alacağı kâr da o oran da artar.
Kooperatifler ise; sermayelerin, payların birliği değildir. Kooperatiflerde üye kooperatiften yaptığı alış veriş oranında pay alır. Bir ortak kooperatiften fazla pay almak istiyorsa kooperatifle daha fazla alış veriş yapmak durumundadır.
Kooperatifte kararları ortaklar alır ve ortaklar yönetir. Üyeler, kooperatiflerin faaliyetlerinde eşit derecede sorumludur. Kooperatifte herkesin eşit oyu vardır. Yani, her üyenin bir oyu vardır.
Şirketlerde ise oy adedini, sahip olunan pay ve sermaye oranı belirler. Şirketlerde ortaklar eşit değildir. Başka bir deyişle şirketlerde oy adedi satın aldığı ve alacağı pay, koyduğu/koyacağı sermaye oranına göre azalır veya artar.
Kooperatifte üye (birey) her şeydir; belirleyendir, yönetendir; her üye, üyesi olduğu kooperatifi yönetme hakkı vardır. Şirkette ise, sermaye yani, konulan pay ve para miktarı her şeydir; belirleyen paradır, yöneten de en çok parayı koyandır.
Özetleyecek olursak, kooperatif; emek kesiminin (yani emeği ile geçinenlerin) ortaklaşa kurdukları, aracılara yani, vurguncu tüccar ve sanayiciye karşı kendilerini korudukları örgütleridir.
(1)Ayhan Çıkın; “Çiftçinin Hakları Ancak Kooperatiflerle Korunabilir”, Cumhuriyet, 21 Ağustos 1991
(2)Mario Bandini; Politica Agrarira, Bologna 1953, s.280 Aktaran: Ziya Gökalp Mülayim; “Kooperatifçilik” Yetkin Yayınları, Ankara, 1992
(3)Aliteri M. “Agroecology, small farms and food sovereignty.” Monthly Review 61(3):102-113 Aktaran: Özgür Bor; Yeni Tarım Düzeni, (yayınlanmamış makale)