Bahçemize giderken yol kenarlarında, köy evlerini önlerinde rangarenk tavuklar, horozlar görmeye başladım. “Kuş gribi” gerekçesi ile yanlış politikalarının sonucu çalışkan, dürüst, üretici köylümün tavuklarını da cayır cayır yakmışlardı. Dar gelirlinin tavuklarını yaktıktan sonra AKP iktidarının o tarihlerdeki maliye bakanı Kemal Unakıtan’ın güya kendilerce temiz olan yumurta reklamı yapılmaya başlamıştı. “Unakıtan yumurtaları” diye televizyon kanallarında izlemeye başlamıştık.
Köylümün ürettiği süt, meyve para etmiyor artık. Köylüm yetiştirdiği meyve ağaçlarının bakımını yapamaz oldu. Hasat sonrası değil emeğinin karşılığı, masrafını bile çıkartamaz oldu. Ürettiği vişne 40-50 kuruştan satılıyor, bu rakam ise toplaması, yetiştirmesi çok zor olan vişne ve kirazın toplama bedelini bile karşılamıyor artık.
Ben rahmetli annemin yetiştirdiği tavukların yumurtası, yetiştirdiği ineklerin süt ve yoğurt parasıyla okudum. Direne direne, çalışa çalışa. Sabah erkenden kalkar kuzularımızı otlatır, gelir, sonra okula koşardım. Annem “Okuldan çıkar çıkmaz hemen gel, yollarda oyalanma. Kuzular güdülecek.” derdi. İkindi vaktinde okuldan çıktığım gibi eve gelir, beni bekleyen kuzularımızı otlatmaya giderdim.
5 buçuk yıldır emekliyim. Emekli oldum olalı da hiç boş durmadım. Bundan böyle de ömrümün sonuna dek sağlığım elverdiğince çalışacağım. Üretmeye, geleceğime, memleketime katkıda bulunmaya devam edeceğim.
Köylüm özüne dönmeye başladı. Çok seviniyorum. Köylümün ineği, koyunu, tavuğu olmadan olmaz. Ürettiğinden evini geçindirecek, fazlasını satacak, hayvanlarının gübresini bahçeye atacak, bahçesinin otunu hayvanına yedirecek, sürekli evde bağlanıp hazır yiyen büyükbaş hayvan cinse değil, otlaklara sürülen, dağ-tepe gezen sürü sistemine yeniden geçecek köylüm. Ürettiğinin sütü, eti buram buram, mis gibi kokacak.
Köylüm özüne, doğal üretime, temiz, daha az bedelle elde edilen üretime dönecek. Köylümün boynu bükük kalmayacak. Eli para görecek, çocuklarını en iyi şekilde yetiştirecek. Seçimlerde ise insanlık hak ve özgürlüklerinin savunucusu, tüketici toplum değil, çalışkan bir toplum için oyunu doğru kullanacak.
AKP’nin “sadakacı toplum” politikalarına karşılık, inadına üretmek, inadına çalışmak, direnmek, sonunda amacına ulaşmak üzere bütün üreten, çalışan, yarınlara umutla bakan insanlarımıza selam olsun.
Kaynak : İstasyon Gazetesi- 9 Mart 2011