Necdet Oral
Sermaye eksenli neoliberal politikalarla, küçük ve orta ölçekli üreticiler ya tasfiye edilip kentlere göç etti ya da kendi topraklarında ırgatlaşarak sözleşmeli üreticilere dönüştü
MEYVE SUYU TÜKETİMİ 10 LİTREYE ULAŞTI
Meyve suyu sektöründe 2000 yılında 4.4 litre olan kişi başı yıllık tüketim 2007’de 10 litreye çıktı. Ancak bu miktar AB ülkelerinde 20, ABD’de ise 30 litreye ulaşıyor. Toplam 710 milyon litrelik tüketimden; meyve nektarı %70.8, aromalı içecek %17.0, meyve suyu %8.8 ve meyveli içecek %3.4 pay alıyor. Sektörde 2007 itibariyle 34 şirket rekabet ediyor. Dimes ve Cappy (Coca-Cola) %25’lik paylarıyla lider konumda. Aroma’nın 3. sırada yer aldığı pazarın diğer önde gelen markaları Tamek, Pınar, Ülker ve Meysu.
SU VE SODA PAZARINDA REKABET YOĞUN
2007 yılında parasal büyüklüğü 1.2 milyar doları bulan ambalajlı su sektöründe Sağlık Bakanlığı ruhsatlı 200’ü aşkın kuruluş faaliyet gösteriyor. Pazar payı Nestlé’nin %29, Coca-Cola’nın %18.4, Danone’nin %10.5, Yaşar Grubu’nun %13.7, Aytaç’ın %14.3. Piyasanın %70’i yabancıların kontrolünde.
Büyüklüğü 200 milyon litreyi aşan soda pazarının %15’ini meyveli çeşitler oluşturuyor. Sektörde Sağlık Bakanlığı ruhsatlı 38 şirket faaliyet gösteriyor. 2002’de 2.5 litre olan kişi başı yıllık tüketim 2008’de 6.5 litreye yükseldi. Pazarın üçte ikisini üç marka (Freşa, Frutti, Akmina) kontrol ediyor.
BİRA YERLİ, RAKI YABANCILARIN
Türkiye’de bira hariç alkollü içki pazarının büyüklüğü 2 milyar TL olarak tahmin ediliyor. Pazarın lideri Mey İçki rakıda %70, votkada %60 pazar payına sahip. Burgaz Rakı ise 5 yılda alkollü içecek pazarının %20’sine sahip oldu. Efe Rakı’nın pazar payı ise %9. Ağustos 2009’da Mey İçki’nin Burgaz’ı satın almasıyla sektördeki pazar payı %80’lere ulaştı.
Büyüklüğü 2 milyar TL olan birada kişi başına yıllık tüketim 11 litre dolayında. 2001 yılında Carlsberg’e geçen Türk Tuborg hisselerini 2008’de Israel Beer Breweries satın aldı. Pazarın yaklaşık %80’i Efes Pilsen’in elinde. Onu %17’lik payıyla Tuborg izliyor.
Organize gıda perakendeciliğinde tekelleşme ve yabancılaşma
Türkiye’de gıda perakendeciliğinde yeniden yapılanma 1954 yılında Migros Türk’ün (İsviçre Migros Kooperatifler Birliği ve İstanbul Belediyesi’nin ortak girişimi), 1956’da Gima’nın (Ankara’da bir devlet kuruluşu) ve 1973’te Tansaş’ın (İzmir’de bir belediye kuruluşu) kurulmasıyla kendini göstermiştir. 1950’li yılların başından itibaren büyük kentlerde var olan sektör asıl gelişimini 1985 yılından itibaren büyük alışveriş merkezleri ve süpermarket zincirlerinin kurulmaya başlamasıyla gerçekleştirmiştir. 1990’lı yılların ortalarında, artık kentlerdeki perakende sektörünün %30’luk kısmını süpermarketler kontrol etmekteydi. Bu değişime, 1980’lerin sonlarına doğru yabancı perakendeci şirketlerin Türkiye piyasasına girmesi ve önde gelen yerli sermaye gruplarının perakende sektöründe de yatırım yapmaya başlaması gibi iki ana etmenin yol açtığı söylenebilir. Bu iki gelişme birbiriyle ilişkiliydi çünkü sektörde faaliyete başlayan yabancı şirketlerin çoğu, yerli sermayeyle ortak girişimler kurmak ve bayilik ve lisans anlaşmaları yapmak yoluyla Türkiye piyasasına girmişlerdir (Yenal, 2001).
Türkiye 1990’lı yıllardan itibaren geleneksel perakendecilikten organize perakendeciliğe geçişin başlamasıyla birlikte (aynı zamanda toptancılıktan dağıtıcılığa geçişin başladığı dönem) hızlı bir süpermarketleşme sürecine girmiştir. Bu süreç gıda üretim ve perakendeciliği sektörleri arasındaki ilişkiler açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Artık gıda sanayii için tüketici pazarına ulaşmanın yolu yalnızca çok sayıda küçük ölçekli satıcı ve toptancıyla dağıtım anlaşmaları yapmaktan geçmemektedir. Pazara ulaşmak için ürünlerin kalitesi ve fiyatları, dağıtım koşulları ve raf alanı gibi konularda önde gelen süpermarket zincirleriyle pazarlık yapmak, gıda üreticileri için bir zorunluluk haline gelmiştir. Gıda perakendeciliği sektöründeki sermaye yoğunlaşmasıyla birlikte ürünlerin dağıtımı ve pazarlanmasına ilişkin konularda, perakendeci şirketlerin üretici şirketlere karşı pazarlık ve yaptırım güçleri giderek artmış; bu durum, gıda üreticisi büyük yerli sermaye gruplarının gıda perakendeciliğine girmelerine neden olmuştur. Bu durumu, genel olarak gıda ve tarım sektöründe dikey bütünleşme çabalarının bir parçası olarak da görebiliriz (Yenal, 2001).
Geleneksel kanaldan organize perakendeye geçiş sürecinde geleneksel kesimi oluşturan bakkallar yerlerini organize perakendecilere (hiper, zincir, süpermarket) bırakmaktadır. 1998 yılında 2 bin 135 olan hiper, süper ve zincir market sayısı 2008 yılı itibariyle 8 bin 252’ye ulaşmış; yani 4 kat artmıştır. Özellikle küresel zincirlerin (Metro, Carrefour, Tesco) Türkiye’ye yönelik yatırımlarıyla yerli zincirlerin (Migros, BİM) sayılarını artırması bu rakamların artmasında önemli rol oynamıştır. AC Nielsen’in verilerine göre bakkal ve orta marketlerde 1998 yılında yaklaşık 167 binlerde olan sayı 2008 yılında 128 binlere düşmüştür. Sayılardaki düşüş bakkal kanalından kaynaklanmış; son 10 yılda bakkal sayıları 155 binden 113 bine gerilemiştir (Tablo 7). Sektörde geleneksel kanaldan zincir perakendeye doğru bir dönüşüm söz konusu olup; geleneksel kesimi oluşturan bakkallar yerlerini organize perakendecilere bırakmaktadır. Yani dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de piyasa kurallarının dayatılmasıyla küçük ve orta ölçekli işletmeler yok olmaktadır. 2007 yılı itibariyle süpermarket zincirlerinin gıda perakende satışlarındaki payı %47’ye ulaşmıştır (Bölük ve Koç, 2008).
2005 organize perakende sektöründeki değişimin başlangıç yılı olmuştur. 2005 yılına kadarki devralmalar yoğunlaşmaya yol açmayan, yeni girişler ya da özelleştirmeler yoluyla gerçekleşen, başka bir deyişle yalnızca mülkiyet değişikliğine yol açan, ancak piyasa yapısını etkilemeyen işlemlerdi. 2005 sonrası yaşanan devralmalar önceki yıllardan farklı olarak organize perakende içinde de önemli yoğunlaşmaya yol açmıştır. 2005 yılındaki CarrefourSA’nın Gima’yı, Migros’un Tansaş’ı devralmasıyla birlikte organize perakendede ilk 4 şirketin yoğunlaşma oranında (CR4) 10 puanın üzerinde artış gerçekleşmiştir (Tablo 8).
Özet ve sonuçlar
1980 sonrasında devletçe korunan ve desteklenen tarımdan devlet desteği giderek artan bir biçimde çekilmiş; bu süreç 1999 sonrasında ivme kazanmıştır.
Son 30 yıldır uygulanan neoliberal saldırı politikaları tamamen köylülüğü tasfiyeye yöneliktir. Bu politikalarla sermaye hayatın her alanında belirleyici hale getirilmiş; köylü ile doğrudan ilişkiye giren devletin yerini köylüyü sermaye ile yüz yüze bırakan devlet almıştır. Bu süreçte küçük ve orta ölçekli üreticiler ya tasfiye edilip kentlere göç etmişler ya da kendi topraklarında ırgatlaşarak sözleşmeli üreticilere dönüşmüşlerdir. Girdi sağlamadan üretime, işleme ve pazarlamaya kadar tüm süreç ise çokuluslu tarım/gıda şirketleri, onların taşeronları ya da yerli tekelci sermayenin denetimine girmeye başlamıştır. Bu süreç, sözleşmeli üretim aracılığıyla yabancı şirketlerin tarımı doğrudan kontrol etmesi ya da hibrit tohum ve onun zorunlu girdilerinin -gübre, hormon, tarım ilacı gibi- dağıtımı yoluyla da ivme kazanmaktadır.
Çiftçi üretim için gerekli tohum ve girdileri Monsanto, DuPont, Sygenta, Bayer gibi biyoteknoloji ve agro-kimya devlerinden satın almakta; çokuluslu şirketler toprak satın alma, kiralama ya da sözleşmeli tarım modeli ile üretime girmektedir. Yabancı ortaklı/sermayeli bankaların çiftçiye kredi vermesiyle birlikte tarım arazileri yabancıların eline geçmektedir. Öte yandan yabancılar son 5 yılda toplam 10 milyar dolarlık taşınmaz satın almışlardır.
Gıda sektörü Nestlé, Cargill, Unilever, Kraft, Coca-Cola, PepsiCo, Danone, Cadbury, P&G ya da onların ortakları/taşeronları tarafından denetlenmektedir. Migros, Carrefour, Metro ve Tesco gibi yabancı sermayeli perakende devleri pazardan %60 oranında pay almaktadırlar.
KAYNAKLAR
APAK S. ve A. TAVfiANCI. 2008. “Türkiye’de Yabancı Bankacılığın Gelişimi ve Ekonomi Politikaları İle Uyumu”, Maliye Finans Yazıları, Sayı: 80, Temmuz, s.33-53.
BÖLÜK, G. ve A. KOÇ (2008), “Gıda Perakende Sektörde Tekel Gücünün Belirlenmesi”, Ekonomi ve Rekabet Sempozyumu, 1 Kasım 2008, Türkiye Rekabet Kurumu ve Pamukkale Üniv. İİBF, Denizli.
DPT. 2007. Dokuzuncu Kalkınma Planı Gıda Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2720, Ankara.
EKONOMİST. 2005. Perakende Liginde Devlerin Yarışı, 20-26 Kasım, Sayı: 2005/47
EKfiİ, A. 1992, “Türkiye’de Gıda Sanayinin Durumu ve Geleceği”,
Gıda Dergisi, Cilt: 17, Sayı: 1, s. 3-6.
EKfiİ, A.; O. YURDAKUL, M. EMİROĞLU, E. GÜNEfi, M. ATAMER, E. TOPAL, O. DEVECİ ve F. TAfiDÖĞEN. 2005. “Gıda Sanayiinde Yapısal Değişimler”, Türkiye Ziraat Mühendisliği VI. Teknik Kongresi,
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Ankara, s. 1001-1018.
ERDOĞAN, T. 2005. “Organize Perakende Sektörünün Ekonomik Dinamikleri: Rekabet Politikası Açısından Değerlendirme”,
Rekabet Dergisi, Sayı: 24, s. 27-63.
GÜNAYDIN, G. 2009. “Tarım Bankacılığında Yabancılaşma”.
Bağımsız Dergisi, Sayı: 1, s.54-59.
ORAL, N. 2006. Türkiye Tarımında Kapitalizm ve Sınıflar,
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, Ankara.
ORAL, N. 2009. “Türkiye’de Tarım ve Gıda Sektöründe Yabancılaşma ve Tekelleşme”, Mülkiye Dergisi, 33(262):325-344.
SÖNMEZ, M. 1992. 100 Soruda 1980’lerden 1990’lara “Dışa Açılan” Türkiye Kapitalizmi, Gerçek Yayınevi, İstanbul.
T.C. MERKEZ BANKASI. 2009. Finansal İstikrar Raporu, Mayıs, Sayı: 8. http://www.tcmb.gov.tr/yeni/evds/yayin/finist/Fir_TamMetin8.pdf
TZOB. 2009. “Çiftçilerimizin kredi borçları arttı”.
TZOB Basın Bülteni, 29 Haziran, Ankara, http://www.tzob.org.tr/tzob_web/basin_bulten/2009/28_06_2009.htm
TAYFUN, A. ve C. TOKMAK. 2007. “Tüketicilerin Türk Usulü Fast Food İşletmelerini Tercih Etme Sebepleri Üzerine Bir Araştırma”. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Güz 2007, 6(22):169-183.
TOZANLI, S.; M. DONDURAN ve A. ATAY. 2007. Uluslararası Rekabet Stratejileri: Türkiye Gıda Sanayii, TÜSİAD, Yayın No: 442, İstanbul.
TÜMAY, İ. 1998. “Tarım ve Köylü: Sizi İlgilendiriyor mu?”. Mürekkep, Sayı 10/11, Ankara, s. 160-194.
USDA. 2008. Turkey Food Service Sector (Prepared by: O. Cakiroglu), GAIN Report Number: TU8034, HYPERLINK “http://www.fas.usda.gov/gainfiles/200807/146295228.pdf” http://www.fas.usda.gov/gainfiles/200807/146295228.pdf
UZUNLU, V. 2007. Bankacılık Sektörünün Güncel Sorunları, http://www.dp.org.tr/ARGE/belgeler/Bankacilik_Sektorunun_Guncel_Sorunlari-06032007.pdf
YENAL, N. Z. 2001. “Türkiye’de Tarım ve Gıda Üretiminin Yeniden Yapılanması ve Uluslararasılaşması”, Toplum ve Bilim, Sayı: 88, İstanbul, s. 32-54.
HYPERLINK “http://www.argemar.com/” http://www.argemar.com
HYPERLINK “http://www.capital.com.tr” http://www.capital.com.tr
HYPERLINK “http://www.dunyagazetesi.com.tr/” http://www.dunyagazetesi.com.tr
HYPERLINK “http://www.ekonomist.com.tr/” http://www.ekonomist.com.tr
HYPERLINK “http://www.hurriyet.com.tr”
http://www.hurriyet.com.tr
http://www.milliyet.com.tr
HYPERLINK “http://www.radikal.com.tr” http://www.radikal.com.tr
HYPERLINK “http://www.referansgazetesi.com” http://www.referansgazetesi.com
HYPERLINK “http://www.rekabet.gov.tr” http://www.rekabet.gov.tr
HYPERLINK “http://www.sutdunyasi.com” http://www.sutdunyasi.com
TABLO 5 Başlıca Fast Food (Hızlı Beslenme) Restoranları (2007)
RESTORAN MİLLİYETİ RESTORAN SAYISI SATIŞ (MİLYON $)
Burger King İngiltere 193 300
McDonald’s ABD 104 125
Sultanahmet Köftecisi Türkiye 72 70
Pizza Hut ABD 32 42
Dominos Pizza ABD 93 40
Kentucky FC ABD 36 40
Pizza Pizza Türkiye 112 15
Kaynak: USDA (2008)
TABLO 6Başlıca Catering (Hazır Yemek) Şirketleri (2007)
ŞİRKET MİLLİYETİ SATIŞ (MİLYON $)
Sofra/Eurest Compass İngiltere-Fransa 280 250
Sodexho Fransa 200 90
Sardunya Türkiye 120 65
Emin Catering Türkiye 50 20
Sava Catering Türkiye 145 27
Kaynak: USDA (2008)
Fast-food ve cateringde de lider yabancılar
1980’li yıllardan itibaren özellikle büyük kentlerde yaşanan hızlı çalışma temposu, ev ve iş arası mesafelerin uzaklığı, zamanın kısıtlılığı gibi öğeler Türkiye’de dışarıda yeme alışkanlığını artırdı. Dışarıda yemek yeme oranındaki artışa paralel olarak fast-food (hızlı beslenme) sektörü hızlı bir yükseliş dönemi yaşadı, hızla büyüdü. Fast-food restoranlar sınırlı yiyecek ve içecek sunan, tüketicilerin hazır paket ürünleri evlerine götürebildikleri, self servis uygulamasının çoğunlukla uygulandığı, ucuz restoranlar olarak tanımlanmaktadır (Tayfun ve Tokmak, 2007).
Halen fast-food sektöründe yaklaşık 3 bin 400 restoran faaliyet göstermekte olup, 2008 yılı itibariyle sektörün büyüklüğü 1,2 milyar TL dolayındadır.
Kayıtdışının yoğun olduğu catering (hazır yemek) sektörünün büyüklüğü ise 4.5 milyar dolar dolayında olup; halen
6 milyon kişiye hizmet veren sektörün
lider şirketleri İngiliz-Fransız ortaklığı Sofra ile Fransız sermayeli Sodexho’dur.
TABLO 7 Türkiye’de perakendeci sayıları ve gelişimi
Kanallar | 1998 | 2000 | 2002 | 2004 | 2006 | 2008 |
Hiper, Zincir ve Süpermarketler | 2.135 | 2.979 | 4.005 | 4.809 | 6.474 | 8.252 |
Hipermarket 2500 m2 | 91 | 129 | 151 | 152 | 164 | 183 |
B. Süpermarket 1000-2500 m2 | 210 | 306 | 368 | 396 | 504 | 623 |
Süpermarket 400-1000 m2 | 464 | 726 | 909 | 1.082 | 1.567 | 1.902 |
Küçük Süpermarket <400 m2 | 1.370 | 1.818 | 2.577 | 3.179 | 4.239 | 5.544 |
Hiper, Zincir ve Süpermarke | 2.135 | 2.979 | 4.005 | 4.809 | 6.474 | 8.25 |
Orta Market ve Bakkal | 167.612 | 149.995 | 135.897 | 137.978 | 131.632 | 128.568 |
Orta market 50-100m2 | 12.192 | 13.232 | 13.555 | 15.197 | 14.775 | 15.273 |
Bakkal <50 m2 | 155.420 | 136.763 | 122.342 | 122.781 | 116.857 | 113.295 |
Kaynak : Birgün.net
Bir Yorum
kötüköylü
üstat resmi nereden aldın öğrenebilirmiyim ya da büyük boyutunu ekleyebilirmisin?