Çiftçiler Sendikası’nın bileşeni olduğu La Via Campesina Avrupa Koordinasyonu’nun (ECVC) Genel Kurulu 4 Aralık günü çevrimiçi olarak düzenlendi.
Genel Kurul’a Türkiye’den Çiftçi-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem, Çiftçi-Sen Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu ve Çiftçi-Sen gönüllüsü Özge Güneş katıldı.
Genel Kurul’un gündeminde Avrupa’ Birliği’nin iklim krizine yönelik politikaları; Yeşil Anlaşma ve Çiftlikten Çatala gibi strateji politikaları yer aldı. Avrupa Yeşil Anlaşması, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından “sürdürülebilir bir ekonomiye giden yol haritası” olarak sunulmakta. Çiftlikten Çatala ve Biyoçeşitlilik stratejisi ise bu yol haritasının bir uzantısı olarak öne sürülmekte. Genel Kurul’da bir araya gelen üye örgütler, bu politikaların, çiftçi ve köylüler üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Bu doğrultuda iklim krizinin güncel yansımaları, tarımda dijitalleşme, agroekoloji gibi konular tartışıldı.
Genel Kurul’da gündeme alınan bir diğer konu ise Kovid 19 pandemisi oldu. Çiftçilerin pazara erişimi, toprak erişimi gibi sorunlarını derinleştiren Kovid 19 sürecinin, şirketler için bir fırsata dönüştürüldüğü üzerinde duruldu. Pandemi krizinden çıkış için işaret edilen ekonomik toparlanmanın ve şirketlerin gıdayı kontrolünün güçlenmesinin, kırsal nüfus için daha fazla sömürü, daha fazla kapitalizm getireceği tespiti yapıldı.
Genel Kurul’da Çiftçi-Sen adına söz alan Adnan Çobanoğlu, “sürdürülebilirlik” kavramının sıkıntılı bir kavram olduğu, şirketler tarafından manipüle edilişi konusunda uyarılarda bulundu. Çiftlikten Çatala stratejisinin de bu anlamıyla düşünülmesi gerektiğinin altını çizdi. Çobanoğlu aynı zamanda, iklim krizinin çözümü olarak gösterilen “yenilenebilir enerji” yatırımlarına karşı uyarıda bulundu. Türkiye’deki JES’leri örnek vererek bu enerji yatırımlarının da en az fosil yakıtlar kadar toprağı, suyu, havayı kirlettiğini, havaya kükürtdioksit asit vb. salarak iklim krizine olumsuz etki ettiği gibi tarımsal üretimde de olumsuz etkileri olduğunu belirti, bu nedenle de bu alandaki AB fon ve kredi desteklerinin kesilmesini talep etmenin önemine işaret etti. AB’nin stratejisi ile çiftçinin stratejisi arasındaki farklara dikkat çekerek küçük aile tarımını ve agroekolojik tarımı daha fazla dile getirmek gerektiğini söyledi.