La Via Campesina G20 toplantısını ve bu toplantıda ele alınması düşünülen konulara ilişkin bir basın açıklaması yayınladı.
Açıklamada :”G20 sadece meşruiyetten yoksun olmakla kalmayıp, aynı zamanda yetersizdir.” ifadelerine yer verildi. Açıklama şöyle:
Basın Açıklaması- La Via Campesina
G20 Tarımı: Dünyanın en zengin ülkelerinin “gıda gaspına” hayır!
(Jakarta, 16 Haziran 2011) Kasım ayında Fransa’nın Cannes şehrinde yapılacak G20 konferansının, hazırlığı için, 22-23 Haziran tarihlerinde Paris’te toplanacak olan, G20 tarım bakanlarının ajandasında gıda ve tarım yer alacak. Uluslararası çiftçi hareketi La Via Campesina, dünyanın zengin ülke hükümetlerinin, sadece çiftçileri değil her bir insanı etkileyen, gıda politikalarını kontrol ve gasp etmek için süre giden teşebbüslerini kınamaktadır.
G20’nin kendi politikalarını, dünyanın geri kalanına dikta etme gibi bir otoritesi olamaz. G20 sadece en zengin 20 ülkeyi içermekte ve fakirleri dışlamaktadır. Örneğin, açlıktan en fazla etkilenen kıtalardan birinden, Afrika’dan, sadece Güney Afrika bu kulübe kabul edilmiştir.
G20 sadece meşruiyetten yoksun olmakla kalmayıp, aynı zamanda yetersizdir. 1999 kuruluş tarihinden itibaren, diğer birçok plan gibi, spekülasyonları ve vergi cennetlerini kontrol ederek, “aşırı büyük” bankaları dağıtarak ve finansal işlemleri vergilendirerek yeni bir dünya ekonomik düzeni kurmayı hedeflemiştir. G20 ülke liderleri, mevcut gıda ve finansal krizleri yaratan benzer neo-liberal politikaları desteklemeye devam ettikleri için bu çabalar başarısız olmuştur.
Fransız başkanlığındaki G20, tarımsal fiyatların değişkenliğini ve kırsal kalkınmayı artık ajandasına almıştır.
Gıda fiyatları tekrardan en yüksek seviyelere çıkmakta, 2008 yılında dünyadaki aç insan sayısını 1 milyar üzerine çıkaran ve özellikle kırsal alanları etkileyen yüksek fiyatların seviyesine ulaşmaktadır.
Gıda fiyatlarındaki dengesizlik, ticaretin serbestleştirilmesi, piyasaların deregülasyonu, spekülasyonlar ve gıda-yakıtların teşviki gibi birçok etkenin sonucudur. İhracat bazlı tarım ticareti ve dış piyasalara bağımlılık fiyat değişkenliği yaratmaktadır. Temel ürün piyasalara satıldığında ve topluluk veya ülke düzeyinde erişilebilir stok olmadığında, fiyat dengesizliği ölümcül sonuçlar doğurabilmektedir. Çiftçiler fiyatların belirlenmesi sırasında pazarlık etme pozisyonlarını kaybediyorlar, çünkü piyasayı kontrol eden ve dalgalanmalardan yararlananlar ihracatçılar, büyük borsacılar ve büyük satıcılardır.
Dahası, tarımsal ekolojiden farklı olarak, endüstriyel çiftçilik ilaçların üretilmesi ve taşımacılık için aşırı derecede fosil yakıtlara bağımlıdır. Bu da, ayrıca dünya piyasasındaki değişkenliği, dengesizliği arttırmaktadır. Kadın ve erkek küçük çiftçiler, gıda üreticileri olsalar bile yüksek fiyatların ilk mağdurlarıdır. Toprağa ve diğer üretim kaynaklarına yeterli erişime sahip olmadıkları için, ailelerini beslemek için gereken gıdanın büyük bir bölümünü satın almak zorunda kalıyorlar. Yüksek yakıt fiyatlarından dolayı üretim masrafları da artmaktadır. Üreticilere ödenen fiyatlar çoğunlukla üretim masrafının altında kalmaktadır ve tüketicinin ödediği fiyatların fazlasıyla altındadır. Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki boşluk, aracıların, süpermarket zincirlerinin ve büyük tüccarların cebini doldurmaktadır.
Son yıllarda öne çıkan ulusötesi şirketler tarafından tarım topraklarının geniş çaplı ele geçirilmesi çiftçilerin tahliyesini yaygınlaştırmış ve birçok Afrika, Asya ve Latin Amerika ülkelerinin ve topluluklarının kendi kendilerini besleme kapasitelerini düşürmüştür. Bu bağlamda, Dünya Bankası’nın toprak gaspının sosyal olarak kabul edilebilir bir düzeye çekme girişimleri bir sonuç vermemiştir. Sorumlu Tarımsal Yatırım İlkeleri (The Principles for Responsible Agricultural Investment, RAI) küçük toprak sahiplerinden toprak gaspını meşrulaştırmak için oluşturulmuştur. Yabancı ve yerel yatırımcıların büyük toprak alanlarını kendi kontrolleri altına almaları yasaklanmalıdır.
Gıda herkesin kendi tabağında olmalı, sadece zenginlerin tabaklarında değil. Bu yüzden, gıda ve tarım konulu kararlar G20, tek başına G8, tarafından değil, daha küresel düzeyde tüm dünya ülkeleri ile tartışılmalıdır. G20 sivil toplumu da içerdiği “gıda güvenliği için çoklu-paydaşlar yıllık toplantısı” düzenlemeyi planlıyor. La Via Campesina bu girişimi geri bir adım olarak değerlendirmekte ve küresel gıda politikalarının sivil toplumun katılımı ve tüm hükümetlerin kararları ile müzakere edildiği reforme BM Dünya Gıda Güvenliği Komitesi’nin (CFS) merkezi alan olarak gözetilmesi gerektiğini tekrardan bildirmektedir.
Fransa’da La Via Campesina’nın üyesi La Confédération Paysanne ile birlikte, mevcut krizlere çözümün tüketicilere ve küçük üreticilere, özellikle kadın ve gençlere, adil bir fiyat garantisi sunan piyasaları regüle edecek ulusal, bölgesel ve uluslararası kamu politikaları ile yaratılacağını bildiriyoruz.
Gıda Egemenliği’ne dayanan politikalar aşağıdaki konuları içermelidir:
- Köylü-bazlı, yerel düzeyde satılan küçük ölçekli sürdürülebilir tarımın korunması ve desteklenmesi. Bu aynı zamanda yerel gıda topluluklarının oluşmasını, çiftçilerin kendi tohumlarının korunmasını, suya ve toprağa erişimi ve eğitime erişimi içermektedir. Örneğin, tarım topraklarının konut, turizm veya sanayi gibi başka amaçlar için kullanılmasına izin verilmemelidir. Çiftçiler ürünlerinin işlenmesinde ve ticaretinde daha kontrol sahibi olduklarında, piyasa değişkenlerine karşı daha az savunmasız olacaklardır.
- Doğal afet ve ani durumlar olması halinde fiyatları stabilize etmek ve riskleri yönetebilmek için fiziksel ve çeşitli gıda rezervleri (yerelden ulusal düzeye) tekrardan oluşturulmalıdır.
- Gıda üzerindeki spekülasyonları, örneğin spekülatif vadeli piyasaları, yasaklayacak güçlü önlemler. Fiyatları sabitlemek yerine, bu piyasalar hayali fiyatlarla birlikte spekülatif baloncuklar yaratmaktadır.
- DTÖ ve diğerleri tarafından empoze edilen, OTP gibi tarım politikalarının içinin boşaltılmasına son verilmesi. Ülkeler yerel üretimi savunma ve dampinglere karşı kendi piyasalarını koruma hakkına sahip olmalılar. Aile çiftçiliği sayısı ve işlenebilir arazinin uygunluğu açısından tarımsal potansiyele sahip olan ülkeler kendi gıda üretimlerini yerel ihtiyaçlar açısından tekrardan gözden geçirmeli.
- Gıda piyasalarını baskılayan, köylüleri topraklarından eden tarımsal yakıtların teşviki son bulmalı.
- Toprak gaspına son verilmesi ve FAO Tarım Reformu ve Kırsal kalkınma Uluslararası Konferansında (ICARRD) verilen taahhütlerin yerine getirilmesi. Köylülerin korunması, küçük toprak sahiplerinin ve topluluklarının kendi topraklarında yaşamaları ve çalışmaları, toprak haklarının korunması ve toprak gaspına karşı koruma sağlanması için açık bir çerçeve sunacak FAO Toprak Yönetimi ve Doğal Kaynaklar İlkelerini ayrıntılandırma sürecinin güçlendirilmesini talep ediyoruz.
Medya ile buluşma :
22 Haziran Çarşamba, öğlen 12 :00’de, Eylem-Pikniği ‘G20 Tarımı : Bizim gıdamızla kumar oynama’ (Action-Picnic “G20 Agriculture: Don’t gamble with our food!”)
Yer: Jardin des Tuileries, the place de la Concorde tarafında, Musée de l’Orangerie yakınında.
Medya ile iletişim:
Josie Riffaud +33613105291 (Fransızca ve İngilizce)
Javier Sánchez +34609359380 (İspanyolca)
La Via Campesina Uluslararası Koordinasyon Komitesi Üyeleri
Çeviren: Duygu Kaşdoğan