Çiftçi-SEN Çeviri Grubu olarak, Uluslararası Çiftçi Örgütü La Via Campesina’nın 20. yılı için hazırlanan açık kitaptan makale çevirilerimize devam ediyoruz
Çeviri: Esra Esenlik
Redaksiyon: Olcay Bingöl
La Via Campesina’nın 20. yıldönümü gururla kutladığımız birçok şeyden biri. 20. yıl, küresel düzeyde, kendi örgütlerimizde, mahallelerimiz ve kendi yaşamımız içinde verdiğimiz birçok mücadeleyi, zaferi, kampanyayı, kazanç ve kaybı, neşe ve hüznü bu kutlamaya yansıtmak için bir fırsat. Yirmi yıllık tarihinde La Via Campesina, gıda egemenliği, toplumsal ve siyasi adalet, toprakların ve yaşamın korunması gibi haklar için mücadele ederken, eşi görülmemiş bir çeşitliliği kucaklayan, dünyanın en dinamik, geniş tabanlı ve etkin hareketlerinden biri haline geldi. Kadınlar bu süreçte La Via Campesina’nın temel katılımcıları ve liderleri olmuşlardır. Esasında, hareketimizi hem çiftçi hareketleri, hem de diğer uluslararası toplumsal hareket ve örgütler içerisinde benzersiz kılan kadınların bu hareketteki rolü oldu. Benim fikrime göre La Via Campesina’da yer alan kadınların çalışmaları, bakış açıları, analizleri, enerjileri, liderlikleri ve mevcudiyetleri hareketimizi temelden şekillendirdi ve güçlendirdi.
Ben kendi adıma hareketimizin bir parçası olarak kesinlikle şekillendim ve güçlendim. Her birimiz farklı ailelerden, topluluklardan; çok çeşitli deneyim ve kültürden geliyoruz. Kırsalda yaşayan çoğu kadın gibi benim de toplumsal ve siyasi çalışmalarımı ev içi aile sorumluluklarımla bir arada sürdürmem gerekti. Erkek emsallerimizin çoğunun aksine bizler toplantılara gidebilmek için çocuklarımıza bakmaları için diğer aile üyeleri ya da komşuların ayarlaması, çamaşırları yıkanması ve yemeğin mutfakta hazır olması gerektiğini biliriz. Hareket içinde aktivist olmamız ve yükümlülüklerimizin olması, çoklukla zaten gıda üretimi, aile ve ev işleri, yemek yapmak, ücretli iş ve diğer pek çok sorumlulukla dolu olan günlerimize fazladan çalışma saati eklememizi gerektirmekte. Fakat yine kendi deneyimimden yola çıkarak diyebilirim ki aktivizmimiz ve dayanışmamız bize daha fazla enerji, cesaret, kendine güven ve mutluluk katıyor.
La Via Campesina’da on yıldan fazla bir süre Uluslararası Koordinasyon Komitesi üyesi ve yedek üye olarak liderlik rolünde hizmet etmiş bir kadın olmanın büyük onuruyla, tüm engellere rağmen bu hareketi güçlü ve üretken kılmak için çalışan milyonlarca kadınla çok gurur duyuyor, onlara derin bir saygı besliyorum.
Aşağıda La Via Campesina’da biz kadınların çalışmaları üzerine hatıralarımı ve gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.
Alanlar Açmak
La Via Campesina’nın ilk örgütlenme toplantısı 1993 yılında Belçika’nın Mons şehrinde gerçekleşti. Fakat bir yıl öncesinde Nicaragua Tarım ve Çiftçi Birliği (UNAG) ilerici köylü ve çiftçi örgütlerinin liderlerini o dönemde sürmekte olan ticaret müzakerelerinin ağır sonuçlarını değerlendirmek üzere yıllık toplantısına davet etmişti. Liderler bu toplantıda Gümrük Tarifeleri ve Genel Ticaret Anlaşması’nın (GATT) dünyanın her bölgesinde küçük ölçekli tarıma ve köylü tarımına ağır bir tehdit oluşturduğuna ve buna karşı direniş başlatılması gerektiğine karar verdiler. Benim sendikamın, Kanada Çiftçiler Birliği’nin (NFU) başkanı da bu toplantıya çağırılmıştı çünkü Kanada Çiftçi Sendikası’ndaki kadınlar (ben NFU’nun kadın başkanıydım) Nikaragua Çiftçi ve Tarım Birliği’ndeki kadınlarla önceden iyi ilişkiler kurmuşlardı. Nikaragua Çiftçi Birliği’nin Kanada Çiftçi Sendikası’ndan böylelikle haberi olmuştu.
Bu kongre sonucunda yayımlanan Managua Deklerasyonu yalnız erkek liderlerin katılımıyla hazırlanmıştı. Kadınlardan ya da toplumsal cinsiyet konularından hiç bahsetmiyordu.
Sonraki yıl çiftçi örgütleri liderleri Belçika Mons’ta bir araya gelip GATT’nin neoliberal içeriğine karşı duran, bu yıkıcı deliliğe alternatif sunan özgün ve küresel bir hareketin temellerini attılar. La Via Campesina böyle doğdu. Bu toplantının katılımcılarının yaklaşık beşte biri kadındı. Kadınların etkili varlığının ve gösterdikleri liderliğin sonuçları metne de yansıdı.
La Via Campesina’nın ikinci konferansı 1996’da Meksika’nın Tlaxcala kentinde yine dünyanın her bölgesinden köylü ve küçük çiftçi örgüt delegelerin katılımıyla gerçekleştirildi. Bu buluşmada da katılımcıların yaklaşık yüzde yirmisi kadındı. Tartışmalardaki aktif, tesirli ve etkin katılımlarıyla önemli katkılarda bulundular.
Fakat delegeler kendi bölgesel toplantılarında Uluslararası Koordine Komitesi’ni oluşturacak liderlerini belirlemek için bir araya geldiklerinde seçilenlerin tamamı erkekti. Kadınların yanında erkek üyelerin bir kısmı için bu durum kabul edilemezdi. Özgün bir köylü hareketi hem kadın hem de erkeği dahil ederek köylülüğü iyi bir şekilde yansıtmalıydı. Yoğun tartışmalardan sonra bölgesel kurullar (o zaman sekiz taneydiler) yeniden toplandılar.
Bizi misafir eden Meksika sendikası UNORCA da dahil olmak üzere Kuzey Amerika bölgesi, Koordinasyon Komitesi temsilcisi olarak beni aday gösterdiler. Kısa bir süre önce Kanada Ulusal Çiftçi Sendikası’nın lideri olarak seçilmiştim. (Kanada’da ulusal bir çiftçi örgütünün başına geçen ilk ve tek kadındım. Diğer ülkelerde olduğu gibi Kanada’da da tarım son derece ataerkil bir sektördür).
Genel kurul toplantısında yeniden bir araya geldiğimizde, Uluslararası Koordinasyon Komitesi’ne bir kadının seçilmesiyle cinsiyet engelinin delinmiş olmasının getirdiği gözle görülür bir rahatlama vardı. Bana emanet edilen büyük sorumluluğun farkındaydım. Fakat aynı zamanda kadınlar için adalet ve eşitlik vizyonunu paylaşan güçlü, olağanüstü kadın ve erkeklerce çevrelendiğimi, desteklendiğimi de biliyordum.
Analizlerimizi ifade etmek, kapasitemizi artırmak, hem örgütlerimiz ve hareketimiz içinde hem de hayatımızın diğer alanlarında siyasi ve toplumsal eşitliğin sağlanması konularına odaklanmak üzere bir Uluslararası Kadınlar Çalışma Grubu oluşturuldu. La Via Campesina, eşitlik, haysiyet ve kadın haklarına saygı konusunda öğrenebileceğimiz, mücadelemizi güçlendirebileceğimiz bir zemin olabilirdi.
Güney ve Orta Amerika’daki kadınların örgüt yapılarında hâlihazırda var olan Kadın Komisyonları kadınlar için alanlar yaratırken liderlik kapasitelerini de başarıyla güçlendiriyordu. Uluslararası Koordinasyon Komitesi’nin San Salvador’da gerçekleşen bir sonraki toplantısında La Via Campesina Kadınlar Komisyonu modeli yürürlüğe sokuldu.
Bunu yoğun bir örgütlenme ve siyasi faaliyet gündemi takip etti. Pek çok La Via Campesina örgütünde kadınların ve lider kadınların kararlı, etkin, becerikli emekleri ve tükenmek bilmeyen enerjileri ve kadınların eşitliğine olan tutkumuzu paylaşan teknik ekiplerin de desteğiyle kadınlar için bilgilendirme, kapasite artırma ve toplumsal cinsiyet atölyeleri düzenledik. Bunun yanında pek çok inisiyatif, eylem ve toplumsal etkinlikte aktif olarak yer alarak mesafe kaydettik, toprağa erişim, tohumlar, gıda egemenliği, eğitim, sağlık, insan hakları ve demokratik katılım gibi konularda sesimizi duyurduk.
Latin Amerika Kırsal Örgütlenmeleri Koordinasyonu’nda (CLOC) yer alan kadınların deneyimlerini örnek alarak La Via Campesina’nın kadın üyeleri olarak, tüm önemli etkinliklerin ve konferansların öncesinde kadın meclisleri düzenleyerek görüşlerimizi ve duruşumuzu bu mecralarda en iyi şekilde dile getirmek üzere hazırlık yapma konusunda karar aldık. Zira kamusal alanlar tarihsel olarak erkek egemen olduklarından kadınların seslerini duyurmaları kimi zaman zor olabiliyor. Hazırlık amaçlı yaptığımız toplantılarda birbirimizi daha iyi anlamayı, güvene dayalı ilişkiler kurmayı, birbirimizin deneyimlerini analiz edip ortak noktalarımızın farkına varmayı başardık. Bu deneyimler bize ait alanları yeniden ele geçirmek için mücadelemizde güven aşıladı. Tabii kadın kadına yapılan bu toplantılar çokça neşeli ve eğlence doluydu da!
Bizim amacımız kadınlarla erkekler arasında eşit demokratik katılımı da kapsayan bir eşitliğe erişmektir. Bizi bu amaca yaklaştıran adımlarımızdan biri örgütlenmenin her seviyesinde ve kararların alındığı önemli konferansların tümünde eşit sayıda kadın ve erkeklerin katılımıdır. 2000 yılında Hindistan’ın Bangalore kentinde düzenlenen 3. La Via Campesina konferansında bu amacımızı gerçekleştirmeye çalıştık.
İlk Uluslararası Kadınlar Meclisimizi Genel Konferans’ın hemen öncesinde düzenledik. Bazı lojistik sorunlara rağmen bu kadınlar meclisi dünyanın her bölgesinden kadınların temel meseleler üzerine beraber çalışma imkanı bulduğu önemli bir etkinlikti.
Üçüncü Uluslararası Konferans’ta tam olarak bir eşitliğe ulaşamamış olsak da bu amaca yönelik olarak önemli aşamalar kaydettik. Daha da önemlisi, La Via Campesina’nın bölgesel ve küresel liderlik pozisyonlarında cinsiyet eşitliğinin gözetilmesini teminat altına aldık. Uluslararası Koordinasyon Komitesi’nin tüzüğünde her bölgeden bir kadın ve bir erkek olmak üzere iki temsilcinin katılmasını öngören bir yapısal bir değişiklik kabul edildi.
Ben kişisel olarak bu yapısal değişimden büyük memnuniyet duydum. Kanada’da çiftçi feministler benim zamanımdan çok önce Çiftçi Sendikalarında cinsiyet eşitliği için uzun yıllar mücadele verip başarılı olmuşlardı. Onların sayesinde ben bu pozitif ayrımcılığı deneyimleyebildim. Eşitlik yolunda bir adım daha atılmış oldu. 2000 yılında Uluslararası Koordinasyon Komitesi’ndeki erkek üyelerin önerimizi şevkle karşılamaları beni çok mutlu etti ki bu beni çok da şaşırtmadı. Girişimin Konferans tarafından kabul edilmesiyle içime minnettarlık, gurur ve umut doldu.
Alanların Değişen Şekilleri
Kırda yaşayan kadınlar ile yerli kadınların tarihlerinde baskı ve mücadele hep vardı. Bazı bölgelerde ve konularda belli başlı kazanımlarımız oldu. Feminist mücadele kadınların haklarının insan hakkı olarak kabul görmesini, eğitimin kadınlar için bir hak sayılmasını, bu yönde kaynaklar ayrılmasını ve bazı kadınlar için toplumsal statünün artmasını sağladı.
Fakat kazanımlarımız hala evrensel olmaktan çok uzak. Ataerkil iktidar ve adaletsizlikler birçok kadın için hala günlük hayatın bir parçası.
Toprağın ve diğer kaynakların giderek artan şekilde şirketlerin elinde toplanması kadınların toprağa erişimini daha da zorlaştırıyor. Kırda yaşayan aileler topraklarından edildikçe, kadınlar şiddet ve sömürüye daha açık hale geliyorlar. Kadına karşı şiddet hareketimiz içerisinde 2008 yılında Mozambik’in Maputo kentinde düzenlenen, 3. Kadın Meclisi’nde ve 5. Konferans’ta gündeme taşındı. Kadına Yönelik Şiddet Dursun kampanyası bu konferansta başlatıldı ve hala devam etmekte.
Via Campesina kadınları tohum kampanyasında öncü oldular ve kampanyanın temelini oluşturmaya devam ediyorlar. Uluslarüstü şirketler tohumların mülkiyetini ele geçirmeye, genetiğiyle oynamaya çalışırken tohumlar üzerine verilen mücadele gıda egemenliği ve yaşamın en temel noktası için verilen bir mücadeleye dönüştü. Köylü ve yerli kadınlar tarih boyunca tohumların toplayıcısı ve koruyucusu olarak tohumların çeşitliliğini ve uyum yeteneğini artırmaya katkı sağladılar.
La Via Campesina’nın tarihi boyunca kadınlar her konuda var oldular, aktif ve etkin katılımcılar oldular. Ulusal ve uluslararası konferanslarda örgütlendiler, eylemlerde en önde yürüdüler, konferanslarda güçlülere karşı durdular. Göz altına alındılar, hapse atıldılar ama önemli konularda seslerini duyurmayı başardılar. Via Campesina’nın erkekleriyle birlikte, dayanışma içinde daha adil, eşitlikçi, barışçıl, ekolojik olarak sağlıklı ve can veren bir gelecek yaratma konusundaki ortak hedefimiz için siyasi analizler yapıyor, deneyim ve enerjimizi bir araya getiriyoruz.
Toplantılardan, eylemlerden, yemeklerden, konuşmalardan, müzakerelerden ve daha birçok etkinlikten aklımda sayısız hatıralar var. Fakat La Via Campesina’daki en dokunaklı ve güzel anılarım zorluklara, kayıplara, acılara rağmen kadınların beraberce başkaldırıp güzellik ve umut dolu alanlar yarattıkları anlara ait. Şarkılar, şiirler, tiyatro ve dans ile sembollerden ve sanattan yararlanarak ait olduğumuz kültürlerin giysileriyle, bize ait yüzlerce dili konuşarak ortak yaşam sevgimizi dışavurduk ve anlam yarattık. Mistica 1olarak adlandırdığımız alanlarımız şimdi çok güçlü ve bizi sürekli yeniliyor.
Bu yenilenmenin, umudun, çeşitliliğin ve tüm güzelliklerin mücadelemizi mümkün ve – zorunlu – kıldığına inanıyorum.
Nettie
1 Farklı çiftçi kültürleri arasında bütünleyici, birbirine bağlayıcı özelliğe sahip paylaşılan törenler veya performanslar
