AKP hükümetinin zeytin alanlarını yapılaşmaya ve endüstriyel tesislerin kullanımına açma istemi karşısında ayaklanan üreticiler, zeytinciliğin Türkiye’nin ekonomik ve kültürel anlamda can damarlarından birisi olduğunu vurguluyor. Zeytin alanlarının 3 km yakınında hiçbir endüstriyel tesisin kurulamayacağını bildiren üreticiler, bu olgunun yasayla güvence altında bulunduğunu, ancak AKP hükümetinin söz konusu yasayı değiştirme çabası içinde olduğuna dikkat çekiyor.
GASP ENDİŞESİ…
Üreticiler, haklarının AKP tarafından, TBMM çatısı altında gasp edilmesinden endişe duyuyor. Türkiye zeytin üretiminin önemli bölümünü kaşılayan Ayvalık, Edremit, Burhaniye, Altınoluk hattındaki üreticiler, bölgeye gelecek olan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’dan, konuyla ilgili görüşlerini TBMM’ye taşımasını isteyecekler.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, seslerinin TBMM çatısı altında duyulmasını istediklerini belirterek, bu anlamda kaleme aldıkları fikirlerini CHP Genel Başkanı’na sunacaklarını aktardı. Narin, gelişmelere karşı tepkili olduklarını belirterek, 2005 yılında çıkan Maden Yasası görüşmeleri sırasında 4086 sayılı Zeytincilik Yasası’nda yapılmak istenen değişikliğin, TBMM komisyonlarında değerlendirmeye alındığını ve Zeytincilik Yasası’nın, değiştirilmemesi için meclisin karar verdiğini söyledi.
Narin, “Neden şimdi tekrar yasa değiştirilmek isteniyor? Kimlerin çıkarları için tekrar gündeme getiriliyor? Ülkemiz, günübirlik yasa değişiklikleriyle yönetilmiş mi oluyor?” diyerek, CHP’nin, bu görüşlerini TBMM gündemine taşımasını istediklerini bildirdi.
Zeytin üreticisinin TBMM’ye taşınmasını istediği görüşler şöyle: “Hükümet bir yandan, 2014 yılında Türkiye’nin, İspanya’dan sonra dünyanın ikinci büyük üreticisi olması için 750 bin ton zeytinyağı üretim hedefi koyuyor, diğer yandan zeytinlik alanların tahrip edilmesine yol açacak yasa değişiklikleri yapma girişimlerinde bulunuyor. Bu durum nasıl açıklanabilir?
Edremit Körfezi bölgesi, Kazdağları ve Madra Dağı zeytinciliğin Toscana ve Girit’le birlikte üç tacından birisidir. Körfez ekonomisinin yüzde 70’ini zeytincilik oluşturuyor. Kazdağları, insanlığın hem tarihi, hem ekolojik ortak mirasıdır. Zeytin, bu bölgenin binlerce yıllık yaşama kültürüdür. Yapılmak istenen değişiklikle, insanlık mirası, kültür ve yaşam hakkı tekellerin yağmasına açılmış olmayacak mı? Bu durum bağımsız, demokratik, hukuk devleti ilkeleriyle çelişmiyor mu? Anadolu toprağı tarih boyunca hiçbir zaman sömürge olmamışken, şimdi yapılmak istenenlerle tam bir sömürge yapılması amaçlanmış olmuyor mu?”
STRATEJİK ÜRÜN…
Turizm ve zeytinciliğin körfez bölgesinin temel gelir kaynağı olduğunu bildiren zeytin üreticileri, görüşlerinin TBMM’de şu sözlerle ifade edilmesini istiyor: “Sadece zeytinlik yatırımları milyarlarca lira değerindedir. Kaynak alanları yok edildiğinde, bu yatırımlar, çöpe gitmeyecek mi? Yapılmak istenen düzenleme kimin çıkarınadır? Türkiye’nin, toplam ürün deseni içinde 12 milyon hektar zeytin dikilebilir alanı var. Hektara 200 ağaç varsayımıyla 2.5 milyar ağaç sayısına ulaşılır.
Bu da dünyaki zeytin ağacı varlığının 3 katıdır. Ülkemiz her yıl 3 milyar dolar yağ alımı için ithalata para ödüyor. 12 milyon hektar alana zeytin dikilmesi, ithata bir yılda ödenenden daha azdır. Artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacı gelecekte dünyanın en önemli stratejik konularından birisi olacaktır. Bu yönde bir planlama yapmak yerine, birilerinin günlük çıkarları uğruna yok etme uğraşları niye?”
Kaynak :Cumhuriyet Ege