Mevsimlik işçiler zor bir yılı daha geride bırakıp dönüşe geçiyor. Avrupa zorlaması projeler dışında hâlâ gerçek bir çözüm yok.
Yaz mevsimi bitiyor. Türkiye’nin uzun yıllardır sadece seyrettiği mevsimlik işçiler yine acı ve sıkıntılarla dolu çalışma dönemini geride bırakıyor. Yaz boyunca sık sık okuduk. Kimi çalışırken hayatını kaybetti, kiminin çadırı sular altında kaldı, kimi gittiği bölgelerde ayrımcılığa uğradı, linçten kurtuldu. Yani onlarcası hayatını kaybetti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre sayıları 300 bin civarında. TÜİK verilerinde ise yoklar. Bir tahmine göre çocukları ile birlikte en az bir milyonluk nüfusu oluşturuyorlar.
Mevsimlik işçilerle ilgili bu yıl Uluslararası Nüfus Fonu (UNFPA) ile Harran Üniversitesi ortak bir araştırma yayımladı. Verilere göre gezici tarım işçileri 48 kentte çalışıyor. Çalışma süreleri ortalama 4 ay. Karadeniz Bölgesi’nde fındık, Ege’de yaş zeytin, Çukurova’da pamuk, Orta Anadolu’da kayısı gibi ürünlerin çapa, toplama, kurutma ve serme işlerini yapıyorlar.
Kadınlar ve çocuklar en mağdur kesim. Kadınların yüzde 6.4’ü cinsel şiddete, yüzde 20’si fiziksel şiddete, yüzde 24.5’i ise duygusal şiddete maruz kalıyor. En büyük güçlükler okul sorunu, temiz su, çocukların bakım, sağlık hizmetine erişememek, banyo-tuvalet olmayışı, uzun çalışma saatleri diye sıralanıyor.
Çalışma Bakanlığı aslında bu konuda bazı çalışmalar başlatmıştı. Sivil toplum kuruluşları da çeşitli projeler yapıyor. Bazıları Avrupa zorlamasıyla.
Ancak çok yeni yapılan bu araştırma gösteriyor ki sorunlar azalmıyor, artıyor.
Yapılacak şey bu kesimleri sosyal güvenceye kavuşturacak, köle düzeninden kurtaracak kararları bir an önce almak. Mevsimlik işçilerin çileli dönüşü başlarken hatırlatmak istedim!
Kaynak : Radikal – 30 Ağustos 2012