Çiftçi Sendikaları Konfederasyonun’da (Çiftçi Sen) temsil edildiği, Via Campesina’nın Beşinci Uluslararası Konferansı 19-22 Ekim tarihleri arasında Mozambik- Maputo’da yapıldı. Yetkin Borlu, Fatmanil Döner, Ferit Öztürk tarafından karasaban.net için çevirisi yapılan Konferansın Sonuç Deklarasyonunu yayımlıyoruz.
Maputo Deklarasyonu, Via Campesina’nın Beşinci Uluslararası Konferansı (Maputo, Mozambik, 19–22 Ekim, 2008)
Gıda Egemenliği, hemen şimdi! İnsanların birliği ve mücadelesi!
Biz dünyanın erkekleri ve kadınlarıyız; bizler dünya için gıda üretenleriz. Bizim, köylü ve aile çiftçileri olarak kalmaya ve halklarımızı beslemeye devam etme sorumluluğunu omuzlamaya hakkımız vardır. Yaşam olan tohumlar için endişeleniyoruz ve gıda üretimi bizim için bir sevgi eylemidir. İnsanlık bize bağlıdır ve yok olmayı reddediyoruz.
Biz, La Via Campesina, Mozambik, Maputo’da 19 Ekim ve 22 Ekim 2008 tarihleri arasında V. Uluslararası Konferansımız için biraraya gelmiş ve Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika’da yaşayan kırsal kadınlar, çiftçiler, köylüler, aile çiftçiler, tarım işçileri, yerli haklar, kırsal gençlik ve Afrika-kökenlilerden oluşan dünya çapında bir örgütüz. Ev sahiplerimiz, Mozambik Ulusal Köylü Sendikası (União Nacional de Camponeses/UNAC) tarafından çok sıcak ve dayanışmacı bir şekilde kabul edildik. Köylü ve çiftçi ailesi tarımını, kültürlerimizi ve kendi kimliklerini koruyan halklar olarak kalmaya devam etme hakkını korumak konusundaki kararlılığımızı tekrar beyan etmek için buluştuk. Biz, 57 ülkeden yüz milyonlarca çiftçi aileyi temsilen 325 erkek ve kadın delegeyi içeren 550 kişiyiz. Biz kadınlar, dünyada gıda üreten insanların yarısından fazlasını temsil ediyoruz ve burada Üçüncü Dünyaçapında Kadın Meclisini kuvvet ve kararlılıkla kutluyoruz. Kırsal alanların bugünü ve geleceği ancak gençliğin belirleyici katılımıyla garanti altına alınabilir olduğundan, ayrıca Via Campesina, İkinci Gençlik Meclisi’ni kutluyoruz. Bu Beşinci Uluslararası Konferans’ta ayrıca 41 yeni örgütün Via Campesina üyeliğini onayladık ve birçok örgütün katılımı oldu ve dünyanın her yerinden hareketleri Via Campesina Yandalşları ile Birinci Meclis’imizde birleştirdik.Dört Yıl Süren Mücadele ve Zaferler
Beşinci Uluslararası Konferans’ımızda, Brezilya, İtaici’de Haziran 2004’te gerçekleştirdiğimiz Dördüncü Uluslararası Konferans’tan itibaren ana mücadelelerimizi, eylemlerimizi ve faaliyetlerimizi değerlendirdik. Bunların arasında DTÖ’ye, dünyanın farklı bölgelerindeki Serbest Ticaret Sözleşmeleri’ne (STS) ve Rostock ve Hokkaido’daki G8 toplantılarına karşı kitlesel seferberliğin altını çizdik. 2005’te Via Campesina, Hong Kong’taki DTÖ Zirvesi’ne karşı mücadelenin içinde yer aldı; böylece Seattle’da 1999’dan itibaren, biz sosyal hareketlerin DTÖ zirvelerindeki görüşmeleri felç ettiği eylemlerin yakın geçmişte olanlarına katılımda bulunduk. Ayrıca geçen son dört yıl içinde Cenevre’den Hindistan’a bütün DTÖ’ye karşı olan seferberliklerde merkezi rol üstlendik.
2007’de, Nyéléni Mali’de başlıca yandaşlarımızla Gıda Egemenliği hakkında Uluslararası Forum’u düzenledik. Bu, Gıda Güvenliği için geniş ve küresel bir hareket yapılandırmak için hayati bir andı. Gezegenin en önemli sosyal hareketlerinden 500’ün üzerinde delege katılımda bulundu ve önümüzdeki yıllar için bir stratejik gündem tanımladık. Nyéléni’nin hem öncesi hem de sonrasında Gıda Egemenliği hakkında birçok ulusal ve bölgesel toplantılar düzenledik. Son yıllarda, Ekvador, Bolivya, Nepal, Mali, Nikaragua ve Venezüella gibi ülkelerde, egemenlik kavramının ulusal anayasalar ve/veya yasalarda kapsanmasını sağladık.
Bölgelerin savunulması ve toprak için yaptığımız mücadelenin ifadesi olan Tarımsal Reform için Küresel Kampanya’mız aracılığıyla 2004’te İspanya, Valensiya’da Tarım Reformu için Dünya Forumu’nu ortaklaşa düzenledik ve Birleşmiş Milletler’in (BM) Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) düzenlediği Tarımsal Reform ve Kırsal Kalkınma hakkında Uluslararası Konferans’tan (ICARRD) önce 2006’da Brezilya Porto Alegre’de Topraksızların Uluslararası Toplantısı’nı düzenledik. Orada, 8 Mart’ta ve Paralel Forum’da, hükümetlerin durumlarına yönelik büyük ilerlemeler kaydederek, Brezilyalı kadınların, Aracruz ÇUŞ’un Ökaliptus “yeşil çölleri”ne karşı seferberliğinde yer aldık. 2007’de Nepal’de, Gıda Egemenliğ, Tarımsal Reform ve Köylü Hakları hakkında Uluslararası Konferans’ı düzenledik.
2004’te Brezilya’da Dördüncü Konferans’ımız kapsamında yerel tohum çeşitlerinin mübadelesi için bir uluslararası fuara evsahipliği yaptık. 2005’te, köylü tohumları için ve GDO’lara ve tohumlardaki yokedici teknolojiye karşı yürüttüğümüz küresel mücadelenin bir parçası olarak, “Çeşitliliği Özgürleştir” adı altında Tohumlar hakkında Uluslararası Konferans’ı düzenledik. Via Campesina Brezilya, Mart 2006’da Brezilya Curitiba’da, Biyolojik Çeşitlilik hakkında Toplantı’nın Uluslararası Konferansı (COP-8) sırasında güçlü seferberlikler düzenledi. Aynı yılda Hindistan, Mysore’de, 2008’de Almanya, Bonn’da ve Monsato’nun GDO mısırının yasaklanmasının başarılmasında kilit rolü oynayan açlık grevimizin olduğu Fransa’da aynı konularda başlıca faaliyetlerimiz oldu. Brezilya’da 2007’de Keno adında bir MST lideri, Syngentia’nın tuttuğu bir kiralık katil tarafından vurularak suikaste uğradı; ancak bir yıl sonra Syngenta’yı GDO deneyleri için yasadışı olarak kullandığı arazileri hükümete devretmeye zorladık.
Birleşmiş Milletler’in Bali, Endonezya (2007)’da düzenlediği İklim Değişikliği Konferansı’na paralel olarak La Via Campesina, diğer toplumsal hareketlerle birlikte, köylü tarımının gezegeni serinlettiği argümanının geliştirildiği “Dayanışma Köyü” nü örgütlemiştir.
Uluslararası Köylü Hakları Deklarasyonu.Bu uluslararası konferanstan önce Köylü Hakları üzerine Kadınlar Kongresi düzenledik.
2004’te tsunami kurbanlarına alternatif yardım düzenlemeye yönelik küresel çabalarımız, 2007’de Meksika’da Zapatistalarla görüşmelere katılan üç delegasyonla, suç olarak sayılan sosyal protestolar nedeniyle dünyanın her yerinde mağdur edilenlerle birlikte her yıl düzenlenen önemli faaliyetlerle La Via Campesina’nın birliğine olan bağlılık açığa kavuşturulmuştur.
Neoliberal modelin bir sonucu olarak kırsal kesimde yaşayan insanların yerlerinden edilmesi, kitle hareketi için kışkırtıyor ve göçü Via Campesina için kritik bir konu haline getiriyor. 2004’ten bu yana Kırsal Kesimde Çalışan İşçiler ve Göç Üzerine Uluslararası Çalışma Grubu’muzda göç üzerine eylemler ve stratejiler geliştirmekteyiz. Birleşik Devletler’de kurulmakta olan “utanç duvarı”na karşı önemli etkinliklerde bulunmaktayız.
Şehirden şehire, ülkeden ülkeye La Via Campesina’nın mücadelesini sürdürmekteyiz. Dünya üzerinde neoliberalizmin köylüler ve kırsal topluluklara dayatıldığı hemen hemen her yerde hareketimiz mevcuttur.
La Via Campesina’nın mücadelesi neoliberal politikalara karşı toplumsal hareketlerin mücadelelerine esin kaynağı olur, yol açar ve onları teşvik eder. İlerici yönetimlere sahip ülkelerin sayısı artmaktadır, halk mobilizasyonu ile geçen yılların bir sonucu olarak güç kazanmaktadır. Halk mobilizasyonunun bir sonucu ve gıda fiyatları üzerindeki küresel krize bir cevap olarak, pek çok yerel ve ulusal yönetim direnişi ve Gıda Egemenliği konusundaki çıkarlarını vurgulamaktadır.
Kırsal kesimde sermayenin saldırısı, çok yönlü krizler ve yerel halkların ve köylülerin yerlerinden edilmeleri
Mevcut küresel bağlamda gıda, iklim, enerji krizlerinin ve finansal krizin iç içe geçmesi ile karşı karşıyayız. Bu krizler, kapitalist sistemde ve çok yakın geçmişte işe ve kâra öncelik veren neoliberal modelin bir parçası olarak ekonomik aktivitenin birçok alanındaki sınırsız serbestleşmede ortak çıkış noktalarına sahiptir. Dünyanın kırsal bölgelerinde, sermayenin ve ulusaşırı şirketlerin toprak ve doğal varlıkları (su, ormanlar, madenler, bio-çeşitlilik, toprak vb.) ele geçirmek adına, yerel halkların ve köylülerin toprağını ve mallarını çalmak için özelleştirme savaşına dönüşen acımasız saldırılarını görmekteyiz. Bu savaş yanlış bahaneler ve kasten hatalı iddialar kullanır; örneğin gerçek tamamen zıttı olsa da agro-yakıtların iklim ve enerji krizine çare olabileceğinin savunulması gibi. Ne zaman insanlar haklarını kullansalar ve genelleşmiş yağmaya karşı dursalar, ya da göç dalgasına katılmaya zorlansalar, cevap her zaman için daha fazla suçlama, daha fazla baskı, daha çok siyasi tutuklu, daha çok suikast, daha fazla utanç duvarları ve daha fazla askeri üstür.
Köylü Hakları Deklarasyonu
Gelecek BM Köylü Hakları Deklarasyonu’nu uluslar arası yasal sistemde pozisyonumuzu ve köylüler ve aile çiftçileri olarak haklarımızı sağlamlaştırmak için önemli bir araç olarak görüyoruz. Bu nedenle Köylü Hakları Deklarasyonu için Küresel Kampanya başlatıyoruz.
Gıda Egemenliği: Krizlerin çözümü ve insanların hayatı için
Tüm bunlara rağmen krizin şu anki durumu da bir fırsattır çünkü Gıda Egemenliği hem insanların hayatı hem de küresel krizleri tersine çevirmede tek gerçek alternatifi sunar. Gıda egemenliği, sanayileşmiş tarım ve gıdanın uzun mesafeli ulaşımı gibi sera gazı salınımının iki ana kaynağına saldıran köylüler ve aile çiftçileri tarafından yetiştirilen yerel gıda ile gıda, iklim ve enerji krizlerine cevap verir. Ayrıca, gıda vadeli sözleşmeleri üzerine spekülasyonu önleyerek, özellikle finansal krizlerin kötü etkilerinde rahatlama sağlar. Baskın model tamamen kriz ve ölüm anlamına gelirken, Gıda Egemenliği yaşam ve kırsal toplulukların ve tüketicilerin umudu demektir. Gıda egemenliği ulusal gıda pazarlarının korunması ve yeniden millileştirilmesi, yerel üretim ve tüketim ağlarının özendirilmesi, toprak için mücadeleyi, yerel halkların topraklarının savunulması ve kapsamlı tarım reformunun sağlanmasını gerektirir. Gıda egemenliği ayni zamanda yerel halkların, aile tarımı yapanların ve köylülerin sahip olduklarını bilgiye dayalı, GDO ve kimyasal ilaçlar içermeyen, sürdürülebilir ve agro-ekolojik tarıma dayalı üretim modellerine dönüşüme dayanır. Genel bir prensip olarak gıda egemenliği bizlerin somut yerel deneyimleri temelinde, bir başka deyişle yerelden ulusala doğru inşa edilmektedir.
Mevcut kriz bir yandan halklar üzerinde ölçülemez acılar yaratırken bir yandan da Neo-liberal İserbest ticaret” modelinin meşruiyetini öylesine erozyona uğratmakta ki, bazı ilerici yerel, ulusal yönetimlerle eyalet hükümetleri alternatif çözüm arayışları içine girmeye başladılar. La Via Campesina olarak bu fırsatlardan faydalanabilmeliyiz.
Bu yönetimlerle Gıda Egemenliğinin başarılı uygulamalarını yaratabilmek amacıyla kritik ve yapıcı diyaloglar içeren işlevsel yöntemler geliştirmeliyiz. Bu cephede ilerleyebilmek amacıyla ALBA ve Petrocaribe gibi uluslararası “Alternatif Entegrasyon” alanlarından yararlanabilmeliyiz. Ancak sadece hükümetlere dayanmak yerine, Gıda Egemenliğini kitlesel hareketler, yerel halklar vb.nin kontrolündeki alanlar uzerinden, tabandan yayılacak şekilde inşa etmeliyiz. Gıda egemenliğinin zamanı geldi ve bizler bütün ülkelerde ilerleme kaydedebilecek şekilde inisiyatifi ele almalıyız. Bizler bu dünyanın köylüleri ve aile çiftçileri, ailelerimizi, toplumlarımızı ve dünyayı sağlıklı ve erişilebilir gıda ile besleyebilme yetisi ve isteğine sahibiz.
Çok uluslu şirketler ve serbest ticaret
Yaptığımız istişareler çok uluslu şirketler ve uluslararası finans kapitalin bizim en önemli ortak düşmanımız olduğunu çok net bir bicimde gösterdi. Bu bağlamda onlara karşı olan mücadelemizi daha direk bicimde yönlendirmeliyiz. Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ/WTO), FTA’lar ve EPA’lar [Free Trade Area / Serbest Ticaret Bölgesi- ; Economic Partnership Agreement / Ekonomik İşbirliği Anlaşması-EİA] neoliberal hükümetler ve saldırgan ekonomik yayılmacılık, emperyalizm, militarizm gibi diğer köylü düşmanlarının arkasında esas bunlar yeralmaktadır. Zaman, STB’lere, EİA’lara, DTÖ’ye karsı mücadelemizi artik ÇUŞ’lerin oynadıkları merkezi rolü çok daha berrak ifade edecek biçimde yeniden katlama zamanıdır.Kadınların ilerlemesi La Via Campesina’nın ilerlemesidir
Bu V. Konferansta bir nokta çok açıktı: toplumlarımızda kadının maruz kaldığı şiddetin her çeşidi -bunların arasında fiziksel, ekonomik, sosyal, kültürel ve maço şiddet ve güç farklıklarına dayalı şiddet sayılabilir- kırsal topluluklarda da, dolayısıyla kurumlarımızda da mevcut adaletsizliğin ana kaynağı olmakla birlikte, bu durum mücadelemizin başarısını da kısıtlıyor. Kapitalizm, erkek egemen sistem, maçoluk ve neo-liberalizm arasında dünyanın kadın çiftçileri ve köylüleri zararına çalışan sıkı ilişkinin farkındayız. La Via Campesina’nın kadın ve erkekleri hepimiz birlikte, aramızda yeni ve daha iyi insan ilişkileri kurmak için sorumlu bir kararlılık gösteriyoruz. Bu, arzu ettiğimiz yeni toplumların inşasında gerekli bir parçadır. Bu nedenle bu V Konferansta bu konulardaki sessizliğimizi kırmaya karar verdik; “Kadına Şiddete Son” Dünya Kampanyası başlatıyoruz. La Via Campesina’daki tartışma, görüşme, çözümleme ve karar alma organ ve mekânlarında, karmaşık fakat gerekli doğru toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşma hedefine yeniden, daha kuvvetle kendimizi adıyoruz. Bölgelerimizin kadınları arasında değişim, eşgüdüm ve dayanışmayı güçlendirmeye kendimizi adıyoruz.
Gıdada kendine yetme konusunda kadının tarımdaki merkezi rolünü ve kadınların toprak, yaşam ve tohumla özel ilişkisinin farkındayız. Üstelik biz kadınlar, başından beri Via Campesina’nın kurulmasında yol gösterici bir parçaydık ve halen öyleyiz. Kadına yönelik şiddeti hareketimiz içinden söküp atmazsak, mücadelelerimizde ilerleyemeyeceğiz; yeni toplumsal cinsiyet ilişkileri yaratmazsak, yeni bir toplum kuramayacağız.
Yalnız değiliz: ittifakların kurulması
Biz köylüler ve aile çiftçileri, itibarımız, adil gıda ve tarımsal sistem ve mümkün olan o diğer dünya için mücadelemizi Kendi başımıza kazanamayız. Görüşümüzü paylaşan kurumlar ve hareketlerle organik ve stratejik ittifaklar kurmak ve güçlendirmek zorundayız. Bu da V. Konferansın özel bir taahhüdüdür.
Gençlik daha iyi bir gelecek için bize umut veriyor
Kırsal alanlardaki baskın model genç insanlara herhangi bir seçenek sunmuyor. Gençler şimdi ve gelecek için dayanağımızdır. Bu nedenle gençlerin mücadelemizin her düzeyine yaratıcı katılımı ve tümüyle eklemlenmesini sağlama kararlılığındayız.
Hareketimizi güçlendirmek için eğitim
Mücadelemizde daha büyük zaferler ve başarılar elde etmek için kendimizi hareketimizi içten güçlendirmeye adamalıyız. Bunu, gerçekliklerimizi yorumlama ve dönüştürme kapasitemizi inşa edecek siyasi düzenlemelerle, eğitimle, kendi aramızda ve müttefiklerimizle iletişimi ve birleşimi ilerleterek yapacağız.
Köylü tarımının korunmasında çeşitlilik ve birlik
Uluslararası toplumsal bir hareket olarak şunu söyleyebiliriz ki, en büyük güçlerimizden biri farklı kültür ve düşünme biçimlerini tek bir harekette birleştirme hünerimizdir. La Via Campesina, yaşam için, aile çiftliği ve köylü tarımı için savaşma ve direnme ortak kararlılığını temsil eder. La Via Campesina V. Konferansının tüm katılımcıları, gıda ve köylü tarımının korunmasına, Gıda Egemenliği hakkına, itibara ve yaşama kendini adamıştır. Biz, dünyanın köylüleri ve kırsal halkları, buradayız ve yok olmayı reddediyoruz.Mücadeleyi Küreselleştir! Umudu Küreselleştir!
23 Ekim 2008, Perşembe
* Deklârasyon çevirisi, Yetkin Borlu, Fatmanil Doner, Ferit Ozturk tarafından Karasaban.net için yapılmıştır.