Haber – Ekin Kurtiç-Bu tematik çalışma grubunda, toprak, tohum, su gibi ortak varlıklara erişim konusunda mevcut gıda ve tarım sisteminde nasıl sorunlar yaşandığı, gıda egemenliği hareketinin bu sorunlara nasıl yaklaştığı ve de bunların karşısında nasıl alternatifler yaratmayı amaçladığı tartışıldı. Grupta Fransa, İtalya, Türkiye, Almanya, Sırbistan, Rusya, Yunanistan, İsveç, İngiltere, Avusturya, Mozambik ve Peru’dan katılımcılar bulunuyordu. Bu katılımcılar, çiftçiler, bir çoban, aktivistler, araştırmacılar ve bir gazeteciden oluşuyordu. Çalışma grubunun açılışında gerçekleşen fikir alışverişi sırasında ortaya çıkan öncelikli konular şunlardı:
- Kadınların toprak mülkiyetine erişimi
- Yeni spekülasyon ve finans piyasaları araçlarının yıkıcı etkileri (örneğin Avrupa’da her 10 yılda bir toprak fiyatının 2 katına çıktığı belirtildi)
- IMF ve Dünya Bankası gibi kurumların etkileri
- Toprağa ve diğer ortak varlıklara erişimin, bu varlıkların insanlar tarafından nasıl kullanıldığı meselesi ile bağlantısı
- Tarım yapmak isteyen gençlerin toprak, tohum, su ve bilgiye erişimde karşılaştıkları sorunlar
- Ortak varlıkların kullanımına erişimin ülkelere göre gösterdiği farklılıklar ve ortak sorunlar
- Mevcut yasalarda gereken değişiklikler
- Yasal çerçeve dışında, yasadışı olarak toprağa erişim (toprak işgalleri)
- Şehirdeki işsizlik ve krizle, köylerdeki çiftçilerin ortak varlıklara erişimde yaşadıkları sorunların bağlantısı
Yukarıdaki konuların ön plana çıktığı genel tartışmadan sonra tematik grup, aşağıdaki başlıkları daha derinlemesine ele alabilmek için alt tematik gruplara ayrıldı:
Metalaşmanın Sona Ermesi ve Ortak Varlıklara Demokratik Erişimi Sağlamak
Gruptaki çalışmanın ilk kısmında ortak varlıkların (toprak, tohum, su gibi) tanımı üzerinde derinlemesine tartışmalar yaşandı. Ortak varlıkların tanımına dair hemfikir olunan bir nokta “ortak varlık” tanımın özel mülkiyeti dışlayan bir kavram olmasıydı. Toprak, su, tohum gibi ortak varlıkların mülkiyet sistemini dışında kalarak, alınıp satılmasının ve mülkiyet gibi kişisel çıkarlara dayanan kullanımının olmaması gerektiği vurgulandı. Dolayısıyla ortak varlıklar, ortak fayda ve kullanım hakkı temelinde şekillenen varlıklar olarak ele alındı. Örneğin o toprağı işleyen çiftçinin toprak üzerinden kullanım hakkı olabilmesi fakat bu toprakta üretim yapmayı bırakırsa toprağı satma hakkının olmaması gerektiği konuşuldu.
Ortak varlıkların tanımı yapıldıktan sonra bu varlıklara erişimde gıda egemenliği mücadelesi veren grupların neler istedikleri şöyle özetlendi: Ortak toprakları geri almak, ortak varlıklara (toprak, tohum, su, hava ve bilgi gibi) piyasa ve para sistemi çerçevesinde değil, demokratik erişimi sağlamak, varolan ortak varlıkları korumak ve sürdürülebilir kullanmak.
Daha sonra istediklerimiz karşısında varolan engeller özetlendi: Toprak ve diğer ortak varlıkların az elde toplanması, özelleştirilmesi ve metalaştırılması, piyasa mekanizmaları ile bu varlıklar üzerinde finansal spekülasyon yapılması. Bu engeller karşısında, tohum takasları yaparak, kooperatif, sendika ve kolektifler kurarak, toprak işgalleri yaparak ve yeni sosyo-ekonomik mekanizmalar oluşturarak direniş gösterilebileceği tespit edildi.
Ayrıca bu konuda kamusal alanda farkındalık yaratılabilmek için de varolan yasal düzenlemelerin, toplumun her kesimi tarafından anlaşılabilecek şekilde, bürokratik dilden çıkarılarak ve basitleştirilerek anlatılması ve bu bilginin paylaşılması (örneğin görüşülen yeni AB Tohum Yasa Tasarısı için böyle bir çalışma yapılabileceği) ve şirketlerin agroyakıt gibi iklim krizine çözüm olarak meşrulaştırmaya çalıştırdıkları uygulamaların gıda egemenliğine verdiği zararın deşifre edilmesi önerildi.
Gıda egemenliği mücadelesinin kuvvetlendirilmesi içinse Avrupa’da ortak varlıklara kolektif ve demokratik erişiminin hala korunduğu örnekleri araştırmak, belgelemek, bu deneyimlerden tanıklıklar dinlemek, varolan toprak gaspları ve özelleştirmelere dair farklı örneklerden tanıklıkları belgelemek, tohum ve bilgi/deneyim değiş-tokuşu düzenlemek, yerel ve bölgesel ekonomileri güçlendirmek, büyüme karşıtı ekonomi yapısı oluşturmak, yeni kolektif yapılar oluşturmak gerektiği vurgulandı.
Şeffaflık ve Görünürlüğü Arttırmak (Spekülasyon ve Toprak Gaspı)
Bu grupta özet olarak, mevcut finansal kapitalizm ve spekülasyonun toprak, su ve tohum gibi oratk varlıkların ticarileşmesine ve metalaştırılmasına etkileri tartışıldı. Gıda egemenliği mücadelesinin kesin olarak ortak varlıklar üzerinde yaratılan spekülasyona karşı çıktığı vurgulandı. Bu bağlamda şeffaflık ve görünürlüğün vazgeçilmez prensipler olduğu yeniden ortaya kondu. Ayrıca özellikle toprak üzerindeki speküsyon ve fiyat artışında agroyakıt üretiminin etkisine dair örneklerle, Kuzey-Güney ülkelerin arasındaki toprak gaspı ve ikili ticaret anlaşmaları ilişkilerinin son derece yıkıcı etkileri üzerinde duruldu. Tüm bunların karşısında yeni bir gıda ve tarım zinciri kurmak, Dünya Bankası ve IMF gibi kurumların meşruiyetini sona erdirmek ve ulusötesi şirketler ve finansal kapitalizme karşı mücadele etmek önemli mücadele alanları olarak ortaya çıktı.
Toprak Tenure Sistemini Değiştirmek ve Toprak Reformu
Toprak reformu özellikle küçük çiftçilerin ve topraksız köylülerin toprağa erişimi ve adil dağılımın önemi karşısında, ortak varlıkların mevcut sistemde gitgide daha da fazla metalaşmasının ortaya çıkardığı sorunlar tespit edildi. Çalışmanın sonucunda özellikle kadınların toprağı işleyen kesim olmalarına rağmen toprak mülkiyetine ve buna bağlı devlet desteğine erişimde en çok sorun yaşayan gruplardan biri olduğu ön plana çıktı. Ayrıca doğal ve ortak varlıkların sürdürülemez kullanımı sonucu kalitelerinin ve değerlerinin ciddi oranda azalması da uzun vadede bu varlıklara erişimde yol açacağı ciddi sorunlar olarak tespit edildi. Tarım topraklarının amaç dışı kullanımının da Avrupa’da yaşanılan bir diğer ortak sorun olduğu ortaya çıktı. Bütün bunların karşısında ortak varlıkların, ortak fayda için kullanımı ve sürdürülebilir sistemler çerçevesinde ve dağılımda sosyal adaleti gözeterek kullanılması gıda egemenliğinin ana damarlarından biri olarak belirlendi.
Yeni Grupların Oluşturmasını ve Gelişmesini Sağlamak
Bu alt çalışma grubu daha çok gençlerin ve topraksız köylülerin ortak varlıklara nasıl erişim sağlayabileceği sorusu üzerine odaklandı. Bu grupların mevcut gıda ve tarım sisteminde yaşadıkları engellerin karşısında toprak işgalleri bir çözüm yolu ve doğrudan eylem stratejisi olarak belirlendi. Ayrıca tarım yapmak isteyen genç çiftçiler için hem kendi aralarında bilgi ve deneyim paylaşımının hem de daha önceki nesillerden öğrenecekleri bilgilerin çok önemli olduğu, bu konuda eğitim çalışmaları düzenlemenin gıda egemenliği mücadelesi için vazgeçilmez eylemlerden biri olduğu tespit edildi.
*Toprak, Su, Tohum, Bilgi gibi