OECD’nin yayınladığı yeni tarım raporuna göre Türkiye’de tarım sektörünün çevre kirliliğine dair hassasiyetlerle daha uyumlu hale getirilmesi, yasal çerçevenin güçlendirilmesi, kurumların yeniden yapılandırılması ve kırsal bölge politikalarının iyileştirilmesine rağmen; Türkiye’nin tarım politikaları halen fazlasıyla korumacı. Rapor, çiftçilere yapılan devlet desteklerinin fazlalığının ve sektörün ithalata karşı korunmasının altını çiziyor.
Türkiye Tarım Politikası Reformlarının Değerlendirilmesi raporu, Türkiye’de çiftliklere yapılan desteklerin üretimden ayrılması ve kurumsal reformların devam ettirilmesiyle rekabetçiliğin artırılabileceğine yer veriyor. OECD raporu aynı zamanda bu adımların Türkiye’yi Avrupa Birliği üyeliğine hazırlamaya katkıda bulunacağını ifade ediyor.
Raporu Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’e sunan OECD’nin Tarım Politikaları ve Çevre Birimi’nin başında bulunan Wilfrid Legg, ‘Yapılan politika reformları önemli gelişmelere sebep oldu. Ancak Türkiye’de tarım sektörünün verimliliği halen, küçük ve parçalanmış çiftlikler, eğitim eksikliği ve olumsuz tarım ekolojisi şartları sebebiyle düşük’ dedi. Legg, ‘Türkiye’nin, üretim artışı odaklı destek politikalarını, çiftçilerin rekabet gücünü artırma odağına kaydırması ve çiftliklerin gelirlerini artırarak çevre sorunlarının üstesinden gelmesi gerektiğini’ belirtti.
OECD raporunu değerlendiren Bakan Eker, raporun ‘Türkiye’de tarımsal nüfusun azalıyor olmasına rağmen tarımsal üretimin istikrarlı bir şekilde artmakta olduğunu gösterdiğini’ söyledi. Eker aynı zamanda, raporun ‘Türkiye’nin birçok tarımsal üründe dünya lideri olduğunu, tarım arazilerinin küçük ve bölünmüş olmasına rağmen Türkiye’nin geniş ürün yelpazesi ve güçlü ihracatıyla dünyadaki gıda güvenliğine önemli katkılar sağladığını gösterdiğini’ kaydetti.
OECD raporu, Türkiye tarım sektörünün yüzde 25 ile en büyük istihdam alanını ve toplam iktisadi faaliyetin yüzde 8’i ile GSYİH’in önemli bir kısmını teşkil ediyor olmasının yanı sıra, dünya pazarındaki yerine de dikkat çekti. Türkiye, tarım alanında dünyanın en büyük yedinci üreticisi ve fındık, kestane, kayısı, kiraz, zeytin, tütün, çay ve incir gibi bazı ürünlerin en büyük üretici ve ihracatçılarından.
Ancak OECD, Türkiye’de üretimdeki artışın verimlilik yönünde atılan adımlarla örtüşmediğinin altını çizdi. Çiftliklerin neredeyse üçte biri 5 hektarın altında ve rekabetçiliğin önü, çiftçilerin fiyat desteğine bağımlı olması sebebiyle kesiliyor.
Son veriler, Türkiye’de çiftçilere yapılan desteklerin son yıllarda arttığını gösteriyor.
AB, çiftçilere yapılan desteğin üretimden ayrıştırmaktayken Türkiye’nin, daha rekabetçi bir tarım sektörü yaratma doğrultusundaki çabaları yavaşladı. Üreticilere desteğin yüzde 88’i halen pazar fiyat desteği şeklinde yapılıyor ve bu durum üretim ve ticarete olumsuz etki etmekle kalmayıp, elde edilen geliri çiftçilere yansıtmak için de verimsiz bir yöntemi teşkil ediyor.
OECD, Türkiye’nin çiftçiye desteği rekabetçiliği de artırarak sürdürmesi için, ürün miktarı odaklı politikalar yerine
AR-GE’yi destekleyici ve eğitim odaklı politikalara yönlenmesi gerektiğini söylüyor. Rapor aynı zamanda, başta su yönetimi olmak üzere çevre sorunlarına dair adımların da atılması gerektiğine yer veriyor.
Kaynak : http://www.euractiv.com.tr – 29 Nisan 2011