Gelin şu meşhur bilmeceyi sorarak başlayalım sohbetimize. Yumurta mı tavuktan çıkar? Evet. Tavuk mu yumurtadan çıkar? Hayır. Yumurtadan, civciv çıkar. Madem yumurta tavuktan çıkıyor önce tavuğu sonra yumurtayı ekolojik toplum, sağlık, köylü hakları ve kültürü açısından ele alalım.
Dünyada ve Türkiye’de iki tür tavukçuluk yapılmaktadır. Biri; özgür köy tavukçuluğu, diğeri; endüstriyel tavukçuluk.
Köy tavukçuluğunda; tavuklar, sadece geceleri kapalı alanlara alınırlar. Gündüzleri serbestçe dolaşır; mutfak artıkları, varolan otları ve buldukları kene, kırkayak, akrep ve diğer böcekleri yer; özgür beslenirler.
Köylüler tavukları sayesinde eti ve yumurtayı dışarıdan satın almazlar. Bu onları tüketici değil, üretici yapar. İhtiyacından fazlasını satar aile bütçesine katkı koyar. Dışarıdan yem satın almazlar. Eti ve yumurtayı nerdeyse sıfır maliyetle elde ederler.
Üstelik bu etler ve yumurtalar besin bakımından zengindir. Sağlıklıdır. Yumurtalar, 5-6 gün gibi yeterli sayılabilecek bir süre canlı kalır. Gübreleri bitkisel üretimde kullanılır, kirletici çöp olmaz. Ekolojiktir.
Tavuklar neslini sürdürmek için yumurtladıkları yumurtalarının üzerinde üç hafta kuluçkaya yatar. Bu süreçte dışardan enerji satın alınmaz. Tavukların kendi vücut ısısı civcivlerin çıkmasına yeter. Kısacası köy tavukçuluğunda neslin devamı doğal mecrasında işler ve gerçekleşir.
Endüstriyel tavukçulukta ise tavuklar kapalı alanlara kapatılır, beslenirler. Tutsak edilirler. Doğal beslenmezler. Yemleri, tedarikçi şirketlerden sağlanır. Tavuklar bu nedenle ekolojik zincirin halkasında yer almazlar. Gübreleri bitkisel üretimde kullanılamaz, çöp olur, doğayı kirletir. Etlerinin ve yumurtalarının besin değeri düşüktür, sağlıklılığı tartışmalıdır. Yumurtadan civcivlerin çıkarılması işinde kuluçka makineleri kullanılır. Kuluçka süresince gerekli ısı için enerji dışarıdan satın alınır. Neslin sürdürülmesi doğal yollardan gerçekleşmez.
Civcivin çıktığı yumurtaya gelelim. Yumurtalar da köy yumurtası ve endüstriyel yumurtalar olarak iki değişik yöntemle elde edilir. Endüstriyel yolla üretilmiş yumurtalara göre köy yumurtalarının üstünlüğü tartışılmayacak kadar açıktır. Gerçekliktir.
Gerçekler böyle iken, 23 Ocak 2008 tarihinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2007/54 sayılı bir tebliği yayınladı. Tebliğ; “Türk Gıda Kodeksi Yumurta Ve Yumurta Ürünleri Tebliği” adıyla Resmi Gazete yayımlandı. Şimdi uygulanacak. Tebliğin yumurtadan yapılacak gıda imalatı esnasında uyulması gereken maddeleri gerekli maddelerdir. Yalnız taşıma ve depolama başlıklı 14. maddesinin konulması sağlıklılığa ve doğal seyre aykırı olduğu gibi mağdur edicidir. Çünkü, 14. madde; köy tavukçuluğu yapan köylüler ile bakkalların yumurta satmalarına olanak tanımıyor. Engelliyor. Tebliğ, yumurtaların taşıma, depolama ve satışa sunulmalarını sadece soğuk zincire sahip olanlar/olabilecekler (endüstriyelciler) tarafından yapılmasına izin veriyor.
Yumurta için soğuk zincir gerekli mi?
Güngör Uras; “‘Evde büyüklerimiz bize yumurtayı buzdolabına koymayın. Buzdolabına giren yumurta işe yaramaz’ dediklerinden yumurta buzdolabına girmezdi” diyor (Milliyet, 02.01. 13). Doğru! Buzdolabına giren yumurta canlılığını kaybeder.
Tebliğin 18. Maddesinde, “Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde hazırlanmıştır”, deniliyor. Biz, AB ile müzakere edebilmeliyiz. Yoksa AB paravanın ardına gizlenerek tarım ve gıda şirketlerinin önün açıldığı algısını pekiştiriyor. Bu algı aslında sır olmayan ama gereksiz çekili duran bir perde. Kaldırılmalıdır.
Köy tavukçuluğu bizim gerçekliğimiz, kültürümüz, değerimiz! Sağlıklı gıda tüketmek hakkımız. Ekolojik yaşam sorumluluğumuz. Söz konusu tebliğin 14. maddesi bunları üretici köylü ve tüketici kentliden esirgiyor. Tarım ve gıda şirketlerine bahşediyor. Kültürümüzü, değerlerimizi, haklarımızı rafa kaldırıyor. Tebliğden 14. maddenin ayıklanmasında yarar vardır.
Kaynak : Özgür GÜndem – 11 Ocak 2013