Bütün reklam panolarını Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın; “İşin Sırrı Tohumda” sloganı süslüyor. Tarımsal üretimde tohum tabii ki önemlidir. Hatta üretimin olmazsa olmazıdır. Yalnız tarımsal üretimde oldukça fazla hibrit tohum kullanılıyor ve teşvik ediliyor. Bu ne kadar doğru ve yararlı gelin bu yazıda biraz bunu konuşalım…
Endüstriyel tarımda kullanılan yüksek verimli hibrit tohumlar, dışarıdan kimyasal gübreye ihtiyaç duyar. Bitkinin kimyasal gübreyi bünyesine alabilmesi için ise suda erimesi lazım. Eğer dışarıdan gübre ve su sağlanamazsa hibrit tohumun çok verimli olması mümkün olmaz. Gerçek bu!
Ayrıca hibrit tohumlar, mikrobesin oburudurlar. Çinko, demir, bakır, manganez, magnezyum, molibden ve bor gibi mikrobesinleri hızla tüketirler. Azot, fosfor ve potasyum gibi ana elementler de iz elementleri barındırmaz, azaltır. İz elementlerin noksanlığını gidermek için dışarıdan verilmesi ise toprakta toksisite oluşturur. Toksisite toprağı kullanılmaz hale sokar.
Mikrobesinlerin elbette hepsi önemlidir. Bitkiler için toprakta, insanlar için ürünlerde olması gerekir. Bir mikrobesinin eksikliği bitki, hayvan ve insanlarda sorun oluşmasına neden olur. Gelin çinkoyu örnek olarak ele alalım. Eksikliği nelere yol açıyor bakalım.
Çinko
Türkiye topraklarının 14 milyon hektarının çinko yoksulu olduğu biliniyor. 1- Bu oldukça ciddi bir sorun. Çünkü çinko, bitki, hayvan ve insanlar tarafından çok düşük miktarlarda gereksinim duyulan fakat mutlaka alınması gerekli olan bir mikro elementtir. Çinko eksikliği, hem bitki hem hayvan ve insan sağlığında ciddi sorunları beraberinde getirir. Yetişkin ve sağlıklı bir insanın vücudunda toplam çinko miktarı 2 gram dolayındadır. Günlük çinko gereksinimi ise ortalama 15-20 miligramdır. Çinko eksikliği, insanlarda gelişme ve cinsel olgunlaşmada gerilik, iştahsızlık, zihinsel durgunluk, tat duyusunda azalma, deri değişiklikleri, yara iyileşmesinin gecikmesi ve enfeksiyonlara karşı direncin azalmasına neden olur. İnsanların fiziksel ve mental gelişiminde de çinko önemli bir elementtir.
2 – Gerçekte topraklarımız çinko bakımından fakir değildir. Sorun, bir takım kimyasal ve fiziksel özellikleri nedeniyle bitki köklerinin çinkoyu alamamasından kaynaklanmaktadır. Çinkonun bitki köklerince alınamamasında toprağın Ph derecesinin yüksek, toprağın kil mineralleri bakımından zengin, toprağın kumlu olması etkendir. Fakat yağmur sularıyla kolayca yıkanmasının yanı sıra esas olarak toprağın yapısını bozan endüstriyel tarım tarzının gerektirdiği yüksek dozda fosfor veya fosfor bileşiminin verilmesi 3 ana etkendir.
Olive De Shutter; 4 “1960’lardan bu yana uygulanan yeşil devrim safsatasıyla uygulanan endüstriyel üretim tarzına (kimyasal gübre, kimyasal ilaç kullanımına dayalı üretim) gıda güvencesi gerekçe olarak gösterildi. Gıda güvencesi bir üretim sorunu olarak görüldü. Üretim ve verimi artırıp, fiyatları ucuz tutarak, sorunun üstesinden geleceği düşünüldü. Bu yaklaşım dünyayı küresel çapta bir toplum sağlığı krizi ile yüz yüze getirdi. Açlık ve beslenme bozukluklarının yeterli düzeyde kalori-protein almakla önlenemeyeceğini, esas hedefin sadece karın doyurmak değil, çocukların fiziksel ve mental gelişmeleri ve erginlerin de sağlıklı ve üretken bir şekilde yaşayabilmeleri için gereken gıda ve mikro besinleri olmaları gerektiğini” savunuyor.
Kısacası, kimyasal gübreler besin zincirini bozuyor. Hibrit tohum ise kimyasal gübre kullanımını zorunlu kılıyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kimyasal gübreleri sübvanse etmek yerine hayvan ve bitkisel üretim birlikteliğini desteklemeli. Sertifikalı hibrit tohumlara değil, yerel tohuma destek vermeli. Çünkü bozulan besin zincirinin tamirine ihtiyaç var.
Kaynakça
1 – Ankara Toprak Gübre Araştırma Enstitüsü tarafından Dr. Fikret Eyüpoğlu başkanlığında yürütülen bir çalışmaya göre tüm illerden toplanan 1511 toprak örneğinin %49,8 de bitkilerce alınabilir olan çinkonun kritik olarak kabul edilen (0,5 çinko/kg) altında olduğu bulunmuştur. Bu sonuçlara göre ülkemizde 14 milyon hektar tarım alanında çinko eksikliği bulunmaktadır.
2 – Prof. Dr. Ayten Arcasoy; “İnsan Sağlığında Çinkonun Önemi”, Bilim ve Teknik Dergisi, Aralık 1996.
3 – Prof. Dr. Ayten Arcasoy; a.g. y
4 – Olivier Schutter: “Birleşmiş Milletler Gıda Hakları Özel Raportörü” Olivier Schutter’nün 26 Aralık 2011 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonuna sunduğu rapordan alınmıştır.
Kaynak : Özgürgündem – 30 Ağustos 2013