Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü’nün şeker işçilerine gönderdiği 4-C’ye geçiş çağrısı yapılan genelgede, üretim sürecindeki işçilere “istihdam fazlası personel” diye hitap ediliyor.
TEKEL işçilerinin yürüttüğü mücadele ile ülke gündemine oturan ve özelleştirmeleri tartışma konusu haline getiren 4-C statüsüne, özelleştirme kapsamındaki şeker fabrikalarının çalışanları Genel Müdürlük imzalı genelge ile ‘davet ediliyor’. Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü’nün, bu ve benzer uygulamalarla işçilerin örgütlü davranmalarını engellemeyi hedeflediğine dönük değerlendirmeler yapılıyor.
Genelge ile ilgili görüşlerini aldığımız Türk-İş’e bağlı Şeker-İş Sendikası Kars Şube Başkanı Ertan Altunoğlu, istihdam fazlası olarak nitelenen şeker işçilerinin görevlerinin başında olduğunu belirterek, “13. İdare Mahkemesi, altı şeker fabrikasının özelleştirilmesine dönük yürütmeyi durdurma kararının almasından sonra, yapılan itirazı reddetti. Bu koşullar altında, özelleştirilmiş herhangi bir şeker fabrikası yokken işçilere 4-C statüsüne geçiş yönünde, üstelik de ‘istihdam fazlası personel’ denerek neden çağrı yapılıyor?” dedi.
9 Mart’ta 25 şeker ve 2 makine fabrikasının işçilerine gönderilen genelgede işçilere 4 – C formlarını doldurarak Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na müracaat ettikleri takdirde, diğer kamu kurum ve kuruluşlarına aktarılabilecekleri belirtiliyor.
Altı şeker fabrikasının özelleştirilmesi engellendi
Şeker-İş’in 2003 yılından bu yana özelleştirmeye karşı mücadele ettiğini kaydeden Altunoğlu, satışa çıkarılan altı fabrika için her türlü mücadeleyi yürüttüklerini ve satışı engellemeyi başardıklarını söyledi.
Şeker-İş tarafından açılan dava ile, Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.’ye (TÜRKŞEKER) ait Kastamonu, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker fabrikalarının bir bütün halinde portföy grubu olarak (Porföy C) özelleştirilmesine ilişkin ihale ilanı ve şartnamesinin yürütmesi, Danıştay 13. Dairesi tarafından durdurulmuş, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından yapılan itiraz 25 Mart’ta reddedilmişti.
Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararında, fabrikalarda üretimin sürdürebilirliği ile ilgili yeterli önlemlerin alınmadığı belirtilmişti.
Altunoğlu, Anayasa değişikliğine yönelik girişimlerin özelleştirme ile ilgili boyutunun, özelleştirilmesi planlanan kamu kuruluşlarını yakından ilgilendirdiğini ifade ederek, “Amacımız, şeker fabrikalarını tamamen özelleştirme gündeminin dışına çıkarmak” dedi.
Genel Müdür, Abdülkadir Aksu’nun kardeşi
Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve İçişleri eski Bakanı Abdülkadir Aksu’nun kardeşi Mehmet Azmi Aksu yürütüyor.
Mehmet Azmi Aksu, AKP’nin iktidara geldiği Kasım 2002 seçimlerinden sonra, 27 Aralık 2002 tarihinde Genel Müdürlük ve Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine atanmış. Şeker işçilerine Genel Müdürlük tarafından gönderilen genelgenin ardından, Aksu’nun AKP ile ‘akrabalık’ bağı bir kez daha gündeme geldi.
Türkşeker A.Ş.’nin özelleştirilmesini, şeker sektörünün verimli çalışmasının temini, rekabet edebilir hale getirilmesi ve düşük fiyatla şeker tüketilebilmesi gibi gerekçelerle savunan Aksu, Danıştay 13. Daire’nin ÖİB tarafından yapılan itirazı reddetmeden önce yaptığı açıklamada şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili herhangi bir ertelemenin söz konusu olmadığını söylemişti.
Kaynak: 01.04.2010 -soL