2010 yılı Türkiye fındık ihracatını değerlendiren Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KİB) Yönetim Kurulu Başkanı Dursun Oğuz Gürsoy, 2010 yılında Türkiye’den 252 bin 305 ton iç fındık ihracatı gerçekleştirildiğini, karşılığında 1 milyar 544 milyon 785 bin 708 dolar döviz girdisi sağlandığını açıkladı.
2009 yılında fındık ihracatının 220 bin 986 ton ve 1 milyar 180 milyon 850 bin 305 dolar olarak gerçekleştiğini ifade eden Dursun Oğuz Gürsoy, 2010 yılında 2009 yılına göre miktarda yüzde 28’e tekabül eden 31 bin 319 ton, değerde ise yüzde 30.81’e denk gelen 363 milyon 935 bin 403 dolar tutarında artış sağlandığını belirterek, bu verilere göre 2010 yılının, 252 bin 779 ton fındık ihraç edilen 2002 yılından bu yana en fazla fındık ihraç edilen yıl olduğunu, son 8 yılın en yüksek ihracatını gerçekleştiren ihracatçıların her zaman olduğu gibi fındığın hak ettiği değeri kazanması yolundaki çalışmalarına devam ettiklerini vurguladı.
Devlet desteklemesi olmadığı için fiyatların serbest piyasada oluşmasının sağlandığını ve oluşan fiyatların da üreticileri tatmin edecek seviyelerde bulunduğunu belirten Dursun Oğuz Gürsoy, azımsanmayacak bir miktar olan 600 bin ton civarında bir rekoltenin idrak edildiği yılda dahi fiyatların düşmemesinin çok sevindirici olduğunu ifade ederek, bu durumun serbest piyasa şartlarının devam etmesi halinde 700-800 bin tonluk rekoltelerin gelecek 5 yıl içinde sorun olmaktan çıkacağı şeklindeki öngörülerinin ne denli isabetli olduğunun bir göstergesi olarak algılanması gerektiğini bildirdi.
İhracatı 300 bin tona çıkarabilmeleri halinde iç tüketimde de sağlanacak artışla ihtiyaç duyulacak üretim miktarının hemen hemen bu seviyelerde olacağını ve alınan önlemlerin kararlı bir şekilde uygulanmaya devam edilmesi durumunda arz fazlası sorununun tehdit olmaktan çıkacağını açıklayan Gürsoy, iç tüketimin artırılmasına katkıda bulunabilecek her kesime de büyük görevler düştüğünü dile getirerek, son zamanlarda iç piyasada fındıkla ilgilenmeye başlayan firma sayısının artması ve bunun sonucunda ürün çeşitlemesine gidilmiş olmasının iç tüketimdeki artışın çok önemli boyutlara ulaşmasını sağlayacağı ve dolayısıyla arz fazlasının ortadan kaldırılmasına büyük katkı yapmasının beklendiğini söyledi.
Kaynak : Yeni Tirebolu – 7 Ocak 2011