Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, destek verilmesini içeren bir kararname hazırladıklarını, Bakanlar Kurulu’nda imzaya açılan bu kararnamenin yakında çıkacağını kaydetti. Mehdi Eker, Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla Türkiye Ziraat Odaları Birliğini (TZOB) ziyaret etti.
TZOB Genel Başkanı Şemşi Bayraktar ile basına kapalı olarak bir süre görüşen Eker, daha sonra TZOB Başkanı ile açıklamalarda bulundu.
Hayvancılık konusundaki çalışmaları anlatan Eker, 2002’de 50 baş ve üzerinde büyükbaş hayvan barındıran işletme sayısı 4 bin 500 iken bugün bu sayının 18 bin 650’ye yükseldiğini, süt üretiminin 12,4 milyon tona ulaştığını söyledi.
KIRMIZI ET ÜRETİMİ
Türkiye’de kayıtlı et üretiminin, kombinalardaki resmi kesimlerin yüzde 15 arttığını, Türkiye’de kayıt altındaki besi hayvanı yani kesilecek hayvan sayısının 2 milyon 170 bin olduğunu ifade eden Eker, bunun 1 yılda 1 milyon ton et anlamına geldiğini, ancak pazarlama ve piyasa düzenlemesi ile ilgili sorunlar olduğunu kaydetti.
Eker, 2005’de özelleştirme kapsamından çıkarılan Et ve Balık Kurumu’nun (EBK) şu anda piyasa düzenlemesi görevini üstlendiğini belirterek, ”Sütle ilgili bir piyasa düzenlemesini de bir müdahale kurumunu veya bu faaliyeti yürütecek bir mekanizmayı da bizim kurmamız gerekiyor. Sayın Başbakanımızın da bize o yönde talimatı var. O konuda çalışıyoruz” diye konuştu.
Eker, 2 yıldır, piyasada süt arzının fazla olduğu dönemlerde süt tozu yapımını destekleyen bir çalışma yürüttüklerini, bunun ihtiyaç duyulan hallerde müdahale edecek bir kuruma dönüşmesi gerektiğini söyledi.
DESTEKLEMELERDEN YAPILAN KESİNTİ
Hükümetlerinin prim desteklerini ön plana çıkardığını, primlerin kalite ve verimlilikle ilişkilendirildiğini de belirten Eker, desteklemelerden yapılan kesinti konusunda ”Gelir Vergisi Kanunu’nda bir madde var. O maddeye istinaden bir kesinti yapılıyor, bu konuda Maliye ile görüşmelerimiz var, bu konuda bir düzenleme yapılacak. Bu üreticiye verdiğimiz bir destektir, bunun üreticinin aleyhine gelişmemesi lazım” dedi.
Kesinti oranına ilişkin soru üzerine Eker, bu konuda çalışmaların sürdüğünü söyledi.
SUYUN EKONOMİK KULLANIMI
Türkiye’nin biyoçeşitlilik alanda zengin bir ülke olmasına rağmen su zengini olmadığını, hatta yağış fakiri bir ülke olduğunu, bu çerçevede sulama projelerinin hayata geçirilmesinin önemine işaret eden Eker, Türkiye’de halen 5-5,5 milyon hektar alanın sulandığını, bunun 8 milyon hektara çıkarılabileceğini belirtti.
GAP’ın 2013 yılı başında tamamlanacağını, böylece 1 milyon hektar ilave alanın sulanabileceğini kaydeden Eker, DAP ve KOP projelerinin tamamlanmasıyla sulanan alanın, dolayısıyla tarımsal üretimin ve verimliliğin artacağını ifade etti.
Eker, GAP çerçevesinde 1 milyon hektar alanda mısır üretilmesinin 16 milyon ton mısır, buğday üretilmesinin ise 6 milyon ton buğday üretilmesi anlamına geldiğini belirtti.
Sulama projelerinin yanı sıra suyun ekonomik kullanımının önemine de işaret eden Eker, yüzde 50 hibe destekleri ve sıfır faizli kredilerle son birkaç yılda 2,5 milyon dönüm alanda damla ve yağmurlama sulama sistemine geçildiğini söyledi.
Arazi topluLaştırma çalışmalarına değinen Eker, Türkiye’de işletme büyüklüklerinin çok küçük ve çok parselli olduğunu, bu şekilde verimli tarım yapılmasının mümkün olmadığını anlattı. Parsellerin birleştirilmesi gerektiğini kaydeden Eker, 2003-2008 yılları arasında 566 bin hektar alanda toplulaştırma yapıldığını, şu anda 250-300 bin hektar toplulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, GAP Bölgesinde geçen yıl 1 milyon 178 bin hektar alan için ihale yapıldığını, en geç 2011 yılı Haziran ayında söz konusu alanda toplulaştırma çalışmalarının bitmiş olacağını söyledi.
Tarım arazilerinin amaç dışı kullanımının engellenmesinin önemini de vurgulayan Eker, 2005 yılında Toprak Koruma Kanunu’nun çıkarıldığını, illerde oluşturulan Toprak koruma Kurullarının bu çerçevedeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.
SÜTTE DÜZENLEYİCİ KURUM
Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Eker, ”Süt için düzenleyici kurum özerk bir yapıda mı yoksa bakanlığa mı bağlı olacak? Neden Süt Konseyi ile çalışılmıyor?” sorusu üzerine, ”Süt Konseyi’ni kendilerinin kurduğunu, 6 üründe konsey kurduklarını, konseyin istişari bir organ olduğunu” anlattı. Eker, Süt Konseyi’nin yaptırımı, müeyyidesi ve bütçesi bulunmadığını söyledi.
Eker, burada bir müdahale kurumunun söz konusu olduğunu, ”illa özerk bir yapısı olması” gerekmediğini, kurumda tüm partnerlerin, tarafların temsilcilerinin bulunması gerektiğini kaydetti. Bakan Eker, müdahale kurumunun, piyasa regülasyonunu yapması, sütte arz fazlası veya azlığı olduğu dönemlerde düzenlemeye gitmesi gerektiğini anlattı.
”TMO’YU MÜDAHALE KURUMU HALİNE DÖNÜŞTÜRME ÇALIŞMASI YAPIYORUZ”
TMO’yu da bir müdahale kurumu haline dönüştürme çalışması yaptıklarını belirten Eker, bunun başka mekanizmalarla örneğin lisanslı depoculuk ve vadeli işlemler borsasının geliştirilmesiyle bağlantılı olduğunu, süt sorununun da bu şekilde olduğunu, çalışmaların sürdüğünü, kararları sektör paydaşlarıyla birlikte aldıklarını anlattı.
ETTE KDV’NİN DÜŞÜRÜLMESİ
Etteki KDV’nin yüzde 8’den yüzde 1’e indirilmesine ilişkin soru üzerine de Bakan Eker, bunun Maliye Bakanlığı ve Hazine ile görüşülmesi gereken bir konu olduğunu söyledi. Türkiye’de 1 milyon ton et üretildiğini, karkas etin kilogramı ortalama 14 liradan hesap edildiğinde, bundan alınan verginin düşürülmesi halinde söz konusu vergi gelirinin temini konusu doğacağını anlatan Eker, ”eskiden olduğu gibi, ucuz bol vaatlerde bulunmayı saygısızlık olarak gördüklerini, KDV’nin düşürülmesi konusunda talep olduğunu, buna Maliye ile görüşülerek karar verileceğini” söyledi.
Kaynak : Milliyet Gazetesi