” TBMM’de devam eden ve en temel yaşam hakkı olan suyumuzu şirketlerin emrine tahsis etmeyi hedefleyen yasa tasarısı görüşmelerini protesto” etmek amacıyla Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu‘nun bileşenleri 21 Ekim 2008 tarihinde basın açıklaması yaptı.
BASINA VE KAMUOYUNA
Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformunun bileşenleri olarak TBMM’de devam eden ve en temel yaşam hakkı olan suyumuzu şirketlerin emrine tahsis etmeyi hedefleyen yasa tasarısı görüşmelerini protesto ediyor ve;
1- Suyun sadece paraya ve güce sahip olanlar tarafından ulaşılabilecek, alınıp satılabilen bir mal haline getirilmesine
2- Bu nedenle, evlerimize kontörlü su sayaçları takılmasına ya da suya erişimin piyasa fiyatlarına endekslenmesine
3- Su havzalarına yapılaşma izni verilmesine
4- İnsani ihtiyaçları gidermek için gerekenden daha fazla su ve enerji kullanımı adına nehirlerimiz üzerine yüzlerce baraj yapılmasına
5- Geçimlik tarımla uğraşan milyonlarca küçük çiftçinin tohum, gübre, mazotun ardından şimdi de suyu piyasa fiyatları üzerinden satın almak zorunda bırakılmasına
6- Sularımızı kirleterek ülkede ve dünyada temiz su kıtlığına yol açan şirketlerin kıtlığın bedelini halklara yüklemeye kalkışmalarına
7- Kamu tarafından finanse edilen su yatırımlarının özelleştirmeye açılarak ticarileştirilmesine ve gelinen son ekonomik çıkmaz nedeniyle de görüldüğü üzere tekrardan firmaların kurtarılması doğrultusunda halkın katmerli soyulmasına
İzin vermeyeceğimizi ve karşı mücadelemizin geniş halk kesimlerini kucaklayarak devam edeceğini kamuoyuna duyuruyoruz.
TBMM’de görüşülerek 17,5 milyon bütçesi ile kabul edilen 5. Dünya Su Forumu’nun yaşam hakkımıza nasıl ve neden göz diktiğini merak eden yurttaşlarımızı, Platformumuz tarafından 8-9 Kasım tarihlerinde İTÜ-Taşkışla’da düzenlenecek uluslar arası konferansa katılmaya çağırıyoruz. “Gelin hep birlikte suyun özelleştirildiği diğer ülkelerde yaşanan yıkıcı gelişmeler ile dünyada ve ülkemizde bu saldırılara karşı örgütlenen toplumsal direnişleri birebir mücadeleyi yürüten hareketlerin kendilerinden öğrenelim” diyoruz.
Bizler, başta, Hükümetler, Dünya Su Konseyi ve onun Forumu, Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası ardından da suyu bir insan hakkı olarak tanıdığını ve herkesin suya erişim hakkına sahip olduğunu sürekli tekrarladığı halde bu hakkın nasıl kullanılacağına hiç değinmeyerek dünya halklarını yanıltmaya çalışan Birleşmiş Milletler olmak üzere sularımız üzerinde hak iddia eden bütün şirketleri ve kurumları uyarıyoruz:
“Küresel ısınma ve iklim değişikliğini bahane ederek su üzerinde oynamakta olduğunuz bu oyuna daha fazla izin vermeyeceğiz”
Dünyada su hakkı için mücadele eden diğer örgütlerin sesleriyle dünya ölçeğinde genişleyerek devam eden “Mavi Ekim” zincirinde buluşan sesimiz, şimdi,eskisinden çok daha gür;
Gücümüz, ülke ve dünya düzeyindeki birliğimizden ötürü artık çok daha kararlı ve dinamik.
Mavi Ekim hareketi ilk kez Uruguay halkının 31 Ekim 2004’te anayasa değişikliği için sandık başına gitmesiyle başladı. Halkın ezici çoğunluğunun oyları sonucunda Uruguay anayasası, suyun bütün ülke halkına temel kamusal bir hak olarak sağlanmasını ve halka su dağıtımının hiçbir koşulda şirketlere devredilmemesini güvence altına alacak şekilde değiştirildi.
Türkiye Suyun Ticarileşmesine Hayır Platformu olarak bizler, ülkemiz ve dünya halklarını temel haklar etrafında birleşik bir mücadele örgütlemeye, Mavi Ekim’i Türkiye’de de başarmaya çağırıyoruz.
Mavi Ekim Uruguay’dır, Çin’dir, Ekuador’dur, İspanya’dır, G.Afrika’dır
Mavi Ekim Türkiye’dir
Mavi Ekim bütün dünyadır…
SUYUN TİCARİLEŞTİRİLMESİNE HAYIR PLATFORMU
DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI
KESK İstanbul Şubeler Platformu
TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ-İSTANBUL TABİP ODASI
İSTANBUL SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI
ÇİFTÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU
İSTANBUL BAROSU
İSTANBUL ECZACI ODASI
İSTANBUL DİŞ HEKİMLERİ ODASI
İSTANBUL VETERİNER HEKİMLER ODASI
CHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
EMEK PARTİSİ İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ
ÖDP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
SHP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
TKP İSTANBUL İL ÖRGÜTÜ
SU POLİTİK
MUNZURU KORUMA KURULU
DAYANIŞMA EVLERİ
EZİLENLERİN SOSYALİST PLATFORMU
ÇORLU SU YAŞAMDIR PLATFORMU
GDO’YA HAYIR PLATFORMU
HALK CEPHESİ
HALKEVLERİ İSTANBUL ŞUBELERİ
ÖĞRENCİ KOLLEKTİFLERİ
EKOLOJİ KOLLEKTİFİ
SOS ÇEVRE GONÜLLÜLERİ PLATFORMU
MARMARA ÇEVRE PLATFORMU
İDİL KÜLTÜR MERKEZİ
BİRLEŞİK METAL İŞ SENDİKASI
PETROL İŞ SENDİKASI
ÇEVRE HUKUKU DERNEĞİ
DOĞADER
GÜLENSUYU GÜLSUYU GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ
ÜNİVERSİTE ÖĞRETİM ÜYELERİ DERNEĞİ
VETERİNER HALK SAĞLIĞI DERNEĞİ
KALDIRAÇ DERGİSİ
İVME DERGİSİ
İŞÇİ GAZETESİ
DİKİLİ BELEDİYESİ
Bir Yorum
Ahmet Atalık
Ülkemizde bir satılmayan akarsularımız kalmıştı. Ne yazık ki onlar da şimdiden satılmaya başlandı.
Ülkemizde Mart 2009’da yapılacak Dünya Su Forumu’nda ve sonrasında akarsularımız çokuluslu şirketlere satılacak. Artık çiftçi tarlasının yanından geçen dereye bir motopomp atıp tarlasını sulayamayacak. Hindistanda özelleştirilen nehirlerin boylarına silahlı muhafız diken şirketler, bu ülkede kutsal sayılan ineklerin dahi bu nehirlerden bedelini ödemeden su içmelerine müsade etmiyorlar.
Çiftçimizin tarlasının başında su kanalı olsa bile tarlasına konacak su sayacını çalıştıracak kontör yükleyemiyorsa ne yazık ki akan suyu sadece seyredebilecek (o şimdilik ücrete tabi gözükmüyor).
Bu durum sadece köylüyü değil kentliyi ve sanayiciyi de çok yakından ilgilendiriyor. bu kesimlerin kullanacağı suyun zamlanmasının yanında bir insanın bir günlük gıda ihtiyacının önüne konabilmesi için 2 ila 5 ton su harcanıyor.
Kuraklık çeken ülkemizde yağmur yağsa bile SEVİNEMEYECEĞİMİZ günleri yaşamak istemiyorsak örgütlü bir insansanız örgütlerinizi, örgütlü bir insan değilseniz en azından oy verdiğiniz partilerinizi Dünya Su Forumu ve destekçilerine karşı harekete geçiriniz.