20-24 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen "Tarım Reformu’nun Ulusal Sanat ve Kültür Festivali"ne katılan Umut Kocagöz, gözlem ve deneyimlerini Karasaban için yazdı.
"Tarım reformu mücadelesi yeni bir toplum mücadelesidir"
Umut Kocagöz
Topraksız Kır İşçileri Hareketi – MST, 20-24 Temmuz 2016 tarihleri arasında, Brezilya’nın Minas Gerais eyaletinin başkenti olan Belo Horizonte kentinde 2. “Tarım Reformu’nun Ulusal Sanat ve Kültür Festivali”ni düzenledi. Yaklaşık 58 bin kişinin katıldığı ve 5 gün süren festivalde, Tarım Reformu işgal kampları ve yerleşimlerinde yaşayan MST üyelerinin kültürel ve sanatsal üretimlerinin sunumu yapıldı, yarışmalar düzenlendi, ünlü sanatçılar konserler verdi, darbe karşıtı yürüyüşler yapıldı, söyleşiler düzenlendi, ayrıca Tarım Reformu işgal kampları ve yerleşimlerinde üretilen ürünlerden oluşan büyük bir köylü pazarı düzenlendi.
Festival 3 ayrı mekanda gerçekleşti ve esas olarak 5 odak noktasına sahipti. Festival ana mekanında kamp ve yerleşimlerden gelenlerin kendi üretimlerini sergiledikleri ve yarıştıkları bir alan bulunuyordu; yine aynı alan içerisinde, kamp ve yerleşimlerden gelen ürünlerin satıldığı köylü pazarı; kamp ve yerleşimlerden gelen ürünlerle yapılan, Brezilya’nın farklı eyalet ve bölgelerinin yemeklerinin sunumunun yapıldığı “Toprağın Mutfağı” isimli Gastronomi panayırı; Tarım Reformu’nun kültür ve sanat anlayışının tartışıldığı seminer salonu; ve son olarak, Festival kapsamında düzenlenen ve ülke çapında tanınan sanatçıların konser verdikleri İstasyon meydanı.
Festival kapsamında düzenlenen bu etkinliklerde, yaklaşık 160 ton gıda ürünü gastronomi panayırında ve köylü pazarında satıldı. “Toprağın Mutfağı” isimli gastronomi panayırında 19 eyaletten 80 çeşit yemek pişirildi, katılımcılar Brezilya’nın farklı yemek kültürlerini tanıma imkanı buldu. Akşam yapılan konserlere, aralarında Chico César, Titane, Renegade, Pereira da Viola, Zé Mulato ve Cassiano’nun da bulunduğu bir çok sanatçı katıldı; konserleri yaklaşık 18 bin kişi izledi. Şarkılar ve şiirlerden oluşan kültür ve sanat gösterilerinde ise 19 eyaletten 150’ye yakın sanatçı katıldı. (1)
Topraksız Besteciler, Topraksız Şairler
Festivalin odak noktalarından bir tanesi, Tarım Reformu kamp ve yerleşimlerinde yaşayan topraksız kır işçilerinin tarım reformu mücadelesini, aşklarını, insan ve doğa sevgilerini anlatan bestelerini ve şiirlerini sergilemeleri üzerineydi. Festivalin 2. gününden 4. gününe kadar, festival alanının içerisinde kurulan sahnede, farklı eyaletlerden gelen kişiler kendi besteledikleri şarkıları söyledi, kendi şiirlerini okudu.
Festivale 18 eyaletten yaklaşık 100 beste ile başvuru yapıldı. Başvurular sonucu 60 beste festivalde sunulmaya hak kazandı. Tarım Reformu sanatçılarından oluşan bir jüri, bu 60 beste içerisinden en iyi 20 tanesini seçerek final listesini oluşturdu. Bu 20 bestenin aynı zamanda bir CD içerisinde derlenmesi kararı verildi. Şiirlerden 60 tanesi ise seçilerek bir kitap olarak basılacak.
Festivalin bu bölümü, bir çok açıdan farklı özellikler ve önemler taşımaktaydı. Öncelikle, MST için sanatsal üretim mücadelenin en temel bileşenlerinden biridir ve mücadeleden bağımsız olarak düşünülmemektedir. Şiir, şarkılar, tiyatro ve sketçler, tarım reformu mücadelesinin bir çok aşamasında, toplantılarda, mysticalarda (2), eylem ve etkinliklerde her daim yer almaktadır ve mücadelenin ruhunu ifade etmektedir. MST’ye göre bu ruhu oluşturan kültür ve sanat, tarım reformu mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır; aynı zamanda, bu ruhu oluşturan birikim de tarım reformu mücadelesinin aktörleri tarafından bizzat icra edilir. Onlarca beste ve şiir, bizzat mücadelenin aktörleri tarafından yaratılır, tekrar mücadeleye sunulur ve kolektifleştirilir. MST’nin hemen her sene yayınladığı bestelerden oluşan CD’lerde topraksız kır işçilerinin bizzat kendi üretimleri yer almaktadır. Festivalin sanatsal üretimi teşvik etmesi ve daha geniş kitlelerle bu ürünleri buluşturma imkanı sunması da bu açıdan çok önemli bir rol oynamaktadır.
Bu açıdan bu festival esas olarak tarım reformunun “toprak dağıtımı” meselesini aşan, kırda bütünsel bir dönüşümü hedefleyen bir mücadele olduğunu; sanat, kültür ve bilgiye de erişim hakkı mücadelesini, sanatsal, kültürel ve bilgi üretimi mücadelesini de kapsadığını göstermektedir. Topraksız kır işçileri bir çok farklı bölgede, bölgelerin kendi özgün kültürel durumlarına bağlı olarak şiirler, besteler, ve farklı sanatsal ürünler üretmekte, bunları toplumla paylaşmaktadır. Bu açıdan sanat politik bir muhteva kazanırken, politika da estetize edilmekte, yaşamın içine çekilmekte, kültürün bir parçası, neşenin kaynağı olarak ifade edilmektedir.
Tarım Reformu’nun Meyveleri
Festivalin bir diğer önemli odak noktası, Tarım Reformu kamp ve yerleşimlerinde üretilen her çeşit ürünün sunulduğu köylü pazarı ve bu ürünlerden yapılan yemeklerden oluşan Gastronomi panayırı idi.
Meyve, sebze, alkollü ve alkolsüz içecekler, sağlık, giyim ve hijyen ürünlerinden oluşan köylü pazarı, farklı eyaletlerdeki kamp ve yerleşimlerden gelen kişiler tarafından farklı stantlarda sunuldu. Festivalin bu bölümü esas olarak “Tarım Reformu’nun Meyvesi”ni, tarım reformu ürünlerinin Brezilya’nın en büyük ve en önemli şehirlerinden birinin merkezinde, kamuya sunulmasını ifade ediyordu. Bu açıdan geçtiğimiz yıl Sao Paulo’da yapılan “1. Ulusal Tarım Reformu Panayırı’na” da benzemekteydi. (3)
Yaklaşık 160 ton ürünün tüketildiği pazar ve gastronomi panayırı, bir yandan MST’nin ulusal çapta yürüttüğü mücadelenin ne ile sonuçlandığını gösterme imkanı sunarken, bir yandan da MST ve diğer toplumsal hareketler üzerinde yürütülen kriminilazasyon kampanyalarına karşı MST’nin kendisini ifade etme ve toplumla ilişki kurma imkanını ortaya çıkardı. Doğal, agroekolojik ürünlerin sunulduğu, taze sebze ve meyvelerden, işlemden geçmiş veya işlenmemiş ürünlerden oluşan onlarca ürün, doğrudan tüketiciye sunuldu. Bir yandan üretici ile tüketici arasındaki aracılar ortadan kaldırılırken bir yandan da MST’nin kendisini tanıtması ve kentte yaşayan kişilerin de MST’yi yakından tanıması imkanı ortaya çıktı. Bunun, özellikle Brezilya’nın içinde bulunduğu darbe koşulları ve MST üzerindeki baskı göz önüne alındığında, hayati önemde olduğu söylenebilir. (4)
Gastronomi Panayırı da bu açıdan çok önemliydi. Panayırda Brezilya’nın orta bölgesinde yer alan merkezi bir kentte Brezilya’nın bir çok bölgesinden gelen çeşitli lezzetler sunulmuş oldu. Böylece, festivali ve pazarı ziyaret eden kişiler aynı zamanda MST’nin ürünleri ile hazırlanmış yiyecekleri de tatma şansı buldu.
Mevcut Konjonktür ve Hareketin Önündeki Görevler
Festival süreci boyunca farklı konuları kapsayan çeşitli paneller yapıldı: MST liderlerinden João Pedro Stedile’nin de katıldığı mevcut konjonktürün değerlendirmesi paneli; Eğitim ve Gençlik; Sağlık ve Üretim; Toplumsal Cinsiyet; İletişim; İnsan Hakları; Güncel Sınıf Mücadelesi’nde Kültürel Görevler. Bu panellere festival katılımcılarının yanı sıra kent sakinleri de katılım gösterdi. Böylece, bir yandan Tarım Reformu’nun kültürel ve sanatsal üretimi doğrudan gösterilme imkanı bulurken bir yandan da mevcut üretimin sorunsallaştırma ve derinleştirme imkanı ortaya çıktı.
Stedile, Nisan ayının ortasından itibaren darbe sürecinde olan Brezilya’da tarım reformu mücadelesinin öneminin altı çizilirken, bu mücadelenin mevcut konjonktürde esas olarak darbenin temel bileşenlerine karşı bir mücadele olduğunu ifade etti. Mevcut darbeci bloğun uluslararası şirketleri ve tarım tekellerini destekleyen bir hükümet kurduğunu aktaran Stedile, tarım reformu mücadelesinin her adımının, agroekoloji presniplerine bağlı olarak üretilen her ürünün esas olarak darbe karşıtı mücadelenin bir parçası olduğunu, Kültür ve Sanat Festivali’nin de bu olguyu topluma aktarmak konusunda çok önemli bir işlev yüklendiğini aktardı.
MST’nin Kültür ve Sanat Kolektifi, özellikle sanatçı ile sanatçı olmayan arasındaki ayrıma dikkat çeken ve MST’nin bu ayrımı ortadan kaldırmaya yönelik önemli bir işlev yüklendiği aktararak, festivalin pratik olarak bir çok teorik engeli aştığını ve üretimlerin paylaşılma araçlarını da inşa ettiğini ifade etti. Bunun yanında, agroekoloji, sağlıklı gıda üretimi, medyanın demokratikleşmesi gibi başlıklar da tartışma içerisinde önemli bir yer teşkil etti.
Festival sürecinde her akşam, MST dostu, Tarım Reformu mücadelesinin parçası olan ülke çapında ünlü sanatçılar İstasyon Meydanı’nda konserler verdiler. Bu konserlerde, yine festivalin ruhuna uygun bir şekilde, Brezilya’nın farklı bölgelerine dayalı bir çeşitlilik söz konusu idi. Samba, forró ve reggae başta olmak üzere farklı müzik ve dans tarzlarından şarkılar icra edildi, ayrıca Kültür ve Sanat Festivali kapsamında düzenlenen yarışmada listeye giren MST üyeleri de kendi bestelerini icra ettiler. Böylece, amatör ve profesyonel sanatçılar bir arada, tarım reformu mücadelesinin kültürel ve sanatsal üretimini yansıtırken, festivali de hareketin dışındaki topluma aktarma şansı buldular.
Kolektif Üretim Kolektif Yaşam
Festival, esas olarak belediyenin ekonomik “destek sunacağız” söylemi ile başlayan ve sonunda “Bela Horizonte’de MST’nin festivali yapılmayacaktır” yaklaşımına kadar dönüşen bir arka plana sahip. MST bu festivali tamamen kendi koşul ve imkanları çerçevesinde, kendi bütçesi ve kendi üyelerinin her işi kolektif yapması ile gerçekleştirdi. Bu açıdan büyük bir organizasyonel emek ve performans sergilendiğini, bütün süreçlerin kolektif olarak örgütlendiğini ve icra edildiğini söylemek mümkün.
Farklı kentlerden Belo Horizonte’ye gelen MST üyeleri ve MST dostları, kent içerisinde bulunan çeşitli okullara dağıldılar ve bu okullarda kolektif barınma alanı oluşturdular. Okulların temizlik ve güvenlik işlerini üstlenen kolektifler oluşturuldu ve her kolektif kendi sorumluluğu çerçevesinde barınma alanının kolektif olarak yaşanabilir olması için azami çabayı gösterdi.
Festival’in kendisi de benzer bir örgütlenme pratiği ile gerçekleşti. Başta MST Kültür ve Sanat Kolektifi ve MST Üretim Kolektifi’nin organizasyonel faaliyeti etkinlik alanlarının, köylü pazarının, sanatçı organizasyonlarının, jürinin, yemek üretiminin, temizliğin ve güvenlik işlerinin koordinasyonunu oluşturuyordu. Bu kolektiflere MST’nin işgal faaliyetlerini organize eden Kitle Öncüsü Kolektifi (Frente de Masses) de güvenlik organizasyonu açısından destek verdi.
Festivalin organizasyonel sürecinde yer alan bütün MST üyeleri ve dostları eyalet koordinasyonlarına bağlı olarak çeşitli birimlere destek sundular. Festivalin bütün temizlik, güvenlik, yemek pişirme, sağlık, çocuk bakımı, koordinasyon ve iletişim faaliyetleri çeşitli kolektif gruplar tarafından örgütlendi. Köylü pazarı ve kültür-sanat organizasyonunda çalışan üyeler yemeklerini diğer üyelerin pişirdiği kolektif yemek çadırında yediler; yemek organizasyonuna katılmayan üyeler temizlik kolektifine katıldılar; her eyaletten en az birer kişi olmak üzere festivalin ve barınma mekanlarının güvenliğini üstlenen güvenlik kolektifine katıldılar. Böylece bir yandan büyük bir festival alanında kolektif üretme, paylaşma ve yaşama ortamı inşa edilirken bir yandan da bu farklı işlerin iş bölümüne dayalı kolektifleştirilmesi gerçekleşti.
Tarım Reformu ve Demokrasi Mücadelesi Devam Ediyor
Festival sürecinde 2 defa yürüyüş düzenlendi. Bu yürüyüşler, hem festivali tanıtmak ve kamuoyunu bilgilendirmek, hem de tarım reformu mücadelesinin darbe karşıtı mücadele ile beraber sürmekte olduğunu aktarmak amacıyla yapıldı.
Festival 24 Temmuz tarihinde biterken MST üyeleri ve MST dostlarının yüzünde yorgunluk, bir etkinliğin daha başarıyla tamamlanmış olmasının verdiği gurur, mücadele ve neşenin birlikteliği, farklı kentlerden gelen dostlardan ayrılmanın hüznü vardı. Bütün bu farklı hisler, Festivalin son günü Brezilya Halk Cephesi (Frente Popular de Brasil) tarafından düzenlenen darbe ve Temer hükümeti karşıtı gösteride ve sonrasında düzenlenen kapanış şenliğinde ortaya çıkıyordu.
Farklı eyaletlerden gelen MST üyelerini geri götürmek üzere yola çıkan otobüsler Belo Horizonte’den ayrılırken, tarım reformu mücadelesinin toprağa erişim sorununu aşan, çok kapsamlı bir mücadele olduğu, yeni bir toplum için mücadele olduğu herkesin belleğine bir kez daha kazınmış oldu.
Fotoğraflar: Alessandra Malachias, Frente popular brasil, Jornalistas livres, MST, Umut Kocagöz
———————–
(1) Veriler www.mst.org.br sitesinden derlenmiştir.
(2) Mystica için bakınız: http://www.karasaban.net/florestan-fernandes-okulu-ve-mstde-kadro-formasyonu-umut-kocagoz/
(3) http://www.karasaban.net/mst-1-ulusal-tarim-reformu-panayiri-duzenliyor/
(4) Brezilya’daki darbe süreci hakkında, bknz: http://www.karasaban.net/mst-yasanan-surec-darbedir-mesru-degildir/ ve http://www.karasaban.net/brezilya-darbe-ciftciler-ve-mst/
Bir Yorum
Pingback: “Agroekoloji bir yaşam tarzıdır” – Umut Kocagöz | Karasaban.net