Tarım istihdamı son iki yılda önemli ölçüde arttı. Artışın gerçekleştiği dönem kısmen Türkiye’yi sarsan son krizle de çakıştı. Krizde azalan sanayi istihdamına karşılık normalin üzerinde artan işgücü, işsizlikte büyük artışa neden oldu. Kriz öncesi 2 milyon 300 bin olan işsiz sayısı krizin dip noktasında 3.5 milyona kadar yükseldi. Bu arada tarımda istihdam artışı 500 bini bulmuştu. Eğer bu artış olmasaydı işsizlikteki artış daha yüksek olacaktı.
Bu noktadan itibaren medyada, muhalefet sıralarında ve ekonomi yorumcuları camiasında muhtelif sorular sorulmaya başlandı. Bu ‘anomali’ nasıl açıklanabilirdi? Acaba TÜİK, yani hükümet (!) işsizliği düşük göstermek için rakamları manipüle mi ediyordu? Yoksa, CHP’li bir milletvekilinin soru önergesinde söylediği gibi, “insanlar krizde daha fazla rezil olmamak için köylerine mi dönmüşlerdi?” Ya da iktisatçıların sevdiği türden bir ‘bilmece’ ile mi karşı karşıyaydık? ‘Manipülasyon’ iddiaları ile ‘tarz-ı muhalefet’in oluşturduğu marazi durumlarla ilgili düşüncelerimi bir başka yazıya bırakıyorum.
Tarımda sıra dışı bir istihdam artışının gerçekleşmekte olduğunun farkına vardığım andan itibaren bir bilmece ile karşı karşıya olduğumuz konusunda hiç tereddüdüm olmadı. Tarım istihdamı 2001 krizinde de artmıştı. Ancak üç çeyrek süren artış yüzde 8’i bulmuş, ardından çok hızlı bir düşüş gerçekleşmişti. Bu kez istihdam artışı kriz öncesinde 2007 2. çeyrekte başladı ve 9 çeyrektir devam ediyor. Artış yüzde 13’ü buldu.
18 bölgede istihdam arttı
Yöneticisi olduğum Betam’da bu bilmeceyi çözmeye çabalamamız gerektiğine aylar önce karar verdik. Bu çaba birkaç ayımızı aldı. Sonuçları geçen cuma yayımladık. Ülke genelinde analizin pek öğretici olmayacağını bildiğimizden analizi bölge düzeyine kaydırdık. Manzara tam da umduğumuz gibi çıktı. 26 bölge arasında gerek tarım istihdamındaki değişim açısından, gerek bu değişimin ardındaki nüfus, gelir gibi muhtelif etkenler açısından önemli farklılıkların olduğu anlaşıldı. Farklılıklar iktisat bilmecelerinin çözümünde çok yararlıdırlar.
Gördük ki tarımda çalışan sayısı ülke geneline yayılan bir olgu değil: 26 bölgenin 18’inde istihdam artarken, 8’inde azalmış (Ayrıntıları merak edenler Betam’ın 95 No’lu Araştırma Notu’na bakabilirler). Yine gördük ki, tarım istihdamının arttığı 18 bölgenin 12’sinde tarım gelirleri artmış. Bu artış kısmen üretim, kısmen fiyat artışından kaynaklanmış (Şekil 1 ve 2). Tarım fiyatlarında artış 2006’da başlamış ve krize kadar devam etmiş. Dolayısıyla bu bölgelerde tarım pekala tarım dışı işlere kıyasla daha cazip hale gelmiş olabilir. Kalan 6 bölgenin ikisinde ise genç nüfusta ve ücretli tarım istihdamında belirgin artış olmuş. Belli ki, bu iki bölgede tarım modernizasyonunda hızlanma var. Kalan 4 bölgede ise ne olup bittiği anlaşılamadı.
Teğet geçen bölgeler
Tarım istihdamının azaldığı 8 bölgenin 7’sinde tarım dışı istihdam artmış. Bu bölgeler bir bakıma krizin teğet geçtiği bölgeler. Geçmişte tarım istihdamı neden azalmışsa, aynı nedenle bu bölgelerde azalmaya devam etmiş. Tarım istihdamının azaldığı ama tarım dışı istihdamın artmadığı İzmir’de ise ne olduğunu bilmiyoruz. Bilmeceyi tamamen çözdüğümüzü elbette iddia edemeyiz. Ama en azından tarım istihdamı artan 14 ile azalan 7, toplamda 21 bölgede, tarım istihdamındaki değişimlerin iktisat teorisi ile uyumlu olduğunu söyleyebiliriz. İlginç olan, kamuoyunu meşgul eden tartışmalı bir konuyu aydınlatma çabasına medyamızın hiç ilgi göstermemiş olması!
Kaynak : Radikal – 26 Ekim 2010