Tasarı ile habitatlar ve türlerle ilgili envanter oluşturulması, habitat
tipleri için özel önemi olan hayvan ve bitki türlerinin tanımlanması ve
sınıflandırılması, flora ve fauna ile yaşam ortamlarının fiziki planlarda dikkate
alınması, korunan alanlar ağının oluşturulması ve yönetim planlarının
tanımlanmasına yönelik çalışmalar düzenleniyor.
Tasarıda, koruma eylem planlarına aykırı hareket edenlere ilişkin adli ve
idari yaptırımlar da yer alıyor.
Korunan alanların planlama çalışmalarında,
ilgili tarafların ve koruma alanında yaşayanların katılımı sağlanacak, görüşleri
alınacak. Koruma altına alınan alanlarda, materyal toplamayı veya herhangi bir
şekilde müdahaleyi gerektiren araştırma ve izleme faaliyetleri Çevre ve Orman
Bakanlığının iznine tabi olacak.
Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı, Çevre
Komisyonunda kabul edildi.
Tasarı ile tabiatın, tabii değerlerin ve biyolojik çeşitliliğin
korunmasına ve sürdürülebilir kullanımına, halkın tabiat hakkında bilgisini,
ilgisini ve toplumun koruma amaçlarına yönelik katkılarını artıracak
faaliyetlerin desteklenmesi amaçlanıyor.
Buna göre, Çevre ve Orman Bakanlığı, türlerin ve habitatların
etkileşimine imkan sağlamak, biyolojik çeşitliliğin korunmasına, geliştirilmesine
ve dengeli coğrafi dağılımına yardımcı olmak amacıyla, ekolojik açıdan önemli ve
coğrafi olarak birbirine yakın koruma alanlarının ekolojik koridorlarla birbirine
bağlanmasıyla tesis edilen ”biyoçeşitliliği koruma ağı” oluşturacak.
Tasarı ile Ulusal Tabiatı Koruma Kurulu, Mahalli Tabiatı Koruma
Kurulları, Tabiatı Koruma Bilim Heyeti oluşturulacak. Ulusal Tabiatı Koruma
Kurulu, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması, koruma konusunda ulusal
stratejilerin belirlenmesi ve uygulamaya konulması konularında görev yapacak.
Mahalli Tabiatı Koruma Kurulları, korunan alanlar için düzenlenen planların
hazırlanması ve uygulanmasına katkıda bulunmak; Tabiatı Koruma Bilim Heyeti ise
bilimsel veri toplama, değerlendirme ve izleme çalışmalarını yönlendirme
görevlerini yerine getirecek.
Koruma alanı ilan edilmesi önerisi, gerçek veya tüzel kişiler tarafından
Çevre ve Orman Bakanlığına yapılabilecek. Bu önerilerden veya bakanlığın kendi
belirleyeceği alanlardan uygun bulunanlar, Mahalli Tabiatı Koruma Kurulu
tarafından incelenerek, Ulusal Tabiatı Koruma Kuruluna gönderilecek. Bakanlık
tarafından koruma alanı niteliği taşıdığına karar verilen alanlardan orman
rejimine tabi olanlar ile Hazine mülkiyetinde olup büyüklüğü 5 bin metrekareden
az olanlar bakanlıkça, diğer alanlar ise Bakanlar Kurulu tarafından ”koruma
alanı” olarak ilan edilecek.
Koruma alanları için birbiriyle bütüncül bir yaklaşım içinde, her tür ve
ölçekli planların yapılması, yaptırılması, onaylanması, değiştirilmesi veya iptal
edilmesi konusunda Çevre ve Orman Bakanlığı yetkili olacak. Korunan alanlar,
planlama sırasında, ”mutlak koruma bölgesi”, ”ekolojik etkilenme bölgesi” ve
”sınırlı kullanım bölgesi” olarak bölgelere ayrılabilecek. Planlanarak korunan
her alan tek bir birim tarafından yönetilecek. Korunan alanların planlama
çalışmalarında ilgili tarafların ve koruma alanında yaşayanların katılımı
sağlanacak, görüşleri alınacak.
Tasarı kapsamında ilan edilen koruma alanlarında veya etkileşim
bölgelerinde yapılacak plan ve projelerden, tek başına veya başka plan,
projelerle beraber bölgenin koruma amaçlarını etkilemesi muhtemel olanlar için
”ekolojik etki değerlendirmesi” yapılacak.
Ekolojik Etki değerlendirmesi olumsuz sonuçlar gösterse bile, başka bir
seçeneğin olmadığı durumlarda, ekonomik ve sosyal nedenler dahil değişik
nedenlerle ”üstün kamu yararı” söz konusu olduğu bir plan veya projenin devam
etmesi zorunlu olursa, izin verilen faaliyetin alan üzerindeki olumsuz etkilerini
en aza indirmek için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından gerekli telafi edici ve
korunan alanın bütünlüğünü koruma amaçlı önlemler alınacak.
Koruma altına alınan alanlarda, ”üstün kamu yararı kararı” ilgili
bakanlıkların uygun görüşü alınmak suretiyle Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
verilecek.
Bakanlık, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin tanıtılması ve korunmasına
yönelik olarak, genel bilgi düzeyini, toplumun ilgisini ve katkısını artırmak
amacıyla çeşitli kampanyalar düzenleyecek.
Korunan alanların denetim ve korunması, özel güvenlik görevlileri
marifetiyle yapılabilecek.
Koruma altına alınan alanlarda izin, intifa ve irtifak hakkı talepleri
yapıldığında öncelikle bu taleplerin alan ve türler üzerindeki etkileri
araştırılacak. Bunlardan olumsuz etkileri olması muhtemel olanlar için bilimsel
yöntemlerle ekolojik etki değerlendirmesi yapılacak. Nesli yok olma tehdidi
altında bulunan sahada bulunan habitat tiplerini ve türlerini barındıran
alanlarda kamu güvenliği ve halk sağlığı sebepleri dışında izin, intifa ve
irtifak hakkı tesis edilemeyecek. İzin, intifa veya irtifak hakkı süresi sonunda,
alanda yer alan yapılar ve tesisler eksiksiz ve bedelsiz olarak, sağlam ve işler
durumda Hazine’ye devredilecek.
Çevre ve Orman Bakanlığı, bitki ve hayvan türleri ile genetik kaynakların
yerinde korunmaları için yabancı tür girişini önlemek amacıyla gerekli tedbirleri
alacak.
Yaşama alanı dışında koruma, hayvan türlerinin hayvanat bahçeleri,
kurtarma ve rehabilitasyon merkezleri ile akvaryumlarda; bitki türlerinin botanik
bahçeleri, tabiat parkları, arboretum ve benzeri yerlerde kontrol altında
büyütülmesi, çoğaltılması ve gen bankalarında saklanması yoluyla
gerçekleştirilebilecek.
Koruma altına alınan alanlarda, materyal toplamayı veya herhangi bir
şekilde müdahaleyi gerektiren araştırma ve izleme faaliyetleri bakanlığın iznine
tabi olacak.
Uzun devreli gelişme planlarında, yönetim planlarına veya tür ve habitat
koruma eylem planlarına aykırı hareket edenler ile koruma altına alınan
alanlarda, tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin tahribine sebep olan kişiler
hakkında fiilin ağırlığına göre bin ila beş bin Türk lirasına kadar para cezası
uygulanacak. Uzun devreli gelişme planına, yönetim planına aykırı hareketin tür
ve tabiat tahribine yol açması halinde bu ceza beş katı olarak uygulanacak.
Tasarı kapsamında, fiilin ağırlığına göre çeşitli hapis cezaları da öngörülüyor.
Para cezaları, tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde ödenecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Çevre ve Orman Bakanlığına devredilen
doğal sitlerden yeniden değerlendirme sonunda korunan alan vasfı kaldırılan
Hazine’nin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan
arazilere turizm alanı önceliği verilecek.
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, çevre
konusunda bakanlığa ağır eleştiriler yapıldığından yakınarak, ”Bunlar son derece
haksız. Şu ana kadar gelmiş geçmiş hükümetler içerisinde en çevreci hükümet bizim
hükümetimiz” dedi.
Eroğlu, TBMM Çevre Komisyonunda, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma
Kanunu Tasarısı’nın görüşülmesi sırasında yaptığı konuşmada, tasarının
oluşturulmasında tüm tarafların büyük gayret sarf ettiğini söyledi.
Tasarının, AB’nin ilgili mevzuatlarına uyumunun tam olduğunu belirten
Eroğlu, ”Çok mükemmel bir kanun tasarısı oldu” dedi.
Türkiye’de çevre alanında çok güzel gelişmeler yaşandığını ifade eden
Eroğlu, çalışmaların diğer ülkelerde takdirle karşılandığını belirtti. Eroğlu,
”Bu başarılı çalışmaların içeride değil de dışarıda takdir edilmesi bizi
üzüyor” diye konuştu.
”Çevre konusunda bakanlığa karşı ağır eleştiriler yapılmasından”
yakınan Eroğlu, şöyle devam etti:
”Bunlar son derece haksız. Şu ana kadar gelmiş geçmiş hükümetler
içerisinde en çevreci hükümet bizim hükümetimiz. Havza esasında atık suları
arıtacak tesisleri planladık. Aşağı yukarı bütün havzaları planladık. Daha önce
bunlar münferit olarak planlanıyordu. Mavi bayraklı plaj sayısını artırdık.
Korunan alanlar hükümetim döneminde kesinlikle artmıştır, azalma yok. Milli park,
tabiat parkı sayısı arttı. Sanki ‘ormanlarımız azalıyor’ gibi bir yanlış
anlaşılma verilmeye çalışıyor. Türkiye’de ormanlar hem alan hem odun serveti
olarak artıyor. Ormanları artan nadir ülkelerden biri Türkiye.”
Bakanlığın diğer çalışmaları hakkında da bilgi veren Eroğlu,
ağaçlandırmada destan yazdıklarını söyledi.
Tasarının, tüm AB projeleri dikkate alınarak hazırlandığını anlatan
Eroğlu, habitat direktiflerine uyum sağlandığını ifade etti.
Sulak alanların korunmasına da büyük önem verdiklerini belirten Eroğlu,
aralarında Sultansazlığı ve Bafa Gölü’nün de bulunduğu 10-12 büyük sulak alanı
yeniden yaşama döndürdüklerini anlattı. Eroğlu, Bafa Gölü’nün kurtarılış
sürecinin anlatıldığı bir kitap yazacağını bildirdi.
Sulak alanların da sayısının arttığına dikkati çeken Eroğlu, tüm
canlıları korumanın temel görevleri olduğunu ifade etti.
Tasarının çok ciddi bir çalışmanın ürünü olduğuna dikkati çeken Eroğlu,
”Sanki bu kanun çıkınca, ‘bir takım doğal SİT’ler koruma altından çıkacakmış’
şeklinde yanlış bir kanaat var. Doğal SİT’lerin sahibi biziz. Çünkü tüm uzmanlar
bizim bakanlığımızda. Tabiat varlıklarıyla ilgili bir değil birkaç tane genel
müdürlüğümüz var. Esasen daha önceki doğal SİT uygulamalarına karşılık gelen bir
AB mevzuatı bulunmamaktadır. Bunu da hatırlatmak isterim” şeklinde konuştu.
Eroğlu, tasarı yasalaştığında tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin daha
sağlıklı bir şekilde korunacağını sözlerine ekledi.
Kaynak : http://www.meclishaber.gov.tr/d : 16 Mart 2011