Tarım ve hayvancılık S.O.S vermektedir. Milletin aşı ekmeği hatta fakirin sofrasındaki kuru soğanı bile tehlikeye girmiş, sebze meyve fiyatları ateş pahasına dönmüş, yaklaşan kurban bayramında et fiyatları fırlamış, uygulanan yanlış hayvancılık ve tarım politikaları yüzünden büyük ve küçük baş hayvan sıkıntısı hat safhaya varmıştır. Canlı hayvan fiyatları ateş pahası, geçen sene 6000 olan canlı büyük baş şimdiden 10 000 TL olmuştur.
Milletin aşı ekmeği sinsi planlarla elinden alınmaya çalışılırken, hükümet terör örgütü ile uzlaşmanın ve yeni anayasanın derdine düşmüştür.
Bu konudaki tehlikeyi, Kilis postası haber sitesinde gündemi doğru tespit eden bir yazıyı sizlerle paylaşalım:
DOMATES GİBİ!
Türkiye bereketsiz bir yaz mevsimi geçirdi. Meyve ve sebzeyi ucuz yiyebilmenin tadına varılan yaz ayları, vatandaşın sofrasını adeta buza döndürdü. Son günlerde yaşanan domatesin fiyatındaki anormal yükselişte bunun açık bir delili olarak gözler önüne seriliyor.
Bursa Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Mehmet Galip Toptan’ın bu konuda yaptığı açıklama, olayı aydınlatıyor. Belirtildiğine göre, domates üreten il ve ilçelerde domates tükenmiş vaziyette. Sera domatesi üretimi ise Ekim ayının sonunda başlayacak. Yani fiyat artmaya devam edecek. Geçtiğimiz kış aylarında kuru soğan fiyatlarındaki anormal bir artış yaşadığımız gibi.
Peki bu sene Türk halkı olarak daha fazla mı domates yedik? Hayır! Peki nüfusumuz ikiye mi katlandı? Hayır! Domatesleri yere mi döktük? Hayır! El cevap: Domates yetiştiren çiftçi sayısı geçtiğimiz yıllara göre azaldığı için, bu yıl ki arz talebi karşılayamadı. Bu buz dağının görünen kısmıdır. Önümüzdeki yıllar daha da yayılması muhtemel virüsün ilk yüksek ateşidir domates. Gelecekte azalan üretim ile birlikte bütün sebze ve meyvelerin domates gibi kıp kırmızı olması çok da zor bir olasılık değil!
Aynı domates üreten çiftçi sayısının azaldığı gibi, patlıcan, fasulye, lahana, patates, soğan, üzüm ve benzeri tarım ürünlerini yetiştiren çiftçi de azalacak. Zaten günümüzde, eskiden bolca yediğimiz gıdaları tadımlık tüketmek zorunda kalmıyor muyuz? Aynısı olacak. “Yok canım …… bu fiyata olur mu? Yenir mi hiç?” dediğimiz gıdalar daha da artacak. Derken “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” türküsünü çalıp söylemekle yetineceğiz.
Oynanan tiyatro budur. Küresel sermaye sahiplerine daha iyi bir pazar olabilmemiz için kendimizin üretmemesi gerekiyor. Böyle gidersek, stratejik öneme haiz tarım alanlarımız bomboş kalacak. Farklı amaçlar için farklı ellerin eline geçmeye başladı, bu süreç daha hız kazanarak devam edecek. Bizler de evimize bir kilo domates alabilmek için renkte renge gireceğiz.
Ey millet, suni gündemi bırakın! Aşınızın ekmeğinizin peşine düşün. Gerekli tedbirler alınmazsa aç kalacağız Millet olarak!
Kaynak : Kilis Postası -2 Ekim 2010