“Tek ümidim çiftçiler” diyen muhalif yatırımcı Jim Rogers: 2012’den değil, asıl 2013’ten korkun

Jim Rogers dünyanın en muhalif yatırımcısı. 37 yaşında emekli olmaya karar verip, üç sene boyunca tüm dünyayı gezen Rogers, piyasanın genel eğilimine sürekli olarak karşı gitmeyi tercih ediyor. 1968 yılında 600 dolar ile borsaya giren Rogers, 1973 yılında George Soros ile Quantum Fund’u kurdu. Fon 10 yıl içinde tam yüzde 4 bin 200 oranında gelir sağladı.

Rogers bugün eşi ve iki küçük kızı ile Singapur’da yaşıyor. Çocukları Asya kültürünü yakından tanıyor ve mükemmel Çince konuşuyorlar. Çünkü Rogers’a göre 21. Yüzyıl Çin’in yılı olacak.

Hindistan ve Ortadoğu’nun geleceğine iyimser bakmayan Rogers, bir sonraki savaşın Ortadoğu’dan çıkacağını düşünüyor. ABD teknoloji hisseleri, yükselen piyasalar ve Avrupa hisseleri ile pek ilgilenmeyen Rogers, önümüzdeki on sene içinde Afrika’da çok sayıda zengin olacağını ifade ediyor. En çok Çin’e; Çin’den çok altında; altından çok gümüşe; en çok da tarıma yatırım yapıyor. Ve genç yatırımcılara, “Zengin olmak istiyorsanız, çiftçi olun” diyor.

İşte Rogers’ın DÜNYA gazetesine yaptığı ilginç yorumlar:

·2014’te ABD’de yeni bir resesyon yaşanacak

2012 yılına yönelik korkacak bir şey yok. 2013 için endişelenmelisiniz. Hatta 2014 için daha da endişelenmelisiniz. 2012’de dünya genelinde 40’ın üzerinde seçim var. Piyasaları mutlu edecek bol likidite olacak. Asıl sorunlar bu seçimlerin sona ermesi ile başlayacak. Çünkü politikacılar ülkelerin borçlarına rağmen, para akıtmaya veya para basmaya devam edecekler. Borçlar sürdürülemez bir boyuta ulaşacak. ABD’de tarihe bakacak olursanız 4 ila 6 senede bir ekonomik kriz yaşandığını görürsünüz. 2014 yılı ABD için yeni bir resesyon yılı olabilir. ABD, bugün dünyanın en fazla borcu olan ülkesi konumunda. Ekonomik krizle mücadele için tüm kurşunlarını harcadı ve artık savaşacak hiçbir silahı yok.

·Tekelin politikacılarda olması, ekonominin kalkınmasını sağlamaz

ABD tarihinde, ilk iki merkez bankası yok oldu. Merkez Bankası olmayan bir dünyada sorunlar olur. Fakat mevcut ABD Merkez Bankası üstlendiği büyük çöp borçlar ve bastığı paralar yüzünden, büyük sorunlar yaşıyor. Daha geniş açıdan baktığımızda, serbest para dünya için daha yararlı olacaktır. İnsanlar yenisini bulana kadar, her zaman tepeye yerleşen bir para olur. Piyasa karar versin. Bırakın insanlar ne istiyorlarsa onu kullansınlar. İnsanlar altın, gümüş, bakır kullandılar ve her defasında bunun bir nedeni oldu. Tekelin politikacılarda olması, ekonominin kalkınmasıda hiçbir zaman sürdürülebilir bir yol olmadı. Politikacılara dikkat edin. Herşeyi mahfedebilirler.

·Geleceği bankacılar değil, çiftçiler belirleyecek

Bugün bankacı olmaktansa, çiftçi olmayı tercih ederdim. Finans sektörü uzun yıllar boyunca başarılı oldu, fakat bu dönem artık sona erdi. 1958 yılında ABD’de 500 MBA mezunu vardı. Bugün 200 binin üzerinde. İnanılmaz bir rekabet var. Diğer yandan ABD’de tarım eğitimi alanların sayısı 10 binden az. Oysa dünyanı birçok yerinde gıda kıtlığı yaşıyoruz. Artık gerçekten üreten insanlara ihtiyacımız var. Tarım, madencilik ve enerji yakın geleceğin en önemli sektörleri olacak. Bu alanda deneyimli ve bilgili insan açığı çok fazla. Bu alanlara yatırım yapan ülkeler yarının liderleri olacaklar. Diğer ülkeler borçları altında boğulurken, Kanada ve Avustralya gibi emtia üreten ülkeler kazanacak. Zengin olmak istiyorsanız, çiftçi olun. Ya da tarım bölgelerine yakın yerlerde restoranlar, mağazalar satın alın, bu alana yönelik hizmet ve ürün geliştirin.

·Çin bile ne kadar büyüdüğünü bilmiyor

Kimse Çin’in ne kadar büyüdüğünü bilmiyor. Buna Çin de dahil. Çin hükümetinin büyüme rakamlarına dikkat etmiyorum, çünkü bunlar sahte. Bu rakamlar benim için önem taşımıyor. Çin bugün birçok ülkeden çok daha başarılı ve böyle olmaya devam edecek. Tabi ki arada yavaşlamalar yaşanacak. Hatta Çin de resesyon yaşayabilir. Fakat Çin kötü zamanlar için çok fazla para biriktirdi ve hava kötüleştiğinde bu parayı harcayacak. Oysa ABD’nin kötü havalar için parası yok. Hava kötüleştiğinde ya borç alacağız, ya para basacağız. Bunların her ikisi de hem ABD, hem de dünyanın geri kalanı için iyi bir çözüm değil.

·Petrol fiyatlarını besleyen İran

Petrol fiyatlarının yükselmesindeki en önemli etken şu an için İran. Ortadoğu’da yaşananlar da önemli bir diğer etken. Dünyada petrol var, fakat bilinen petrol kaynakları her sene yüzde 6 oranında azalıyor. İthal petrol İran yüzünden pahalı. Kuzey Denizi’nde üretim düşüyor. Dünyanın bir çok yerinde arz-talep nedenlerinden dolayı petrol fiyatları yüksek. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre bilinen petrol kaynakları her sene yüzde 6 oranında azalıyor. Eğer önümüzdeki 10-20 sene içinde dünyanın herhangi bir yerinde çok büyük bir petrol kaynağı bulunmazsa, fiyatların ne boyuta ulaşacağını tahmin etmek bile zor olacak. Bugün herkes petrole çok yüksek fiyat ödüyor. Bu gıda başta olmak üzere, her şeyi etkiliyor.

Kaynak : Dünya – 9 Nisan 2012