CHP Konya Milletvekili
TEKEL’in, 2004 yılında İspanya’dan 13.840.000 Avro bedel karşılığında ithal ettiği 11 adet sert kutu makinesinin alımıyla ilgili usulsüzlük ve yolsuzluk konusunda, her geçen gün yeni gelişmeler ve bulgular ortaya çıkmaktadır.
TEKEL Genel Müdürü Sezai Afif Ensari ve 9 arkadaşı hakkında, 4. Ağır Ceza Mahkemesi her ne kadar 48 gün süren 2 celselik yargılama sonucunda beraat karan vermiş ise de; Ankara 1 ve 7. İdare Mahkemeleri, TEKEL AŞ’nin açtığı davaları reddederek, ithal edilen makinelerin “kullanılmış olduğunu, yeni olmadığını” hüküm altına almış olup, bu kararlar kesinleşmiştir.
Bu arada Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı da, yine Genel Müdür Sezai Afif Ensari ve arkadaşlan hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3/11. maddesi gereğince 43.830.634,00 YTL. tutarında idari para cezasına hükmetmiş, bu cezaya yapılan itiraz Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.
Kadıköy C.Başsavcıhğı tüm bu işlemleri, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Baş Kontrolörlüğünün 03.04.2007 tarih ve 369/1 sayılı soruşturma raporunu esas alarak sürdürmüştür. Rapor 187 sayfadan ibarettir. Görüldüğü gibi; son derece ciddi ve süreç kazanan bir iddia söz konusudur. Konu, yasama denetimi prosedürü içinde dile
getirilmiş ise de, Hükümet’i temsilen cevap veren Maliye Bakanı Kemal Unakıtan; gerekçesiz ve soyut bir şekilde gerçek dışı açıklamalar yaparak, olayı geçiştirmek istemiştir.
Oysa, bu rapora göre;
Ankara 1 ve 7. İdare Mahkemelerinin, davaların esasına ilişkin olarak verdikleri ve kesinleşen nihai kararlar karşısında, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinin temyiz edilmeksizin kesinleşen karannın, yargılamanın yenilenmesi yoluyla yemden değerlendirilmesi; 10.050.000 euro tutarındaki haksız kazancın taMbinin yapılması, ayrıca 2 trilyonu aşan Hazine zararının sorumlulardan tahsili gerektiği;
ispanyol Firmalan Fzco Dubai B.A.E ile MTS Tobacco S.A.Spain firmasının yetkilileri, Family Finans Kurumu AŞ yetkilileri ve ortaklan olan Mehmet Atila Kurama, Murat Ülker; AB Gıda San.ve Tic.A.Ş.’nin yetkili ortağı olan Abdullah Unakıtan ve Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci haklarında; Kamu Kurum ve Kuruluşlannın İhalesine Fesat Karıştırma Suçunu (TCK 235. madde) işledikleri gerekçesiyle yasal kovuşturma yapılmasmm uygun olacağı yolunda rapor düzenlenmiş olup; aradan geçen 7 aya rağmen raporun gereği yapılmamış, rapor, Başbakanlık Makamı tarafından sumen altı edilmiştir.
Bu karanlık ilişkiler ağı içinde Abdullah Unakıtan’a; Fzco Dubai B.A.E firmasınca, Family Finans Kurumu A.Ş Ümraniye Şubesi’ne 02.08.2004 tarihinde havale edilen 30.000 USD’ın, 31.12.2004 tarihinde bir işçisi üzerinden ödendiği ifade ve iddia edilmektedir.
“Tam bir çürümüşlük tablosu” söz konusu İdari ve adli anlamda “tam bir tıkanmışhk” söz konusu….
Yorumlanması ve sorgulanması gereken bir fotoğraf veTürkiye gerçeğiyle, karşı karşıyayız. Bu fotoğraf içinde Abdullah Unakıtan’ın ve Hükümet’in konumu nedir?
“Bürokrat-İşadamı-Siyasetçi” üçgeninde gelişen ve himaye edilen bir yolsuzluklar zincirinin söz konusu olduğunu, idari ve adli sürecin işletilmediğini, “suçüstü belgesi” niteliğindeki Başbakanlık raporlanyla öğreniyoruz. Kurumsal bir aşınma ve suç ilişkileri ağının varlığını görüyoruz.
Elbette burada isimleri geçen herkesi, “topyekun anlayışla” mahkum etme konumunda değiliz.
Devletin kurumlarmm, Teftiş Kurullannm hazırladık-lan raporlarm sumen altı edilmemesi, idari ve adli süreçlerinin biran evvel işletilmesi gereği ve zorunluluğundan söz ediyoruz. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Baş Kontrolörlüğünün yukanda sözü edilen raporunun, idari ve adli gereğinin aradan geçen 7 aya rağmen yerine getirilmemesi; vahim bir gelişmedir. Bütün bu hususlar, Meclis bünyesinde basın toplantıları ve soru önergeleri yoluyla dile getirilmiş ise de, kamuoyunu tatmin edecek veya aydınlatacak herhangi bir açıklama bu güne kadar yapılmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu anlayış ve sorumluluk ile, bu gerçekleri dile getirmeye devam edeceğiz.
TBMM zemininde bu çalışmalar kararlı bir şekilde dile getirilir ve takibi yapılırken; kamuoyu ve medyanın da artık kurumsallaşan ve denetlenemez hale gelen bu sistemi ve yolsuzlukları sorgulaması, kamuoyunu doğru bilgilendirmesi ve Hükümet’i sorgulaması gerektiğini önemle ifade ediyoruz.
11 Aralık 2007 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Gıda-Tarım ekinden Alınmıştır