Tütün Üreticileri Sendikası Tütün Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Üzüm Üreticileri Sendikası Üzüm Sen Genel Başkanı Adnan Çobanoğlu ortak basın açıklaması yaparak TEKEL’in özelleştirilmesinin durdurulmasını istedi. Açıklamada TEKEL’in Alkol Bölümünün özelleştirilmesinin üzüm üreticilerini perişan ettiğini Sigara Bölümünün özelleştirilmesinin ise tütüncüğümüz bitirilmesine neden olacaktır denildi
Basına ve Kamuoyuna;
Küresel kapitalizm, küresel sermaye IMF, Dünya Bankası ve DTÖ marifetiyle dünyayı yeniden şekillendiriyor.. Buna paralel olarak Türkiye tarımı değişiyor/ değiştiriliyor. Türkiye tarımı küresel sermayenin istekleri doğrultusunda şirketleştiriliyor. İşte onun için; Devletle çiftçinin bağı koparılıyor. Tarımsal destekler kaldırılıyor, tarımsal kredi faizleri yükseltiliyor, tarımsal girdi sağlayan KİT’ler ile destekleme alımı yapan KİT’ler özelleştiriliyor.
Dünyanın en ücra köşesindeki en umulmadık, en inanılmaz şeyler bile sermayenin hizmetine sunuluyor. Gıda zinciri tohumdan pazarlamaya ulusaşırı şirketlerin denetimine giriyor.
Bütün bu olup bitenlerden üzüm ve tütün üreticileri de nasibini aldı. Şirketler üzüm ve tütün üreticileri için en önemli dayanak olan devletle bağını sağlayan TEKEL gibi dev kuruluşun alkol bölümü yok edildi. Sigara bölümü bitirilmeye çalışılıyor.
TEKEL’in özelleştirilmesiyle üzüm ve tütün üreticileri şirketler karşısında tek başına bırakılması hedeflendi. Bu hedef doğrultusunda; 2 Şubat 2001 tarihinde TEKEL’in özelleştirilmesini öngören Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı alındı. Tütün Yasası olarak bilinen 4733 sayılı yasa 9 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girdi. 3 Haziran 2003 tarihinde TEKEL’in Sigara ve içki bölümlerinin ayrı ayrı ticaret sicile tescilleri yapıldı. Böylece bağımsız şirket kimliği kazanan TEKEL’in sigara ve içki bölümlerinin ayrı ayrı özelleştirilmesinin yolu açıldı.
Ülkemizin en büyük kuruluşlarından biri olan TEKEL’in önce alkol bölümü Nurol – Limak- Özaltın- TUTSAB konsorsiyumuna 292 Milyon dolara satıldı. Bu birleşme Mey İçki Sanayi ve Ticaret AŞ. adını alarak Şubat 2004’te faaliyete başladı. 2006 yılında Mey İçki Texsas Pacific Group’a –TPG- yüzde 90 payını 810 milyon dolara sattı.
Bu özelleştirmeden binlerce TEKEL işçisi gibi binlerce üzüm üreticisi aile de olumsuz etkilendi. Özelleştirilen suma işletmeleri ve şarap fabrikaları üretici yerine tüccarlardan üzüm almayı tercih etti. Böylece, alkol, şarap ve konyak üretimi için kullanılan üzüm fiyatları alabildiğine düşürüldü. Bazı bölgelerde çiftçiler bağlarını köklemek zorunda kaldılar.
Peki, TEKEL’in Alkol Bölümünün özelleştirilmesinden Hazineye gelir sağlandı mı? Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun hazırladığı rapor yanıltıcı propaganda yapıldığını, hazinenin gelir elde etmediğini gösteriyor. Raporda: “Hisse devrinin yapıldığı tarih itibariyle 262 milyon 384 bin dolar değerindeki net aktif (özkaynak) 292 milyon dolara devredildi. Bu devir karşılığında 29 milyon 616 bin dolar gelir elde edilmiştir. Bu gelir, devredilen markaların peştemaliye (kira) değeridir. Böyle bir hükmün sözleşmeye konulması, devir esnasında markaların peştemaliye değerinin tespitinin eleştirilmesinin de önünü tıkamıştır. Böylece özelleştirme sonucunda hiçbir gelir elde edilememiştir.” Deniliyor.
MEY İçki TEKEL’in Alkol Bölümünü devralırken beraberinde kasasındaki 348,4 trilyon TL’yi de devraldığı söylenmektedir ve konuyla ilgili meclis araştırması açılması için soru önergesi verilmiş durumdadır. Açıkçası TEKEL’in alkollü içkiler bölümü MEY İçki’ye hibe edilmiştir. Bu durum neo-liberal politikaların ortaya çıkarttığı bir sonuçtur. Buradaki mesele, tek başına alkol bölümünün peşkeş çekilmesi, hibe edilmesi hatta üstüne para verilmesi, kamunun elinde olan herşeyin her ne olursa olsun, nasıl yapılırsa yapılsın sermayeye sunulması değildir. Özelleştirmelerle esasen ulusaşırı şirketler, kamunun pazar payını ele geçirmekte ve üretici ile devletin bağının koparmaktadır. Hükümet ve şirketler tarafından serbest piyasa diye propaganda edilen bu durum çiftçinin örgütsüz bırakıldığı bir ortamda ulusaşırı şirketlerin tek başına egemen kılınmasının örtülü adından başka bir şey değildir. Başka bir deyişle küresel sermayenin uluslararası yeni iş bölümünün gereğinin yerine getirilmesidir. Hedeflenen gerçekleşmiştir, TEKEL’in alkol bölümü Teksaslıların eline geçmiştir.
Şimdi, sıra TEKEL’in sigara bölümündedir. Üçüncü kez özelleştirilmesi için bu ay sonunda ihaleye çıkarılacağı hükümet yetkililerince söyleniyor. Tekel’i satabilmek için Citygroup’un Organizasyonuyla İngiltere’de ‘Roadshow’ düzenliyorlar ve “bu kez TEKEL’i satacağız” diyorlar. Oylarını aldıkları üreticileri ve çalışanları hiç düşünmeden rahatlıkla söylüyorlar bunları. Faturayı çalışanların ve üreticilerin ödeyeceklerini bile bile söylüyorlar.
AKP hükümetini uyarıyoruz ! TEKEL’in özelleştirilmesinden derhal vazgeçilmelidir. “Yanlışın neresinden dönülürse kardır”. Tütün Üreticileri ve Üzüm Üreticileri Sendikaları ve Çiftçi Sendikaları olarak diyoruz ki; AKP halkın oylarından aldığı yetkiyi halkın zararına kullanmaktan vazgeçmelidir.
22 Ekim 2007
Tütün Üreticileri Sendikası –Tütün Sen- Genel Bşk.
Ali Bülent Erdem
Üzüm Üreticileri Sendikası – Üzüm Sen- Genel Bşk.
Adnan Çobanoğlu