18.Şubat.2008 tarihinde TEKEL’in özelleştirlmesi için tekliflerin alınması üzerine Tütün-Sen Genel Başkanı Ali Bülent ERDEM basın açıklaması yaptı. ERDEM, TEKEL’in özelleştirilmesinin TEKEL çalışanlarını işsiz bırakacağı gibi Tütün üreticilerini de çok uluslu sigara şirketleriyle “sözleşmeli üreticilik” le üretim yapmak zorunda bırakacağını ; daha da doğrusu tütün ve tütüncülüğümüzün bitirileceğini söyledi. Bunun anlamı, “çocuk ve gençlerimizin uluslararası şirketlere kurban edilmesi demektir“, dedi.
BASIN AÇIKLAMASI
Tarımsal üretim girdilerini de, çiftçilerin ürettiği gıdaları da büyük tarım ve gıda şirketleri pazarlıyor.
Şirketler ürettikleri tarımsal üretim girdilerini pazarlarken ve çiftçilerin ürettiği gıdayı satın alırken ve aldıklarını pazarlarken koşulların kendi çıkarlarına uygun düzenlenmesi için hükümetlere IMF, Dünya Bankası gibi finans kurumları ve DTÖ gibi uluslar arası örgütler aracılığıyla baskı uyguluyorlar.
Türkiye tarım ve gıda sektöründe çiftçilerin çıkarına değil, şirketlerin çıkarına hükümetlerimizin desteği her geçen gün artarak sürüyor.
Çiftçi aleyhine, şirketler lehine olan IMF direktifli tarımı şirketleştiren politikalarla Türkiye’de devletle çiftçinin bağı koparılıyor. Tarımsal destekler kaldırılıyor. Tarımsal kredi faizleri yükseltiliyor. Tarımsal girdi sağlayan ve destekleme alımı yapan Kamu İktisadi Teşekküller (KİT) özelleştiriliyor.
Çiftçi aleyhtarı bu politikalar köylüleri yoksullaştırıyor, topraklarından koparıyor, çiftçilere ise mesleklerini bıraktırıyor. Mesleğini bırakmayan çiftçiler yerli-yabancı tarım ve gıda şirketleriyle “sözleşmeli üretim” yapmak zorunda kalıyor.
Bilindiği gibi, “Tütün Yasası”ndan sonra; TEKEL’in alım garantisi olmadığı piyasada tütün ve tütüncülüğümüz çokuluslu sigara şirketleri ile yerli ortaklarının denetimine girdi. Tütün üreticileri de ancak şirketler için sözleşmeli üreticilik yapmak suretiyle üretebiliyor.
Devlet tütün üretiminde sözleşmeli üreticiliğe mahkûm edilen üreticilerle şirketler arasında garantör rolü bile oynamıyor. Bu nedenle her yıl daha fazla tütün üreticisi tütün üretmekten vazgeçiyor; şark tütünü kendi ülkesinden sürgün ediliyor.
Önce Alkol Bölümünü özelleştirerek üzüm üreticilerini açlığa ve yoksulluğa mahkûm eden AKP Hükümeti, şimdi de, TEKEL’in Sigara Bölümünü özelleştirmek için 4 konsorsiyumdan (şirketler birliğinden) ihale teklifleri aldı. TEKEL’in Sigara Bölümünü de özelleştirerek tütün ve tütüncülüğümüze son darbeyi vurmaya hazırlanıyor.
Tütün-SEN olarak diyoruz ki; bu özelleştirme politikaları TEKEL çalışanlarının yararına olmadığı gibi tütün üreticilerinin de yararına değil.
TEKEL çalışanlarının ve tütün üreticilerinin yararına bir çözümmüş gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Yaprak İşleme Müdürlüklerinin açık kalması/satılmaması TEKEL’in diğer sigara fabrikalarının özelleştirilmesi konusunda bir mutabakat olduğu söylentileri kamuoyunda konuşuluyor. Bu konuda Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve TEKEL işkolunda örgütlü TEK Gıda İş Sendikası yöneticileri ile Tarım Bakanlığı veya hükümetin diğer ilgili bakanları arasında görüşüldüğü ve mutabakata varıldığı söylentileri var.
TÜTÜN-SEN olarak inanmadığımız ve inanmak istemediğimiz söz konusu mutabakat konusunun taraflarca açıklığa kavuşturulması herkes ve kesimin yararına olacağına inanmaktayız.
Bu konuda görüşümüz şudur: TÜTÜN-SEN olarak bizler, TEKEL’i bir bütün olarak görüyor ve özelleştirilmemesini tütün üreticileri ile TEKEL çalışanlarının yararına olacağına inanıyoruz.
Ve Tütün Üreticileri Sendikası ( Tütün-SEN) olarak diyoruz ki;
• AKP bu dış kaynaklı güdümlü politikaları terk etmeli.
• TEKEL bir bütündür, tamamı özelleştirilmemeli.
• AKP’nin daha önce TEKEL’in alkol bölümünü özelleştirerek üzümcülere reva gördüğü yoksulluğu sigara bölümünü özelleştirerek tütüncülere de görmemeli.
• Hükümetlerin üretenlerine karşı esas görevleri arasında olan; üretme güvencesi ile özgürce üretebilmesini sağlama görevine dönmeli.
Ali Bülent ERDEM
Tütün-Sen
Genel Başkanı