Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlı tarımsal işletmelerin 2008-2009 yasama yılında özelleştirme kapsamına alınmak üzere bir yasa taslağının hazırlandığını belirten Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, “TİGEM’ler tarımın tohumluk ve damızlık gereksinimini karşılayan en önemli kuruluşlardır. Bunların özelleştirilmesi, çiftçimizi yabancı şirketlere ve onlarla çıkar birliği içinde olanların insafına bırakmak demektir” dedi.
TİGEM işletmelerinin özelleştirilmesinin şimdiki durumda bile bunalımda olan tarım sektörümüzü daha da olumsuz bir konuma getireceğini vurgulayan Prof. Dr. Kaymakçı, “Bu nedenle, akademisyenle, ziraat mühendisleri, veteriner hekimler, çiftçiler, kooperatifçiler ve çiftçi dostları olarak TİGEM’lerin özelleştirilmemesi konusunda hazırlamış olduğumuz bir bildirgeyi imzaya açmış bulunuyoruz. Şu ana kadar 2 bin 555 imza topladık” diye konuştu.
Cumhuriyet’in kurulmasından sonra, özellikle küçük ve orta ölçekli tarım işletmelerine çağdaş tarım uygulamalarını göstermek, onlara tohumluk, damızlık hayvan, fide-fidan gibi girdileri sağlamak amacıyla Devlet Üretme Çiftlikleri (DÜÇ) Genel Müdürlüğü’ne (günümüzdeki adı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü- TİGEM) bağlı işletmelerin kurulduğunu açıklayan Prof. Dr. Kaymakçı, “Bunların bir kesimi yakın geçmişte özelleştirilmiş, son kalanların da özelleştirileceği geçtiğimiz günlerde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi tarafından bildirilmiştir.
TİGEM’e bağlı işletmelerin tümünün özelleştirilmesiyle Türk çiftçisi önemli öncüsünün desteğinden yoksun kalacak, yabancılar ve onlarla çıkar birliğine girmiş şirketlerin insafına bırakılacaktır. Özelleştirme gerekçelerinin başında, bu işletmelerin zararda olmaları gösterilmektedir. Oysa bu işletmeler bilerek zarar ettirilmişlerdir” dedi.
TİGEM’ler’in 1980’li yıllardan başlayarak Türkiye’nin tam denetimli olarak “batı’nın güdümüne” sokulmak istenmesinin bir aracı olarak iflas ettirildiğini vurgulayan Prof. Dr. Kaymakçı, “Batı’nın güdümüne sokmak için Türkiye tarımının çökertilmesi, böylelikle temel besinler bakımından dışsatımcı ya da kendine yeter ülke konumundan uzaklaştırılması gerekiyordu. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin elinde biriken bitkisel ve hayvansal ürün stoklarının eritilmesi, tarımsal girdilerine pazar bulunması gerekmekteydi. Bu bağlamda, ülkemizde öncelikle tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi ya da kapatılması sağlanmıştır” dedi.
TİGEM’lerin tümünün özelleştirilmesine karşı çıkılması gerektiğini açıklayan Prof.Dr.Kaymakçı, ” Çünkü TİGEM’ler; Türkiye sertifikalı tahıl tohumluğunun %80’ini, yem bitkileri tohumluğunun %75’ini üretmektedir. Türkiye damızlık hayvan gereksiniminin %10’nunu karşılamaktadır. TİGEM’ler Türkiye’nin en güvenilir damızlık kaynaklarına sahiptir. TİGEM’ler aynı zamanda dünyanın en önemli Safkan Arap Atı yetiştirme merkezlerindendir.Yayım etkinlikleriyle tarıma bilgi aktarmaktadırlar. Ziraat ve Veteriner Fakültelerinde ve öteki öğretim kurumlarında görevli araştırmacılara materyal ve olanak sağlamaktadırlar. Çiftliklerde yapılan bilimsel çalışmalar sayesinde, birçok bitki çeşidi ve hayvan tipleri üretilmiştir. Onların özelleştirilmesi, Türkiye’nin birçok Ar-Ge etkinliğine zarar vermiştir ve verecektir” diye konuştu.
19-Ekim-2008 Pazar- tarım merkezi