Topraksız Kır İşçileri Hareketi -MST, 20-24 Temmuz 2016 tarihleri arasında, Brezilya’nın Mineas Gerais eyaletinin Belo Horizonte kentinde 2. “Tarım Reformu’nun Ulusal Sanat ve Kültür Festivali”ni düzenledi. Festival hakkında, MST’nin Mineas Gerais eyalet yöneticilerinden Enio José Bohnenberger ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik.
“Toplumun kentte yaşayan kesimleriyle doğrudan ilişki kurduk”
Umut Kocagöz
-Merhaba, öncelikle hem röportaj için hem de bizleri bu festival vesilesi ile Bela Horizonte’de ağırladığınız için teşekkür ederiz. Burada çok misafirperver bir ortamla karşılaştık. Burada düzenlenen festival aslında ulusal çaplı 2. festival; ilki ise 1999’da yapılıyor. 17 yıl sonra, neden bu 2. festivali düzenleme kararı aldınız? Neden bu kadar uzun sürdü bu kararı almak? Bir “ulusal” festival ile “yerel” festival arasındaki farkı biraz açabilir misiniz?
Merhaba; teşekkür ederiz. Evet, ilk festival bundan 17 yıl önce, 1999 yılında, Rio Grande do Sul eyaletinde küçük bir şehirde yapılmıştı. Çok güzel bir festivaldi. Bugün, MST içerisinde söylediğimiz bir çok şarkı o festivalde ilk defa sunulmuştu. Ancak Rio Grande do Sul ülkenin en güney eyaleti; bu açıdan bir çok Kuzey ve Kuzeydoğu bölgesinden arkadaşlarımız bu festivale yoğun olarak katılamamıştı. Bu açıdan ciddi bir üretim ve ürün çeşitliliği eksikliği söz konusuydu. Esasında aklımızda olan şey her iki senede bir festival düzenlemekti, ancak çeşitli faktörler bunun önüne geçti, ekonomi de dahil olmak üzere, ve bunu başaramadık. Bu durum karşısında başka bir yol izlemeyi önümüze koyduk. Üniversitelerle beraber “sanat ve kültür haftası” konseptli etkinlikler organzie ettik. İlki 2001 yılında Rio de Janeiro Federal Üniversitesi’nde gerçekleşti. İkincisi, Pernabuco’nun Recife kentinde, üçüncüsü ise Pará eyaletinde yapılmıştı. Bu etkinliklerde büyük bir kültürel çeşitlilik sağlanmıştı, ancak müzik yoktu. Ve ancak şimdi bütün her şeyi kapsayan, bunları tek bir etkinlik içerisinde birleştiren bir etkinlik yapabiliyoruz. Umarız ki bir sonrakini yapmak bu kadar uzun sürmeyecektir. MST, çeşitli düzeylerde bu tarzda yerel festivaller, panayırlar yapmaktadır. Bu festivaller kent, eyalet veya bölge çapında olabilmektedir. Ancak bu festival, “ulusal çapta” düzenlenen bir festivaldir; yani bütün eyaletlerin katılmasını hedefleyen, buna göre bir çeşitlilik sunan bir festivaldir. Bu açıdan da “ulusal” bir karakteri vardır; yani “ülke çapında” bir festival olarak da ifade edilebilir; ülkenin bütün çeşitliliğini kapsama niyetindedir.
– Peki neden Belo Horizonte’de (BH) yapılıyor? Bu kenti özel kılan bir şey var mı? Veya BH bu festivale nasıl bir katkı sunacak?
Belo Horizonte ülkenin üçüncü merkezi, büyük bir merkez ve aynı zamanda üreticilerimiz için de daha merkezi bir konuma sahip. Aynı zamanda burada ekonomik destek de alacağımızı düşünmüştük ama olmadı. Başka bir neden de Belo Horizonte’nin kent çeperlerinden yükselen güçlü bir kültürel yenilenme süreci içerisinde olması. Favela’larda [Brezilya’da kent çeperlerinde bulunan, Türkiye’deki gecekondu mahallelerine benzetilebilecek, kendine has kültürü ve topluluk yaşamı güçlü toplumsal birim -UK.] yaşayan insanların dediği gibi, “vadi asfaltı terk ediyor”, yani bu, bir çok sanatçının kitle medyası tarafından üretilen kültürü terk ederek toplumsal hareketlere destek vermeye ve katılmaya başladığını iyi anlatıyor. Bu esasında bizim “Halkçı Tarım Reformu” stratejimize de uygun, biz de mücadelemizin sonuçlarını kentlere taşımak istiyoruz. Festival sonrasında da bu stratejiyi takip ederek ittifaklarımızı güçlendireceğiz.
– Biraz da Festival’in nasıl örgütlendiğini konuşalım. Neler yaptınız? Nasıl bir kolektif çalışma vardı?
Öncelikle, MST’nin her farklı sektöründen gelen yoldaşlarımızla merkezi bir komite oluşturduk. Böylece aslında çalışmaları sektörler arasında dağıtarak ademi-merkezi bir yapı oluşturabilecektik. Üretim, eğitim, altyapı vb. bir çok sektör içerisinde çalışmaları dağıttık. En az 15 komite bu sürece katıldı. Eyaletlerin de kendi içerisinde başka bir görevi bulunuyordu: festivali işgal kampları ve yerleşimlerde duyurmak, karavanlar organize etmek, gıda üretimi yapmak. BH’de yaklaşık 15 gün boyunca 200 civarında militan altyapının oluşması, alanın süslenmesi, mystica’nın organizasyonu, beste ve şiirlerin seçilmesi, sanatçıların ayarlanması, gerekli ödemelerin yapılması, ulaşımın organizasyonu, yerel yönetimlerle görüşmeler, delegasyonların belirlenmesi gibi işleri organzie etti. Bu kadar büyük bir grup içerisinde her şeyin en iyi şekilde gitmesi, birbirleriyle paralel ilerlemesi çok zordu, her sektörün beraber ve uyumlu bir şekilde çalışması ve planlanmayan bir şeyin başımıza gelmemesi için dikkatli ve kolektif olarak çalıştık. Tamamen kolektif bir organizasyon süreci olduğunu söyleyebiliriz.
– Peki, MST’nin bu festivali gerçekleştirmesindeki temel politik hedefleri nelerdi?
MST’nin temel hedefi, her daim, ülke çapında tarım reformunu gerçekleştirmek ve sosyalizme ulaşmak için güçlü bir hareket inşa etmektir. Bu açıdan öncelikle örgütümüzün politik birliğini hedefleriz. Kültür meselesi de her daim MST’nin güçlü yönlerinden bir tanesi olmuştur.
Brezilya kendi içerisinde çok ciddi bir çeşitliliğe sahiptir. İlk toplantılarımızdan itibaren, bu çeşitliliği de gözeterek, başlangıçta bir şiir okunur veya şarkı söylenir. Ülkedeki kültürel ve ulusal çeşitlilik ile iletişim dilleri arasındaki çeşitlilik bir paralellik gösterir. Örneğin bu festivalde farklı iletişim dillerini bir araya getirdik: müzik, şiir, mutfak, ürünlerimiz, tiyatro; dans, film, tarihimizden fotoğraf sergisi vb çeşitli kültürel performanslar; ülkemizin içerisinden geçtiği durumu anlamaya yönelik seminerler; ve festivalin örgütlenmesinde yer alan militanların benzsersiz emekleri. Örgütümüzün hangi politik yönelimi takip edeceği üzerine tartışmanın yola devam etmek için elzem olduğunu biliyoruz, ancak kültüre dayalı bu yeni metodun yaratıcı, dinamik ve aslında zevkli olduğunu ve insanların bu yönelimi anladıklarını da görüyoruz.
Bu açıdan, bir yandan örgütümüzün politik birliğini gerçekleştirmek, ancak bunu büyük bir kültürel üretim olarak da icra etmek, bu festivalin önemli çıktılarından biridir. Bir diğeri elbete ki MST ile kentli işçiler, çalışanlar, tüketiciler arasında doğrudan bir ilişki kurmaktır.
– Bu bağlamda festivalin politik sonucu sizce nasıl görünüyor?
Festival bize toplumun kentte yaşayan kesimleri ile doğrudan ilişki kurmamıza vesile oldu. Bu çok önemli, çünkü “Tarım Reformu” yalnızca çiftçilerin ve köylülerin mücadelesi ile kazanılamayacaktır. Bunun yanında, yeni bir politika yapma biçimi de inşa ediyoruz; bu festival, buradaki toplumsal ve kültürel üretim, ve toplumla bu biçimde ilişki kurma yolları… Elbette bu demek değil ki kitle mücadelesini, eğitim çalışmalarını, farklı sektörler üzerinden örgütlenmeyi rafa kaldırdık. Hayır. Ancak bu yeni biçimle, toplumsal dönüşüm mücadelesinde ortaya çıkan yeni etkinlik biçimlerini hayata geçirdiğimizi söyleyebilirim.
– Sizin eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Bu mücadelenin önemli unsurlarından bir tanesi de uluslararası düzeyde bu etkinliklere katılım ve bu etkinliklerin uluslararası düzeyde yaygınlaşmasıdır. Mücadelemize farklı ülkelerden dayanışma gösterilmesi çok önemli ve bu artarak devam ediyor, ki bu mücadelemizin devamı için hayati bir temel oluşturuyor. Bu açıdan kendimizi bütün dünyaya açıyoruz, örneğin sizlerin Türkiye’de yürüttüğünüz mücadele ile bir bağ kuruyoruz ve aramızdaki sınırları, ulusal ve etnik bağları ortadan kaldırarak bu mücadeleyi hepimizin mücadelesi olarak inşa ediyoruz. Sizin mücadeleniz bizim mücadelemiz haline geliyor. Bu açıdan sizleri güçlü dayanışma duygularımla selamlıyorum.

Enio José Bohnenberger, en solda.
Festival ile ilgili daha detaylı bilgi için bknz: http://www.karasaban.net/tarim-reformu-mucadelesi-yeni-bir-toplum-mucadelesidir/