TRANS KAÇKAR(*)
10-20 Temmuz 2003 ( 1. bölüm )
(*) “ Trans Kaçkar “ faaliyetin teknik ismidir . Kısaca , “ 3932 m lik Kaçkar Zirve’nin etrafında ve bilinen eski rotalardan birisi takip edilerek , yeni rotalar belirlemek amacıyla harita ve pusula kullanılarak yapılan , genellikle 1 hafta olarak planlanan faaliyet “ şeklinde özetlenebilir.
Bahsi geçen faaliyet , Türkiye Dağcılık Federasyonu Samsun Şubesinin planlı faaliyetlerinden birisi olup geçtiğimiz Temmuz ayı içerisinde, aralarında benim de bulunduğum 11 eski ve yeni dağcı tarafından gerçekleştirilmiştir.Daha önce 2001 yılı Trans Kaçkar faaliyetine de katılmış ve büyük bir keyif almıştım ancak o zaman böyle bir yazı hazırlayarak yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak aklıma gelmemişti . Ne zaman ki bir meslektaşım yaşadıklarımı ve hissettiklerimi dinledikten sonra ”bunları neden yazıya döküp bültene göndermiyorsun ? “ diye sorana dek . Zaman zaman çevremdekilere 2500 – 3000 li metrelerde solunan havanın ne kadar temiz , içilen çayın ne kadar lezzetli , doğarken ve batarken güneşin ne kadar etkileyici olduğunu anlatırım . Bunu yaparken esas amacım ; “ ben oralara gittim ” demek değil , ” siz de oralara gitmeli ve görmelisiniz ” dir.
Bu yazıyı planlarken , aldığım notlardan faydalanarak günlük şeklinde hazırlanmış bir yazının daha akıcı okunabileceğini düşündüm . Daha fazla uzatmadan başlayayım . Umarım yazı beğenilir ve içinizde Bizim Dağlarımız’a karşı bir ilgi ve merak oluşur . Açıkçası bundan ben de büyük bir keyif alırım .
11 TEMMUZ
– 20 30 : Samsun’dan hareket edildi.Yolda çadır arkadaşım ile yan yana oturduk, ve ilk tanışma.Aslında daha önce yapılan Salı toplantılarında görüşülmüş ve birlikte kamp alışverişi yapılmıştı, ancak tanışma anlamında ilk sohbetler otobüste oldu . İyi bir çadır arkadaşım var ve ilk izlenimim güzel . Bu önemli , çünkü dağ koşullarından kaynaklanan psikolojik gerginlikler faaliyetin keyfini kaçırabilir.
12 TEMMUZ
– 07 00 : Keyifli bir yolculuktan sonra Rize-Pazar’dayız . Güzel bir sabah , hava ılık ve hemen dağa çıkma isteği uyandırıyor insanda .Yukarıda hava daha sağlıklı olmalı , sahilde nem oranı yüksek . Ekip lideri hemen bir dolmuş tuttu ve beklemeden yola çıktık.
– 11 00 Çat yaylasında mükemmel bir kahvaltı ; Karadenizli olmama rağmen ilk defa Kuymak yiyorum . Bazı yörelerde Muhlama da deniyormuş . Yöresel peynir,tereyağ ve mısır unundan yapılmış tarifsiz bir lezzet . Biraz kolesterolü yüksek ama önümüzde 5-6 günlük bir faaliyet var , nasıl olsa yakarız :) Peynir,zeytin,kuymak,domates,salatalık,tereyağ,bal ve çaydan oluşan kahvaltı bundan sonraki günler için bir nevi hazırlık oldu.Çünkü bundan sonraki kahvaltılar 2 dilim ekmek , 1 dilim karper peynir, birkaç çay kaşığı zeytin ezmesi , hazır paketlerdeki yağ , bal ve çaydan oluşacak , ve çay keyfi yapılamadan çadır sökülüp yürüyüş hazırlığı başlayacak . 12 15 te Çat yaylasından ayrılıyoruz.
– 13 00 Kale yaylasındayız. Daha sonra Çiçekli ve Orta Sırt yaylalarından geçiyoruz . Çiçekli yaylanın nispeten farklı bir görüntüsü var ; çünkü evler modern görünüşlü, bazıları çift katlı betonarme ve çatılarda uydu antenleri var . İlçe ile sürekli dolmuş bağlantısı olmasından kaynaklanıyor bu görüntü . Daha yükseklerde uydu antenlerinden uzak , ama doğaya daha yakın bir yaşam var, ve bizi çeken de o !
-14 00 Başyayla’dayız (2270m) , minibüsü burada bırakıyoruz çünkü yol bitti . Araç boşaltıldı, çantalarımız ve kıyafetlerimiz yürüyüş için hazırlandıktan sonra ( yürüyüşte mümkün olduğunca hafif kıyafetler giyilmeli, en sağlıklı olanı terlemeden yürümek ) yürüyüşe başlıyoruz.
– 17 00 İlk aşıtı1 geçiyoruz (2830m) İlk kamp yerimiz olan Yıldızlı Göl aşağıda, ancak sis içinde olduğu için gözükmüyor . Hemen aşağıya insek iyi olacak . Sis daha fazla bastırmadan gölü bulmak ve hava kararmadan çadırları biran önce kurmak zorundayız. Çünkü aşağıda vadinin içinde olacağız , ve hava daha erken kararacak.
– 19 00 Yıldızlı Göl (2710m) kıyısında kampımızı kurduk. Ancak yoğun sis nedeniyle manzara hakkında yorum yapamıyorum ama muhteşem olmalı,çünkü göl aşağı inişte bir taraçada2.Yani , gölden sonra bir müddet daha inilecek vadiye doğru.
13 TEMMUZ
-07 00 Çadır arkadaşımla birlikte biz yeni kalkıyoruz ama dışarıdan sesler geliyor . Diğerleri bizden önce kalkmışlar , kahvaltı hazırlıkları var . Çadırın fermuarını açıyorum , dışarıda göz gözü görmüyor , komşu çadır bile zor seçiliyor, oysa çadır 2 m uzağımızda :) Hayatımda ilk defa bu kadar yoğun sis görüyorum . Aslında sis ile yağmur arası bir şey ; damlacıklar havada asılı ama o kadar iriler ki çiçek sulamaya gidip gelene kadar üstümdeki yağmurluk sırıl sıklam oldu . Bu arada çiçek sularken kimse seninle aynı tarafa çiçek sulamaya gelmez . Sanırım durum anlaşıldı :)
Sis dağılmalı yoksa çadır sökmek riskli olacak , çünkü gurubumuz bu rotadan ilk defa gidiyor ve yoğun siste GPS cihazı 3 uydu bulamadığı için mevki belirlemesi yapamıyor . Hava kararmadan önce bundan sonraki kamp alanına ulaşacak kadar vaktimiz olmalı . Gurup liderimiz çadır arkadaşı ile yaptığı değerlendirmede yola devam kararı veriyor , çünkü çadır arkadaşı daha önce burada bulunmuş ve aşağıdaki yaylayı biliyor.
-09 00 Sis dağılmaya başladı . Çadırlar sökülüp çantaya yerleştirildi , artık yürüyüşe hazırız . Yürüyüş başladı aşağıya doğru iniyoruz , yaklaşık bir saat sonra sisten çıkıyoruz ve dün tahmin ettiğim gibi mükemmel bir manzara ; Sis dağılıyor ve güneş var . Sis tabakasının altında , vadinin karşı yamacında Haçevanak yaylası’nı görüyoruz .
-11 30 Aşağıdaki dere kenarında mola verdik . Çadırlarımızı kurutup bir şeyler atıştırdıktan sonra , Haçevanak yaylası solumuzda kalacak şekilde vadiyi yatay bir şekilde geçip yaylanın üst tarafında karşı yamaca ulaşıyoruz.
-12 45 Öğle yemeği için mola verdik . Sağ tarafımızda kalan dereyi takip ederek yukarıdaki aşıta ulaşacağız , ancak yürüyüş rotasında yoğun sis var ve yola devam etmek riskli olabilir.Bir müddet sonra uygun bir yerde kamp kurmaya karar veriyoruz.Guruptaki bir arkadaşımızın tesadüfen bulduğu bir baba4 ( 3030m ) bize aşağıda bir kamp alanı olduğunu haber veriyor. Çok kısa bir inişten sonra civardaki derelerin kesişme noktasındaki olan bir alanda kampımızı kuruyoruz. Haritada gözükmüyor ama kamp için oldukça ideal bir yer . Tırmandığımız yamaçta sis nedeniyle fazla tırmanmışız . O nedenle “baba” nın bulunduğu aşıtı geçip bir miktar inmek zorunda kaldık ama değdi doğrusu. Saat 18 00 i , altimetre 2900 m’yi gösteriyor.Oldukça yorulduk, dışarıda yine yoğun sis var . Çadırlarımızı hemen kurup hava kararmadan önce yemeğimizi yiyoruz . Sis nedeniyle etrafımızı görme şansımız olmadı, ancak haritada işaretlenmesi gerekli bir yer. Daha sonra aynı rotayı izleyecek olanların da işine yarayabilir . Fazla vakit geçirmeden yatıyoruz . Dışarıda hava sisli ve çadır içinde bile üşütecek kadar serin . Oldukça yorulmuşum, deliksiz bir uyku çekiyorum.
14 TEMMUZ
-07 00 Kalkıyoruz. Bizden erken kalkanlar var. Güneşin doğuşunu çekmişler , çok güzel olduğunu söylüyorlar , ama onlar eski dağcı :) çadır arkadaşım ve ben Biraz daha uyumayı tercih ettik . Ayrıca dışarısı da çok soğuk . Güneşin doğuşunu yarın sabah ta görebiliriz :) Kahvaltı yapıldı . Sis dağıldıktan sonra çadırların hemen arkasındaki sırtta oldukça büyük bir kar kütlesini fark ettik . Hemen pozlar verildi , fotoğraflar çekildi. Maalesef orada benim pozum yok çünkü kahvaltıya devam etmek daha çekici geldi :)
-08 15 Yürüyüşe başladık . Önce , dün inmek zorunda kaldığımız yamacı tekrar çıktık . Yukarıdan kamp yerinin manzarası çok hoş ; birkaç derenin birleştiği yerde geniş bir düzlük .
-11 00 Piramit kaya aşıtındayız ( 3280m ),aşağıdaki manzara çok etkileyici .Piramit kaya karşıda görülebiliyor.Sıradaki kamp yeri Döner Göl . Haritaya göre Döner Göl’ün karşı sırtta olması gerekiyor ,ancak biz göremedik . Herhalde tam karşımızdaki tepenin ardında kalıyor . Aşağıya doğru inip sağ taraftaki sırttan paralel geçerek fazla irtifa kaybetmeden karşı tepeye geçiyoruz . Gerçekten de göl tepenin arkasındaymış.
-12 00 Döner Göl’ deyiz , altimetre 2900m yi gösteriyor.Çok güzel , bu gün çadırlarımızı erken kuruyoruz, biraz keyif yapabiliriz . Çadır arkadaşım hemen şortunu giyiyor , göle girecek. Bu fırsat kaçırılmamalı , bir daha 2900m deki bir göle girme imkanımız olmayabilir.Göl çok güzel , ama azıcık soğuk galiba :) Ben yüz ifadesinden öyle anladım.Tam olarak kestiremiyorum , ancak tahminen 40-50 dönümlük masmavi bir göl . Hava açık ve güneşli, göle girmedim ama azıcık güneşlenmenin bir sakıncası yok. Aslında karşı kıyıda görünen kumsala kadar yürüyüp kumsalda güneşlenmek çok hoş olurdu ama o kadar yol yürümeden hemen göl kıyısına inip kayaların üstünde güneşlenmeyi tercih ediyorum . Kısa bir zaman sonra , çay , tang ve neskafe yapmak üzere termoslarımızdaki sıcak suyumuzla birlikte , karşı kumsalı keşfe çıkan iki arkadaşımız hariç tüm ekip göl kıyısındayız . Herkes bir kayanın üstünde sıcak içeceğini yudumlarken,ben karşımdaki manzaranın etkisinden hala kurtulabilmiş değilim.Bir bardak çay dolduruyorum kendime . Masmavi bir göl kıyısında , masmavi bir gökyüzünün altında sırtımı bir kayaya yaslamış , yürümekten iyice yorgun düşmüş ayaklarımı buz gibi göl suyunda dinlendiriyorum ve 2900 metredeyim :) çok büyük bir keyif.
Akşam için güzel bir yemek hazırladık. Dere kenarından topladığımız çekodin5 ve kuzukulağı6 ile de güzel bir salata hazırlıyoruz .Yani 2900m deki soframızda bol limonlu7 salatamız bile var.Ton balıklı makarnanın o anki lezzetini size anlatabilmem için birkaç gün ton balıksız makarna yemeniz gerekli :)
Akşam sohbeti için sular ısıtıldı , termosa kondu . Artık çay ve neskafe için sıcak suyumuz da hazır. Bu arada bulaşıklar da yıkanmalı ; Deterjan kullanmadan , çamur içinde yetişen ve kalın köklü bir çeşit yosun kullanarak bulaşıkları yıkadım. Kaplar pırıl pırıl oldu . Deterjanla yıkansa bundan daha da temiz olmazdı. Akşam serini inmeden önce , gün içindeki güneşten zarar görmemesi için kaldırılmış olan çadırın dış tentesi örtülmeli , ve dışarıda kalacak malzemeler bir araya toplanmalı . Hava karardıktan sonra bütün çantanın karıştırılmasına gerek kalmaması için ,fener,volkmen,selpak ve ıslak mendiller, tuzlu çerez8, çay ve neskafe poşetleri , çadırın içinde kolay ulaşılabilir bir yere konmalı. Ayrıca gece uzun sürebilir , sohbet koyulaşabilir , bisküvi paketleri de kolay ulaşılacak bir yerde bulunmalı.
Güneşin batışını izliyoruz; Yaşamayanlar için dağda güneşin batışı nasıl anlatılır bilmiyorum, ama tek kelime ile muhteşem bir kızıllıktan sonra gelen bir ruh dinginliği hissediyorum . Çevremizde bulunan dağ sivrilerinin uçları hala aydınlık ve parlıyor. Daha alçaklarda güneş battı, hava karardı ama biz güneşi görebiliyoruz. Çok basit bir olgu, ancak bu durum bile insana zaman ve mekan kavramının ne kadar göreceli olduğunu düşündürüyor; Şehirdekiler için akşamın başladığı , ancak ışıklar yandığı için normal yaşantının devam ettiği bu saatlerde doğa boyut değiştiriyor , ve akşam uyanan canlıların seslerini duymaya başlıyorsun dağda . Oranın asıl sahiplerinin kendileri olduğunu vurgulamak istercesine, dağ bülbülleri seslerini duyurmak için birbirleri ile yarışıyorlar ,ve bize burada misafir olduğumuzu hissettiriyorlar. Artık karanlık bize de ulaştı . Ufukta sadece açık maviden koyuya doğru giden bir aydınlık var, sonunda o da kayboluyor. Ay çıkana kadar zifiri karanlık olacak. Şehirdekilerin hiçbir zaman tam anlamıyla göremedikleri Samanyolu artık seçilebiliyor.Uzay Bilimi konusunda bilgisi olan bir arkadaşımız yıldız guruplarını ve burçların konumlarını anlatıyor. O anda gördüğümüz bir yıldızın ışığının birkaç milyon yıl öncesine ait olduğunu konuşuyoruz . Yani o yıldızlardan bazıları artık ölmüş bile olabilirler. Acaba o ışıklardan birisinde de bizim dünyamızın birkaç milyon yıl önceki ışığına bakarak kendi koydukları ad her ne ise , Samanyolu‘nu konuşan başka canlılar olabilir mi ?
Artık fenerler yakıldı, termostaki sıcak su ile isteyen çayını isteyen neskafesini hazırlayıp geliyor.Kamp alanının bitişiğindeki kayalık alanda herkes kendisine bir yer kapıyor . Sadece bazı sesler , ve zaman zaman yanan9 fener ışıklarından başka görsel veya işitsel bir şey yok .Termosun nerede olduğunu el yordamı ile buluyorsun. Her zaman feneri yakmamak için en iyisi termos yanımda durmalı :) Sohbet koyulaşıyor, faaliyette yaşadıklarımızdan konuşuyoruz ; hangi aşıtı geçmek ne kadar sürdü . G.P.S ten ne kadar faydalanabildik . Akşam , vadiye inen sis ne muhteşem fotoğraflar verdi öyle ! , fıkra bilen var mı ? , senin sesin çok güzel , hadi bir türkü söyleyiver ! 2900 m de söylediğimiz türküler dağlarda yankılanıyor . Guruptaki herkes sanatçı imiş de haberimiz yokmuş :) Karşı dağların tepeleri parlamaya başladı . Ay doğdu , ama bizim içinde bulunduğumuz çukura ay ışığı gelene kadar saat 23 00 ü buldu . Karşı dağların ay ışığındaki görüntülerini fotoğraflamak istiyorum ama benim makinem profesyonel değil ki :( bir dahaki sefere profesyonel bir makine getirmeliyim . Yavaş yavaş alın fenerleri uyku tulumlarını hazırlamak için yanıyor ve uzaktan kocaman ışık topları gibi görülen çadırların son ışıklarını seyrediyorum, az sonra herkes yatmış ve yarınki uzun yürüyüşe hazırlanmak için derin bir uykuya dalmış olacak.
( 1. BÖLÜMÜN SONU. Yazı tahminimden uzun sürecek, kısaltmaya çalışırsam bazı bölümler anlamsızlaşacak, o yüzden iki bölüm halinde yayımlanması daha iyi olabilir. Saygılarımla, kolay gelsin. )
Cengiz ŞAHİN – 13. dönem Tütün Eksperi / Samsun
2 Yorumlar
Pingback: HES ‘ ler ve TRANS KAÇKAR/ Cengiz Şahin * | Toprak Onur Yaşam
Pingback: HES ‘ ler ve TRANS KAÇKAR/ Cengiz Şahin * | Toprak Onur Yaşam