Tarım sektörünün farklı kollarındaki sorunları zaman zaman dile getirmeye çalışıyoruz.
Bir dönem oryantal tütünde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye'de tütün sektörü şimdilerde zor bir dönemden geçiyor, hatta deyim yerindeyse can çekişiyor.
Hafta içinde konuştuğumuz Türkiye Tütün Eksperleri Derneği Genel Sekreteri Savaş Seyhan, sektörün içinde bulunduğu durumu ve uluslararası şirketlerin sektör üzerindeki algı yönetiminden yakındı.
Tekel’in özelleştirilmesi ve yaprak tütün bölümünün tasfiyesi ile Türkiye’nin her yerinde üretimin azaldığını hatta bazı illerde tütün üretiminin ortadan kalktığını belirten Seyhan, örnek olarak Trabzon, Artvin, Düzce, Kocaeli, Bursa, Edirne, Tekirdağ, Adana ve Malatya'yı gösteriyor.
Seyhan'ın bizimle paylaştığı rakamlar da sektörün içler acısı durumunu sergiler nitelikte: “Destekleme alımının gerçekleştiği1990'lı yıllarda Adıyaman’da 55 bin üretici 25 bin ton tütün üretirken, Türkiye’deki tütün üreticisi sayısı 600 bin, üretim ise 250 bin tondu. Şimdi gelinen noktada ise Türkiye toplamında 65 bin üretici 67 bin 850 kilogram tütün üretilmektedir. Bu miktar, PM, JTI, BAT gibi uluslararası sigara üreticisi firmaların ve hükümetin Türk tütüncülüğüne bakış açısı değişmedikçe daha da azalacaktır.”
Savaş Seyhan'ın eleştirdiği nokta, uluslararası tütün şirketlerinin sosyal sorumluluk projesi adıyla Adıyaman ve Hatay’da tütün üretiminin artışının sağlanarak bölgeye ve Türk ekonomisine katkı sunulduğu yönünde haksız bir algı yaratmaları.
Bakın Seyhan bu konuda ne diyor: “Söz konusu projede Adıyaman tütüncülüğüne önem veriliyor gözükmekle beraber bunun Adıyaman’ın kara kaşı, kara gözü için değil de ürün maliyetlerin düşürülmesine yönelik bir politika olduğunu düşünüyoruz. Ege Bölgesi'nde yetiştirilen İzmir tütünü 12,0-12,5 TL civarında satın alınırken, Adıyaman’da yetiştirilen aynı tütün 8,0 – 8.5 TL civarında alınıyor.”
Tütün Eksperleri Derneği'nin verileri ülke genelinde uluslarası tütün şirketlerinin Türkiye’den tütün alımlarının bir hayli düştüğünü ve düşmeye de devam ettiğini gösteriyor.
Son üç yılın rakamları ne demek istendiğini daha net anlatıyor..
2013 ürün yılında üreticiden 88 bin 220 ton, 2014 ürün yılında ise 67 bin 850 ton tütün alımı yapılırken, 2015 ürün yılında da tütün rekoltesinin 60 bin tonun altında olacağı tahmin ediliyor.
Seyhan diyor ki, “Ülkemizdeki tütün üretiminin düşmesinin en büyük nedeni sigara üreticisi firmaların Türkiye’den aldıkları tütün miktarını kısmalarıdır. Özellikle oryantal tütün üreticisi rakip ülkeler Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya’da hükümet ve ilgili makamların sigara firmalarına yaptıkları dayatmalar sonucunda söz konusu ülkeler pazar paylarını korurken tüm kesintiler Türkiye’den yapılmaktadır.”
Bu noktada bir başka tütün üreticisi ülke olan Lübnan örneğini veriyor Savaş Seyhan.
Tütün üretiminin devlet destekli olarak sürdürüldüğü Lübnan'da sigara üreticisi firmalar, sattıkları sigaralarda yer alan tütün miktarı kadar tütünü, Lübnan’dan satın almaya zorunlu tutuluyor.
Türkiye’de tütün üretiminin yıllardır giderek azaldığı ve yüzbinlerce üreticinin tütün üretiminden uzaklaşmak zorunda kaldığını belirten Seyhan, Lübnan gibi ülkelerde yerli üreticisini destekleyen ve koruyan uygulamaların Türkiye'de tütüncülüğe dikkate değer bir katkı sağlayacağı görüşünde.
Seyhan'a göre Türkiye, bölgesindeki en büyük yaprak tütün üreticisi olmasının yanısıra sigara firmaları için tüketim potansiyeli olarak dünyanın en cazip pazarlarından birisi olarak görülmesine karşın bu gücünü kullanamıyor.
Savaş Seyhan, geçmiş yıllarda Yunanistan, Bulgaristan, İtalya ve Polonya’da tarım bakanlıklarının uluslararası tütün şirketleri ileyapmış olduğu anlaşmalar ile söz konusu ülkelerin tütün üreticileri desteklenirken, bu durumun dünyada daha az Türk tütünü kullanımı ve daha az tütün üretimine yol açtığını savunuyor.
Tütün Eksperleri Derneği yöneticileri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın İtalya, Makedonya ve Yunanistan tarımbakanları kadar üreticilerini düşünmezse, gelecekte alıcıların İzmir, Samsun ve Basma menşeli tütün alımlarını keserek sadece emeğin düşük olduğu Adıyaman’dan tütün alacağını öngörüyor.
Savaş Seyhan, yaptığı tespit ve eleştirilere karşın sektörde atılan önemli adım ve gelişmeleri de söylemeden geçmiyor.
Philip Morris’in geçmiş yıllarda ürün geliştirme departmanını Yunanistan’dan Türkiye’ye taşımasını, Ar-Ge çalışmalarını Türkiye'deyaşama geçirmesi ve Argonomi Merkezi kurma yönündeki çalışmalarını son derece önemsediklerini dile getiren Seyhan, PMSA Genel Müdürü Enrique Jimenez’in 80 milyon dolarlık yeni yatırım açıklamasını da Türkiye için olumlu gelişmeler olarak değerlendiriyor.
Ama gözden kaçırılmaması gereken noktayı ise şöyle özetliyor: “Türk tütüncülüğü ve ekonomisi açısından can alıcı nokta sigara üreticisi firmaların daha çok tütün almaya zorlanmasıdır. Bunun da yolu Tarım Bakanlığı ile TAPDK’nın bu firmaları bu konuda zorlaması ve rakip ülkelerde yapılan anlaşmaların benzerlerinin Türkiye’de de yaşama geçirilmesidir. Aksi takdirde Türkiye Ar-Ge çalışmalarıyla uyutulurken tütün ticaretindeki büyük pastayı rakip ülkeler almaya devam edeceklerdir.”
Kaynak : businessht – 7 Eylül 2015