İl Özel İdaresi’nce ÇÜ’ye ait zeytinlik alana okul yapılma girişimi sivil toplum örgütleri, sendika, oda, birlik, siyasi parti temsilcileri, ÇÜ öğretim üyeleri ve kent dışından gelen akademisyenlerden büyük tepki gördü
Çukurova Üniversitesi’ne ait oto pazarı civarındaki Türkiye’nin en büyük 2. Zeytin Gen Araştırma Merkezi’ndeki ağaçların kesiminin yapılacağı gerekçesiyle sözkonusu alanda tepki eylemi düzenlendi.
Çukurova Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerin yanısıra sivil toplum örgütleri, tarım birlikleri, parti, oda ve sendika temsilcilerinin katıldığı eyleme Ankara Üniversitesi’nin yanısıra Ege Üniversitesi’nden akademisyenler de destek verdi.
Zeytinlik alanda düzenlenen basın toplantısında konuşan Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayzin Küden, üniversitenin kuruluşundan bu yana fakültenin zeytinlik alanı olarak kullandığı, üzerinde 300 yeni çeşitle birlikte toplam 386 gen çeşidinin toplandığı ve koruma altına alındığı bir tarım arazisi olduğunu söyledi.
Kök mülkiyeti üniversiteye ait olan taşınmazın Adana İl Özel İdaresi tarafından 2008 yılında bilgileri dışında imar değişikliği yapılarak el değiştirdiğini ve alana eğitim kompleksi yapılmak istendiğini hatırlatan Küden, “Halen bu alan eğitim, araştırma ve zeytin gen merkezi olarak fakültemiz tarafından kullanılmaktadır. Bu gen merkezinin önemi iklim değişikliklerinin toprak, su ve çevre koşullarını olumsuz yönde etkilemesine karşı bu materyallerin gen kaynağı olarak muhafaza edilmesi ve nesiller boyu yaşayan zeytin ağaçlarının ileriki yıllarda yapılacak araştırmalara ve torunlarımıza miras bırakılmasıdır” dedi.
Parsel üzerine inşa edilmek istenen okul kompleksinin ilgili yasaya aykırı olduğunu savunan Küden, sözkonusu parselin özel konumunun İl Toprak Koruma Kurulu’nda görüşülerek, tarıma ve amaca uygun olarak kullanımı yönünde karar alınması gerektiğini belirtti.
ÇÜ’de 43 yıllık bir geçmişe sahip olan Ziraat Fakültesi’nin bugün hasat bayramını kutlamaya hazırlandığını, her yıl neşe içerisinde kutlanan buğday hasadının bu yıl zeytin ağaçlarının katliamının istenmesi nedeniyle buruk yapılacağını anlatan Küden, “Umarım bu durum ortak akıl doğrultusunda kısa sürede çözüme kavuşur ve gerek zeytin gen merkezi, gerek üniversitemizin kullanımına tahsis edilmiş olan eğitim ve araştırma arazileri gerçek amaç ve mecrasında kalır” diye konuştu.
“ZEYTİNYAĞI İNSANOĞLUNUN ŞİFA KAYNAĞIDIR”
Tepkisini göstermek üzere Adana’ya gelen ve ÇÜ Ziraat Fakültesi’ne destek veren Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Ulusal Zeytin Konseyi Üyesi Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya ise zeytin ve zeytinyağının önemini vurguladı. Tamamen bir meyve suyu olan naturel sızma zeytinyağının portakal suyu gibi elde edildiğini belirten Özkaya, “Elinize aldığınız bir zeytin tanesini sıkarsanız içinden meyve suyu çıkar. Bu meyve suyundan suyu ayırırsanız geriye sadece ve sadece bütün doğal hali ile yani vitaminleri, aroma maddeleri, antioksidanları, fenolik bileşikleri ile birlikte oleik asit gibi elzem yağ asitleri içeren yağ kalır. Ancak bu naturel sızma zeytinyağı diye alandırılan meyve suyunda dünyada çok az canlıda rastlanan öyle maddeler de vardır ki bunlar öğrenildikçe zeytinyağının dünyadaki tüketimine yetecek zeytinyağı üretimi olamayacaktır. Naturel sızma zeytinyağı köpek balığının karaciğerinde bulunan ve bir nevi kanser ilacı olan ‘Squalene’ adlı maddeyi ve ibufen veya ibuprofen adlı ağrı kesicinin benzer etkiye sahip olan ‘Oleocanthal’ içerir. İşte bu nedenle zeytinyağı insanoğlunun şifa kaynağıdır.
1157 METREDE ZEYTİN AĞACI BULUNMUŞ VE KORUMAYA ALINMIŞ…
Ülkemizin zeytin ağacının gen merkezi olarak kabul edilen Yukarı Mezopotamya içinde yer alması nedeniyle büyük bir gen bahçesi durumunda olduğunu söyleyen Özkaya, “2003 yılında Ankara Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Harran Üniversitesi ve Mustafa Kemal Üniversitesi olarak yürütülmeye başlanan Devlet Planlama Teşkilatı Projesi kapsamında Şırnak’tan Mersin’e kadar 12 ili kapsayan Zeytin Gen kaynaklarını korumaya alma ve genetik haritalarını belirlemeye yönelik projemiz kapsamında bu genotipler Çukurova Üniversitesi Kampüsü içinde korumaya alınmıştır. Bu proje kapsamında Cudi dağında bin 157 metrede zeytin ağacı bulunmuş ve korumaya alınmıştır” dedi.
Zeytin gen kaynaklarını konusunun ne kadar önemli olduğunu diğer zeytinci ülkelerin yıllar önce kavradığını, kendi gen kaynaklarında toplu seleksiyon ıslahını bitirdiklerini ve ardından klonal seleksiyonu ıslahını da tamamlayıp melezleme ıslahına girdiklerini anımsatan Özkaya, “Oysa ülkemiz halen bu zenginliği bünyesinde taşımaktayken biz elimizdeki bu zenginliğin farkında değiliz ve hızla bu değerlerimizi kaybediyoruz. Bu gen zenginliği sayesinde ülkemizde de artık yerel çeşitlerin önemi gittikçe artmaktadır” diye konuştu.
Tarsus’ta ‘sarı ulak’, Burhaniye’de ‘Ayvalık’ zeytin çeşidinin dünyada birçok ödül aldığını vurgulayan Özkaya, TBMM’nin 2006 ve 2008 yıllarında zeytin ağacının önemine istinaden araştırma komisyonları kurduğunu aktardı. Zeytin gen kaynaklarının korunması gerektiğini yineleyen Özkaya, ülkemizin zeytin için en güzel ekolojiye sahip olduğunu dile getirdi.
“BİRÇOK ARAŞTIRMA DA YOK EDİLECEK”
Zeytindostu Derneği Adana Temsilcisi Murat Öztanrıöver de zeytin gen merkezinin yerine eğitim kampüsünün yapılmasının yanlışlığına işaret etti. Soruna çözüm bulunmasını isteyen Öztanrıöver, sözkonusu merkezin 1976 yılında kurulduğunu anımsattı. Merkezde yapılan araştırmalar sonucu zeytincilik sektöründe bölgemize ve Türkiye’ye yön verecek sonuçlar çıkarıldığını vurgulayan Öztanrıöver, şunları söyledi:
“Zeytin gen merkezinin yok edilmesi ile yapılmakta olan birçok araştırma da yok edilecektir. Zeytin gen merkezini kaybettiğimizde birçok akademik insanın emeği, zamanı, umutları yok olacaktır. Çukurova ve Türkiye’de zeytin sektörünün geleceği büyük bir kayıp yaşayacaktır. Bir eğitim yuvasının ve merkezinin yok edilerek başka bir eğitim merkezi yapılması mantığına yol vermeyeceğiz. Yeni nesillere bırakabilecek çok fazla milli servetimizin kalmadığı bir ortamda bu tür zenginliklerimizi, çocuklarımıza ve yeni nesillere devredebilmek için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz.”
“ŞİRKETLER GÖZ MÜ DİKİYOR?”
TEMA Vakfı Adana İl Temsilcisi Halil Akyürek ise dünyayı yönetenlerin siyasiler değil birkaç şirket olduğunu savunarak, “Galiba ÇÜ’de güzel şeylerin yapıldığını keşfeden tohum ve fidan piyasasını istediği gibi yönlendiren şirketler, onların bir baskısı mı var diye aklımızdan soru işareti geçiyor” dedi. Avrupalı zeytin şirketlerinin Türkiye’den topladıkları kaliteli zeytin yağının üzerine kendi markalarını kullanarak Avrupa’da pazarladıklarını öne süren Akyürek, Türkiye’nin artık Avrupa’da zeytincilik konusunda söz sahibi konumuna ulaştığını bunu engellemek isteyenlerin olabileceğini sözlerine ekledi. Ankara, Ege üniversiteleri ile ÇÜ Ziraat Fakültesi ve diğer fakültelerden çok sayıda dekan ve öğretim üyesinin katıldığı tepki eylemine Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şubesi, Adana Çiftçiler Birliği, CHP Çukurova İlçe Başkanlığı, Yüreğir Ziraat Odası Başkanlığı, TEMA ve çeşitli sivil toplum örgütleri de destek verdi. Tepki eylemine katılanlar konuşmaların ardından zeytinlik alanı gezdikten sonra dağıldılar.
Öte yandan arazideki zeytin ağaçlarının kesiminin şimdilik durdurulduğu öğrenildi.