Dünya durmaksızın dönüyor, ama öküzün boynuzunda değil. Dünyayı döndüren bir çark var. Çarkı, döndürenler; üretenler, emekçiler ve yoksullar… Bir de çarkını döndüren çarkçı başları var. Çarkçı başları olan şirketler dünyalıklarını; üreten, emekçiler ve yoksulların sırtından döndürüyorlar. Anlayacağımız, anlayacağınız dünya dönüyor. Dünyanın sırtında şirketler de atlıkarıncalara binmiş, neşe içinde para istifliyor!
Asgari ücret belirlendi, bütün bilimsel verilerin tersine; işverenlerin yararına 1603 TL oldu. İşverenlerde keyif keka…
Memurların maaş artışı belirlendi, memurlar enflasyonun yarı boyuna bile erişemedi. Çarkın dişlileri arasında yaşama maharetlerine yeni mahirlikler katma zorunda şimdi onlar.
Emeklilerin durumu mu? Memurların bile ardında.
Ya çiftçiler? Onu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. Bir dokun, bin ah işit hallerinde.
Bakın. Çiğ süt fiyatları belirlendi. Çiğ süt fiyatları 13 kuruş artırıldı; 1,53 TL oldu. Bozdur, bozdur harca.
Üreticinin istediği fiyat 1.65 TL. Sanayicinin teklif ettiği fiyat 1.46 kuruş oldu. Hali hazırdaki fiyat 1.40 TL idi zaten. Ya sanayicinin teklifi ne oldu? 6 kuruş artış!
Haberlere göre, toplantı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda gerçekleştirilmiş ve 3,5 saat sürmüş. Bu saat niye verilir ki? “Bakın, bu kadar kısa sürede çarkçı başları işlerini becerdi, görün” demek için mi acaba?
Ulusal Süt Konseyi (USK), 1.40 TL olan çiğ süt referans fiyatını 13 kuruş artırdı, 1.53 TL olarak belirledi. Fiyat şöyle gerçekleşmiş: 1.44 TL çiğ süt, 9 kuruş da hizmet bedeli eklenerek 1.53 TL. Aslına bakıldığında sanayicinin verdiği teklifin bile altında tecelli etmiş.
Evet, sanayici bir göz istemiş, USK, al sana iki göz demiş. Ve bu fiyat 1 Şubat – 30 Haziran tarihleri arasında geçerli olacak. Karar böyle. Bu fiyat 3,6 yağ oranı ve 3,2 protein özelliğine sahip süt için. Bu ne demek? Bütün çiğ sütler aynı fiyatta olamayabilecek. Başka bir deyişle, belirlen fiyat; taban değil, tavan fiyat!
30 Haziran’da da fiyat artacak beklentisine girilmesin. O dönemde koyun sütü devreye girecek, fiyatlar arz fazlası nedeniyle baskılanacak. Sanayici fiyatın düşürülmesini isterse bile şaşırmayın.
Gelelim görüşlere;
Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD) Başkanı Sencer Solaklıoğlu: “fiyat yetersiz ve riskli” dedi. Gerekçe olarak da, maliyet yani üretim girdileri dövize endeksli, dövizin seyri belirlenen bu fiyatı öngörülen sürede aşabilir. Doğru.
Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru:
“Keşke bu noktalara gelene kadar beklenilmeseydi. Fiyatlar çok uzun bir süre düşük kaldığı için üretici ineklerini, düvelerini kesime gönderdi. Keşke bu adımlar çok önceden atılsaydı. Şimdi piyasada yeterli seviyede süt olmadığı için sanayiciler kendi bölgelerinin dışındaki yerlerden de süt tedarik etme çabasına girdi” dedi. İthalatın sırrı işte bu kesilen düvelerde saklı. Bilginize.
Bu açıklamada “sanayiciler kendi bölgelerinin dışında süt tedarik etme çabasına girdi” sözü dikkat çekici. Açıklayayım. Eskiden süt piyasasını Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) Türkiye genelinde düzenlerdi. SEK özelleştirildikten sonra sanayiciler bölgeleri aralarında paylaştılar. Bir firma diğerinin bölgesine girip süt almıyor. Dolayısıyla süt piyasası serbest değil, sanayiciler arasında parselli. Parseller tapulu değil, sözleşmeli üreticilik yöntemiyle zilliyetli (!)
Peki, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı GTHB) bu süreçte ne yapıyor? GTHB, USK’nın Aralık ayında belirlediği fiyat, enflasyonu arttırır gerekçesiyle fiyat artışına karşı çıkmıştı. Yani; yanı, yanlı!
Bu durum perakende fiyatına nasıl yansır? 2017’de tereyağı fiyatı %43, yoğurt fiyatı %22,5 (İrfan Donat) artırılmıştı. Çiğ süt fiyatı hizmet bedeli dahil %10 bile artmadı. Bu sanayiciler fiyatı arttırmayacak anlamına gelmez tabii. Artıracaklar. Bu kez çarkçı başlarının çarklarını döndürdükleri çarklarından biri de tüketiciler. Onlara zam ile yükü bindirecek, yoksullar daha yoksullaşacak.
Evet. Üretici fiyatları ve emekçi ücretleri çiğ, tüketicilerin fiyatları pişirici-yakıcı, zenginlerin/şirketlerin kasalarını şişirici nitelikte! O zaman; en baştaki uçtaki üretici, aradaki emekçi ve son uçtaki tüketicilerin ucu birbirine değerse ne olur? Galiba şase yapar, memleket yangın yerine döner. Benden söylemesi.
Kaynak : Özgürlükçü demokrasi