Yağcılar ve İçmeler’deki iki ayrı tesis için verilen ÇED izinlerini iptal eden mahkeme, bölgenin ekolojik zenginliğine dikkat çekti
Köylülerin avukatı Mercan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yargı kararlarına karşın verdiği yeni ÇED izinleriyle, görevine kötüye kullandığını savundu.
İzmir 1. İdare Mahkemesi, İçmeler ve Yağcılar’daki iki ayrı taş ocağı ve kırma tesisi için verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) izinlerini iptal etti. Kararda, KaraburunYarımadasi’na özel hurma zeytinciliğin önemine dikkat çekerek, bu tür tesislerin ekolojik dengeye zarar vereceğini vurguladı. Köylülerin avukatı Şehrazat Mercan da, daha önceki iptal kararlarını dikkate almayarak yeni izinler veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın görevini kötüye kullandığını savundu.
Bakanlık, Urla’nın Yağcılar köyünde kurulmak istenen kırma tesisi için 2006 yılında ÇED olumlu raporu vermiş, ancak köylülerin açtığı davaların ardından rapor iptal edilmişti. Bu kez dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009 yılında bu kez hem Yağcılar hem de bağlı İçmeler bölgesindeki iki ayrı alanda taş ocağı ve kırma tesisi yapmak isteyen firmalara, yeniden ÇED olumlu raporu verdi.
Bunun üzerine çevrecileri yanına alan Yağcılar köylülerinin yanı sıra, İçmelerdeki tesisin kurulmak istendiği kampüs alanının sahibi İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü, yeniden yargıya başvurdu. İzmir 1. İdare Mahkemesi de, yeni oluşturulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygulamasını haksız bularak, her iki ÇED raporunu da geçersiz kıldı. Kararda, özellikle Karaburun Yarımadası’na özel ekolojik sisteme dikkat çekildi.
YARIMADA VURGUSU
Bu tür tesislerin zeytin alanlarına uzaklığının en az 3 kilometre olmasının anımsatıldığı kararda, zeytinciliğin de yarımada için yaşamsal önemde olduğu vurgulandı. Bölgede yüzde 90 oranında “erkece” türü zeytin yetiştirildiğinin anımsatıldığı kararda, şu görüşlere yer verildi:
“Kimyasal bir işleme gerek kalmaksızın ağaç üzerinde olgunlaşan ve tüketilen ‘hurma’ zeytinin bu özelliği gösterdiği tek bölgenin KaraburunYarımadası olduğu bilirkişi tarafından saptanmıştır. Ayrıca mevcut yabani zeytin ağaçlarının (delice) yerinde aşılanması, sonrasında bakımlarının yapılması yasalarla belirlenmiştir. Proje alanı ile çevredeki zeytinliklerin arasındaki uzaklık, bin 200, bin 400 metre arasındadır. Buna karşın ÇED raporunda zeytin alanlarına ilişkin değerlendirmelere yer verilmediği anlaşılmıştır. Toz üreten faaliyetin çevresel etkilerinin olumlu olarak kabul edilmesine ilişkin dava konusu işlemde, ‘konu’ bakımından hukuksal uyarlılık bulunmamaktadır.”
Mercan da, mahkemenin özellikle “hurma zeytinin” önemine vurgu yaptığını belirterek, “Kararda mahkeme, denizliden gelen tuzlu havayla ve nemle birleşerek kendiliğinden olgunlaşan bu zeytin türünün, bu bölgede yoğunlaştığına dikkat çekti. Bu tesisler de bin 200 ile bin 400 metre yakınlıktaki bu özel ağaçlara zarar verecekti. Ancak Yağcılar’daki iptal kararına karşın aynı işletmenin hemen dibine ikinci bir kırma tesisi kurulmak isteniyor. Bunun için de yeni bir ÇED süreci başlatılıyor. Yarımadada bu tür yerlerin gözardı edilmesi ve sürekli yenilenen ÇED’lerle, bakanlığın görevini kötüye kullanmaya başladığını düşünüyor. Bu istismara karşı hukuksal anlamda harekete geçeceğiz” dedi.
Kaynak : Cumhuriyet – 25 Ekim 2011