Yeni gıda krizi büyük bir olasılıkla 2011ʻin Mart ayında, bir önceki kriz sırasında vurduğu yoksul bölgelerde baş gösterecek. Sonra da her bir bölge ve ülkenin özgül koşuluna göre küreye yayılacak.
Dr. ÖZGÜR UÇKAN ozguruckan@gmail.com
2011ʼin ilk ayında, bu yılın ilk yazısını “gıda krizi” üzerine yazmak, inanın benim seçimim değil. Kötü haber için kusura bakmayın. Ama iki yıl önce yaşadığımıza benzer ve muhtemelen daha derin bir küresel gıda krizi yaklaşıyor. Kriz aslında başladı bile, ama henüz hepiniz hissetmediniz. Bunun nedeni dünyada kronik açlık çeken bir milyar insandan biri olmamanız olabilir. Bir başka nedeni ise, panik içindeki hükümetinizin konjonktürü yönetmek adına yaptığı geçici ayarlar da olabilir. Ya da dünya gıda devlerinin borsalar üzerindeki spekülasyonlarıyla bombanın saatini sürekli geriye almaları da olabilir.
G20, uluslararası kuruluşlar ve Birleşmiş Milletlerʼin sonuç vermeyecek çabaları da krizin etkilerini henüz hissetmemenizde bir nebze etkili olmuştur.
Mesela burada, Türkiyeʼde, Ak Parti hükümeti krizin etkilerini seçim sonrasına bırakmak için elinden geleni yapacak; bir yerlerden fon bulacak; bu arada tarım ve ilişkili sektörlerde yeni zenginler göreceğiz; fiyat artışı kontrollü ama yine de hızlı olacak… Ama er ya da geç biz de otuz yıldır bir tarım politikamızın olmamasının, küresel endüstriyel tarıma teslim olmamızın, kendine yeterlik kriterlerinden uzaklaşmanın bedelini ödeyeceğiz.
Yeni gıda krizi büyük bir olasılıkla 2011ʻin Mart ayında, bir önceki kriz sırasında vurduğu yoksul bölgelerde baş gösterecek. Sonra da her bir bölge ve ülkenin özgül koşuluna göre küreye yayılacak. Adına “küresel gıda güvenliği” denilen yeni bir “küresel polis devleti”nin doğduğunu göreceğiz. 2008ʻde BM Barış Gücü Haitiʼye sadece “barış” için müdahale etmemişti. G7 ülkeleri on yıldır bu alanı harıl harıl fonluyor. Obama Hükümeti sadece geçen yıl 3,5 Milyar Doları bu işe ayırdı. Çin, Rusya, Fransa, Almanya, İngiltere de onu izliyor. Çokuluslu gıda devleri de bu fona katkıda bulunuyor. Bu “güvenlik”, kriz patladıktan sonra, dünyanın zirvesini korumak için devreye girecek. Ama işe yarayacak mı, göreceğiz…
2007 – 2008 gıda krizi, küresel ölçekte bir reel kriz patlak verdiğinde neler yaşanabileceğinin önizlemesini sunmuştu. Bu dönemde yıllık fiyat artışı mısırda %31, prinçte %74, soyada %87, buğdayda %130 olmuştu.
2008 baharında bir çok ülkede kanlı isyanlar başgösterdi. Mısır’da, gıda fiyatlarındaki artışı ve ücretlerin düşüklüğünü protesto eden kitleler polisle çatıştı ve olaylar bir genel grev niteliğine büründü. Gıda fiyatlarının %50 yükselmesi sonucunda çıkan olaylarda Haiti’nin Les Cayes şehrinde en az dört kişi öldü; Port-au-Prince sokakları günlerce yandı; BM Barış Gücü müdahale etti. Fildişi Sahilleri’nde çıkan olaylarda çok sayıda kişi yaralandı. Yüksek petrol ve gıda fiyatlarını protesto eden halk Kamerun’da son 15 yılın en kanlı isyanına kalkıştı; dört günde kırk kişi öldü. Mozambik’deki olaylarda dört kişi öldü, yüzden fazla kişi yaralandı. Tüm gıda ihtiyacını ithal eden Senegal’in Dakar şehrinde şiddetli protesto gösterileri yaşandı. Yemen’de yüzlerce kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan olaylar beş gün sürdü. Moritanya, Bolivya, Endonezya, Meksika, Hindistan, Burika Faso ve Özbekistan’da da benzeri isyanlar patlak verdi. Dünya Bankası, gıda fiyatlarındaki artışın en az 33 ülkede istikrarsızlık yarattığı uyarısında bulundu.1
¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨¨
1
Falksohn, R. et al (2008). “Global food crisis. The Fury of the Poor”, SPIEGEL Online International. http://
www.spiegel.de/international/world/0,1518,547198-2,00.html
Kaynak : Emek Dünyası – 10 Ocak 2011