Ayvalık’ta zeytincilikte “tayfa krizi” yaşanıyor. Mübadele öncesi Ayvalık’ta sırf Yunanlılar yaşıyordu. Yunanlılar zeytinleri kendileri ailecek topluyorlardı. Bu amaçla zeytinliklerin tümüne damlar inşa etmişlerdi. Ayrıca yollar, su yolları, sarnıçlar hatta küçük kiliseler bile mevcuttu (30 civarında olduğu ve şimdi birkaçı dışında hepsinin yıkıldığı biliniyor).
Ticaret gene şimdi olduğu gibi perşembe günleri kurulan pazarda yapılıyor, dağlardan gelen yörüklerle takas yoluyla ticaret yapılıyordu.
Mübadele sonrası (1924) Türkler bu düzeni bir zaman sürdürdü. Ya kendileri topluyordu zeytinleri ya da imece yapılıyordu.
Büyük toprak sahipleri ise topraksız ya da az topraklı insanları yevmiye ile çalıştırıyordu. Halen devam eden cinsiyete dayalı işbölümü vardı. Erkekler uzun sırıklarla zeytinleri yere düşürüyor kadınlar yere düşen zeytinleri topluyorlardı. İki kadının yevmiyesi bir erkeğin yevmiyesi kadardı. bir sırıkçı iki toplayıcıdan beklenen bir günde en az üç çuval yaklaşık 250 kilo zeytin toplamalarıydı.
Zamanla az topraklı ve topraksız çiftçiler başka meslekler edindiler, ya da Ayvalık’ı terkettiler. Hele 1974 sonrası sabunculuk çökünce Ayvalık ciddi bir dış göç verdi.
Bu defa Ayvalık’a Balıkesir merkeze bağlı topraksız Çepni köylüleri zeytin toplamak için gelmeye başladı. 1990’lı yıllarda ise Çepnilerin yerini Kürt sorunundan ötürü göç etmek zorunda kalan, köyleri yakılan Mardin ve civarından Kürtler aldı.
Daha yüzyıl tamamlanmadan aynı zeytin ağaçlarının altında birçok dil ve inanç gelip geçti.
Zeytinler baki kaldı !!!
Son dönemde ise zeytin toplamaya Suriyeli mülteciler geliyordu.
Bu yıl hiçbirisi yok.
Ayvalıklı kadın işçiler 60 erkek işçiler 100 TL istiyor. İvrindi – Savaştepe’den günübirlik gelenler ise sırasıyla 45 ve 60 TL alıyor.
Toplama maliyeti her halükarda toplam zeytin maliyetinin en az yarısı.
Eğer yağ çıkaracaksanız buna tasiriye ücretini, kap kacak maliyetini de hesaplamak zorundasınız.
Toplayıcı işçilerin azalmasının esas nedeni ise tarımda yaşanan çözülme. Köylerde genç kalmadı. Yaşlılar ise zaten iş yapamazlar ve bir kısmı da emekli. Kahyalar “bırak toplayıcı kadın işçi bulmayı köylü erkekler evelenecek kadın bulamıyor, parası olan kadın erkek kahrı neden çeksin” diyorlar.
Zeytinyağı maliyetinin bu derece artması küçük üretimi devam ettirilemez duruma sokuyor.
Aşağıdaki tabloda yalnızca Ayvalık’taki maliyetler göz önüne alınarak bir fiyat çıkarılmıştır.
Bu iyimser bir fiyattır çünkü %20 lik bir zeytinin yağa çevrilmesi hesap edilmiştir. Verim kuraklık nedeniyle hem genel olarak düşüktür, hemde zeytinin yağa işleme oranı düşüktür. Piyasada TARİŞ 18 Tlye alıp yapmaktadır. Yaza doğru bu fiyatların daha da artması söz konusu olacaktır.
Bu derece yüksek maliyetin nedenleri şu şekilde özetlenebilir:
1- Hükümetlerin uyguladığı küçük üreticiyi ve tarımı yok etme politikaları,
2- Zeytinliklerin farklı amaçlarla kullanıma açılması, bir yandan da başka ürünlerin yerine zeytin dikilmesi, ülke çapında doğal dengenin ve geleneksel ürün çeşitliliğinin yok edilmesi.
3- Küresel iklim değişiklileri
Bütün bunlara karşı gerek biz üreticilerin onurlu bir hayat sürdürebilmeleri, gerekse tüketicilerin sağlıklı ve ucuz gıdaya erişebilmeleri, Çiftçi-Sen’in savunduğu “Gıda egemenliği”nin sağlanmasıyla mümkündür. Yani üretimin piyasa değil ihtiyaçlar için yapılması. İşaret edilen politikalardan ve en önemlisi gezegenimizi tüketmekten vazgeçmemiz gerekmektedir.